-02-

873 368 313
                                    

2.Bölüm.

"Gülmek için acıya katlanman gerekir "

🌍

Yavaş yavaş döndüm ayaklarım üzerinde, bu tam bir dönüş değildi vücudum yarım dönük ellerim cebimde kafam hafif sola bakar halde idi.

"Beni sevme" dudaklarımdan dökülen buz gibi kelimeler çıkar çıkmaz don etkisi yaratmış ve yere düşüp paramparça buz kristalleri halini almışlardı.

Bazen insanlar acı çekerek birşeylerin farkına varırdı. Ona söyleyebileceğim tek kelime buydu. Ben buzdan bir insandım asosyaldim. Hayattan pek bir beklentisi olmayan çoğu şeyden zevk almayan, ruhunu müzik ile beslemeyi, karanlıkta yürümeyi seven, çok az konuşan biriydim. Bu beni gizemli yapıyordur belki ama benim umrumda bile değil. Çünkü ben 'ben' olduğum için Arafım. Havalı görünmek için değildi bu yaptığım.

Hangi kız ona ilgi göstermeyen erkeği sever ki? Eğer istiyorlarsa kızlar cidden akıllarını yeniden kontrol etmeli. Aslında bunu tek kızlar için diyemem erkekler içinde geçerlidir bu.

Arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim.

"Araf! Seni sevmekten vazgeçmeyeceğim ben! Yanında olucam ruhunun içinde geziniceğim ve seni çözüceğim. Gerekirse bunun için ölümü bile göze alırım"

Arkamı döndüm. 'Sen delimisin?' der gibi baktım yüzüne, sinirlenmiştim. Peki ama neden? Bu kadar kesin konuşmasındanmı korkmuştum? Ah hayıır korku lugatımda yoktu benim. En azından bir insandan korkucak biri değildim.

"Bak ufaklık başına bela alma ben siyahım. Bana bulaşmak senin eline hiçbirşey vermez"

"Sen kötü biri değilsin Araf siyah olan zırhın! ve sen," durdu söyleyeceklerini tartar gibi bir hali vardı,yutkundu"beyazı içinde istemeyen bir zırha sahipsin!"

"Bu konuşma anlamsız! Bana bunları hiç demedin sayacağım! eğer üstelersen senin için iyi şeyler olmaz"

Sözlerim kesindi benim, arkamı döndüm ve sınıfa geri girdim.

Dersler sıkıcı olarak devam etmiş nihayet son bulmuştu. Kulaklarımda son dersin ortalarında dinlemeye başladığım Charlie puth'un 'how long' adlı şarkısı çalıyordu.

Ritim tutarak eşlik ettiğim şarkıma zilin çalışı ile ayağa kalkarak devam ettim.

Çantam tek kolumda asılı deri montumun cebine soktuğum elim ile biraz sonra dışarı çıkacağımı kendime hatırlattım.

Adımımı atmam ile soğuk hava dalgası tüm vücudumu esir aldı. Dışarı bir nefes verdim. Kendimden emin adımlarla ilerledim.

"Hey!" diye bir ses işittim. Arkamı döndüm ve baktığımda 'yinemi sen?' Dercesine bir bakış fırlattım. Yakaladımı bilmem ama arkamı dönüp ilerledim.

Peşimden koşturup bana yetişti.

"Araf bak beni bir dinle!" şarkımın bitmesiyle kızın sesini işitmiştim. Arkamı dönmem ile burun buruna geldik. Çeneme geliyordu. Hoşnutsuz bir şekilde elimin işaret parmağı ile köprücük kemiğinin biraz altından yavaşça ittirdim.

"Benden uzak dur küçüklerle uğraşıcak vaktim yok!"

Bir rüzgar dalgası geçip gitmiş ve saçlarını savurmuştu kızın. Üşüdüğü belliydi ama söz dinler gibide değildi.
Zaten dinlese başımdan giderdi.

"İnatçı keçiliğini bir kenara bırak Araf Sare! İşimiz var beni takip ediyorsun! "

Tek kaşımı kaldırdım. Bir kaç kişi bize bakarken bir adım attım ufaklığa doğru. Dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve tek kaşım havalandı. "Güzel cesaret gösterme yöntemiydi tebrik ederdim ama aptallıktı yaptığın" son sözüm ile gülümsemem yerini düz bir ifadeye bıraktı. Omuz atarak ilerledim yanından.

Okul kapısından çıktığımda kulaklıklarımda yine müzik vardı. Aklımda ise O. Arayışım.

"Araf!" diye bir ses duymuştum ki bana karşı gelen arabayı fark etmemiştim o esnada. Bir adım geri çekildim bana karşı gelen baş belası yere çakılacakken kolundan tutup çektim.

Araba korna çalarak giderken kıza sinirli sinirli baktım.

"Bana ayak bağı olmayı kes!"

"A-ama ben... Araba.. Geliyo diy-"

"Yapma bir şey yapma!" diyerek kükredim. Yerinde sıçradı. Okulda her zaman sakinliğimi korumuş ve çok az konuşmuşumdur lakin bu kız beni bağırtmıştı.

"Sana ihtiyacım yoktu! Hayatını hiçe sayma! Başkaları için yaşama helede hak etmeyen biri için! "

Son sözlerim ufaklığın kalbini acıtmış acısı göz pınarlarına dolmuştu. Beni sevmemeliydi ben sevmeyi bilmeyen bir insandım İnsanlara kördüm. Bu kız ise çok zıttımdı. Tam bir baş belasıydı.

Yüzüne ciddiyetle baktım ve kelimelerimi tam yüzüne neredeyse ağzımdaki sıcak havanın dışarı çıktığında salisesinde donduracak kadar kısa bir sürede söyledim. Bir buz Kristalleri gibi soğuktu sözlerim, uyarı verir nitelikteydi. Sakin net ama sertti.

"Uzak dur benden ufaklık! "


Edit:618 kelime

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin