-3.4-

237 78 98
                                    

Şarkı tavsiyesi için teşekkürler ❤️ LahmacunluNutella dinlemenizi öneririm. Aklınıza Araf gelecek.

🌍

"Yaşanmışlıklarımı yaşanmışlıkların ile  birleştirebilsem bir  sonuca ulaşabilirmiydik?"

34.Bölüm.

Korku dolu bakışmamız arayışım ile aramızda bir süre gidip geldi. Venüsü boğabilirdim. Ben yemek yapmayı nerden bileyim! Tek yaptığım kahveydi benim!

Elimi alnıma koydum ve yüzümü eşkittim. "Şey yemek yapmayı biliyormusun?"

Arayışım şuan ki durumuma karşın şaşırmış olacak ki yüzünde bariz bir şaşkınlık peydah oldu. Evet bende şaşkındım.

"Çok değil"

Bir süre aldıkları malzemelere göz gezdirdim. Çoğu abur cuburdu.

"Ateş hala yanıyordu değilmi? Aklıma bir şey geldi" sustum ve düşündüm.

"Karavandan kahve yapmamıza yarayacak bir kap bulabilirmisin?"

Kafa sallayıp karavana giderken kenardaki paketleri açmaya başladım. Ekmekleri kızartabilirdik ateşte. Ve şunlarıda ateşte pişirebilirdik. Şişlere dizdiğim şeyleri ateşte pişirmekle meşguldüm.

Yaklaşık yarım saat poşetteki şeylerden birşey elde etmeye çalıştık neyseki yiyebileceğimiz birşeyler yapabilmiştik. Inşallah zehirlenmezdik.

Venüs ve Ella yanımıza el ele gelirken onlara göz devirdim. Burda benim kalbim hızlı hızlı çarpsın beyefendi nispet yapar gibi sevgilisi ile  el ele gezsin.

Normalde olsa asla yemek yapmazdım Venüs ve Ellaya. Kabul etmemdeki tek sebep Arayışım ile zaman geçirmekti.

Venüs alttan alttan gülerken ona delici bakışlarımı göndermeyi ihmal etmemiştim. Elimi ekmeğe uzatmış almaya çalışırken ekmeğin gelmeyişi sinirimi bozmuştu. Venüsün kahkaha atışı ile dönüp ekmeğe baktım. Elimi ateşe dokunmuş gibi hızla kendime çektim.

Tuttuğum el arayışımın eliydi!

"Gülmesene sen!"

"Çok komiktin lan!" diyip geri güldü ibne.

"Kusura bakma ya" dedim ama bir an bile Venüse bakmayı kesmedim.

"Ella sen sevgilinin ağzına bişey tıksana sussun yoksa benim elimde kalacak"

"Aşkım sus artık bak utandı çocuk"

Venüs daha çok anırırken ben sabır çektim. İkiside gerizekalı ne bekliyordum ki ben. "Sen en iyisi kendi ağzınada bişey tık" diyerek yerimden kalktım.

Adımlarımı göle doğru attım. Yıldızlar çok güzel gözüküyordu. Hava soğuktu ama üşütmüyordu. Orman uyuyordu bugün fazla sesssizdi. Uyanık olan tek şey ateş böcekleriydi. İtina ile gece olmasını beklemişlerdi sanki. 'Gece olsunda en güzel ışık kiminmiş görelim' dercesine yarışa tutuşmuşlardı.

Göle daha çok yaklaştım ve bağdaş kurup oturdum.

Kafam oldukça karışıktı aslında. O kimdi? Kocaman insanlardık biri neden benim gölgem olsundu ki?eşcinsel filanmıydı? Çıkarı filanmı vardı? Benden haz etmeyen birimiydi? Hiçbir fikrim yoktu.

Peki ya bana zarar verirmiydi? Orası muammaydı. Şuan yapmamıştı sadece kendini tanıtmıştı. Ama bu peşimde olan birinin bana ne kadar faydası dokunacağını gösterebilirdi ki?

Neden normal birisi değildim ki?

Hayatımdan tutunda aşık olduğum insana kadar zaman kaybıydım ben. Hırsla elimin altında ki taşı göle attım.

"Senden nefret ediyorum!"

"Sanırım geri dönmeliyim?" ürkekçe sorulan basit bir soru...
Ama onun dudakları arasından bana karşı sorulan altın suyuna batırılmış bir soru.

Pahabiçilemez...

"Anlamadım?" dedim hafiften yönümü arayışıma dönerken.

Yanıma oturup benim gibi bağdaş kurdu. Yönümüz göle dönük bedenlerimiz yan yana lakin biz çok uzakta olarak ayrıldık birbirimizden. Ruhlarımız burada değildi sanki. Farklı şeyleri düşünüp durduk bir süre. Bir süre sonra sessizliği bozan o oldu derin bir nefes aldı gözlerini gözlerime dikti. Gözlerinin içinden geçen birkaç anlamı yakalamaya çalıştım Lakin hiçbir şey anlamamıştım.

" Biliyor musun Çok tuhafsın soğuksun, yapayıktan uzaksın kendine has ve değişiksin seni anlaması güç" gözlerime baktı sonra derin bir nefes aldı söyleyeceklerini tarttı sanki "neden böylesin? " o an sustum sadece durdum. Hiçbirşey söylemedim. Oysa  şuan ona, ne çok şey söylemek isterdim... Bağıra bağıra Onu sevdiğimi söylemek, Herşeyi anlatmak isterdim, ama yapmadım. Yapamadım.

" Neden merak ediyorsun ki?"

"Bilmiyorum"

"Öyleyse Bırak öyle kalsın daha fazla uğraşma çünkü beni ben bile anlamıyorum. "

Arayışım tüm umutlarını  bir gemiye yüklemiş sözleri sözlerim ile çatışmış ve ne yazık ki mağlup olmuş, denizin dibini boylamıştı.

Yerimden ayaklandım. " Kim bilir belki bir gün beni anlayacak, hislerimi benden daha iyi tanımlayacak kadar iyi tanıyor olursun"

Gözlerime bilinmezlik ile bakmaya devam etti. Ben ona yukarıdan bakarken o bana aşağıdan  baktı. Sonra ona elimi uzattım ve yerden kaldırdım. Elimi tutması kalbime zararken ateşe el uzatıyordum. Tehlikeli sulardaydım.

"Hava soğudu karavana gidelim"




EDİT:632 kelime

Üzgünüm kısa oldu ama fazla bekletmek istemedim. Yazabilirsem yeni bölümü hemen atacağım. Kendinize iyi davranın!

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin