-1.3-

387 211 116
                                    

13.Bölüm.

"Ani bir karar veriyorsan sonucunda 'keşke' çekicek hale düşmemelisin!"

🌏

Kafamın içimdeki asitli düşünceler. Beynimde dolaşıp duruyordu. Asit zarardı.

Otobüsün durması ile inip Venüsün verdiği adrese geldim.

Bir süre yürüyüp etrafı tanımaya çalışarak ilerledim. Sonunda dediği yere gelince içeri girdim.

Girişte kırmızı halı ile karşılanıp içerisinin geniş ve karanlık oluşu klostrofobim olmadığına rağmen olmaya zorlayacak gibiydi.

Etrafı temizleyen iki kişi vardı. Biri sandalyeleri düzenliyor diğeri ise yerleri süpürüyordu. Çalışanlar Beni görünce Venüsü sordum. Mavi saçlı çocuk arkamda bir yeri gösterdi.

"Arkada babalık" kafamı sallayıp ilerledim. Çok geçmeden Bardak silen Venüsü gördüm. O bir barmendi. Bardağı değişik ve hızlı şekiller ile temizliyordu beni görünce durdu.

"Hoşgeldin Araf! Beğendinmi çöplüğümü?" diyerek güldü.

"Burasının senin olması gülünç"

"Haklısın sanırım. Ama bana da vakit harcayacak bir şeyler lazım"

Bar Venüsündü. Annesinin astrolok olarak sakin bir kadın olduğunu tahmin ediyordum. Babası ise teknisyendi. Araba gibi şeyleri tasarlamak ile uğraşıyordu.

Yeni maddi yönden sıkıntı çekmiş biri değildi Venüs. Kendine ait bir evi vardı. Ve birde işi. Bunun yanında ise Fransaya ve Almanyaya gitmiş Fransızca ve almancanın yanında birde İngilizce öğrenmişti. Dansa, müziğe ve kitap okumaya bayılırdı. Çok sosyal ve konuşkandı.

Benim aksime.

"Evet Araf nasılsın? Neyin var? Normalde içki satmıyorum ama sana ayrıcalık yapabilirim bu günlük" diyerek güldü. Kaşlarım havalandı.

"Bardayız" diyerek güldüm "İçkimi satmıyorsun?"

"Lütfennn burası bir bar değil Araf benim gibi sanat sever birinin bar ile ne işi var görünüm bar gibi olabilir ama bu bir yanıltmaca" kaşlarım şaşkınlık ile havalandı. Kesinlikle tanıdığım en değişik insan Venüsdü.

"Peki ya ne?"

"Burası bir cafe! dizaynı bar gibi ama akşamları canlı müzik veriyoruz birazda eğleniyoruz" yerinden çıkıp yanıma geldi. Kovboy filmlerindeki kapıyı andıran yerden zıplayarak çıktı. Uzun saçları sallanırken gülümsedi.

Peşinden ilerledim. "Bak burası gizli geçitim"

Vay canına dedim içimden. Karşımda sinema salonlarında olduğu gibi bir ekran vardı.

"Sinema odası mı sen ciddimisin?"

"Ne diyebilirim ki film izlemeyi severim" diyerek omuz silkti.

Daha sonra karanlık bir koridora çıktık led ışıkların aydınlattığı koridor ilerledikçe farklı renk ışıklarım altından geçmemizi sağlıyor gökkuşağının altından geçiyor hissi veriyordu.

Kapıyı tıklattı.

"Asel! Açsana kapıyı" Aselmi onun burada ne işi vardı?

"Büyük ihtimalle Asel ne iş diye düşünüyorsun ama o bana yardım ediyor burada. Zengin fakat babasıyla pek görüşen bir tip değil." o an Asel hakkında hiçbirşey bilmediğimi ve bilmediğim şeyinde beni hiç alakadar etmediğini anladım. Sadece kafa salladım.

Asel kapıyı açtığında Venüse baktı.

" Bu günlük bu kadar Venüs ben bittim "diyerek çekip gitti. Yüzüme bile bakmayışı şaşırtmış fakat umursamamaya karar vermiştim.

*

"Bana almanca öğretmen gerekiyor"

"Almanca öğrenip napacaksın dostum!"

"Almanyaya gitmeyi düşünüyorum" diyerek itiraf ettim.

"Evden mi kaçtın?"

"Hayır"

"O zaman?"

"Aşık oldum?"

"Oha adamım!" diyerek ellerini ağzına kapattı.

"Tamam kes şimdi öğretecekmisin?"

"Olur sorun değil" diyerek omuz silkti. "Ama bir şartım var kız kim?"

"Onu boşver Venüs fakat evi terk ettim bana otel lazım"

Venüse bunu dedikten sonra sana güzel bir otel ayarlayacağım diyerek beraber çıkmıştık. Bir süre sessiz bir yolculuk geçirdik. Daha sonra ise bir yerde durduk.

Etrafı taradım burda bir otel yoktu.

"Burası neresi?"

"İnince görürsün" diyerek arabadan indi bende peşinden inip Venüsü takip ettim.

Bir binaya girdik ve venüs kapıyı açtı. İçeri adımımı attığımda Venüsün sesi kulaklarımı doldurdu.

"İşte Venüs home!"

"Sen tam bir kaçıksın adamım" diyerek Venüse döndüm. Bu çocuğun yanında gülebiliyordum.

Venüs kahve yapmak için Amerikan tarzı mutfağa ilerledi. Bende rahat görünen koltuklara kuruldum.

"Wifinin şifresini telefonuna gir dostum ayrıca almanca öğrenmeye başlayacağız ben yokken video izleyip çalışacaksın Öğrendikten sonra ise almanca bir kitap  okursun."

"Almancadan nefret ediyorum" diyerek nefes verdim. Elinde kahvelerle yanıma geldi kupayı bana uzattı.

"Sağol"

"Rica"

Bir süre sustuk sonra ise Venüs konuşmaya başladı. "Araf söylesene bu kız kim? Neden evden kaçtın? Yada neden almanca öğreniyorsun?"

"Venüs almanca kitabında bir kızın resmini gördüm ve ona aşık oldum yedi aydır peşindeyim ve onu buldum. Yani Aselde yardım etti"

Venüsün kaşları havalandı. "Bunu istememiştir"

"Her şeye burnunu soktuğu için oda pişmandır"

"Hadi ama Araf öyle deme Asel seni çok seviyor."

"Ben sevmiyorum ona başka birini sevdiğimide söyledim en son o resmi bulunca nasıl sevindiğim görüp vazgeçeceğini söyledi."

Mırıldandı ve kupayı masaya bıraktı.

"Sende haklısın, ee devam et"

"Sonra adını öğrenip her yerden aradım ve o kız almanca biliyor almanca öğrenmeliyim ve ona yazmalıyım basit bir şey yapmak yapmak istemiyorum çünkü onu basit bir şekilde bulmadım. " daha sonra Venüsün gözlerine baktım. "Bir yıldız kaysa onu dilerim onu çok seviyorum"

"Vay canına adamım senin duygusuz bir pislik olduğunu düşünürdüm ama aşık olabiliyormuşsun. Peki ya ev?"

"Annemi bastım."diyerek kestirip attım.

" Araf yaşın kaç senin? "

" Bir kaç güne 18 olucam"

"Ayrıca okuluda bırakacağım velim olurmusun?" Venüs kocaman bir Kahkaha patlattı.

"Oğlum sen ciddimisin?"

"Hemde çok"

Edit:752 kelime

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin