-04-

616 309 195
                                    

4.Bölüm

"Bazı şeylerden kaçmaya çalıştıkça  daha çok dolanırız"

🌍

Haftasonu olmasına son iki ders. Ve dersin betmesine yaklaşık yarım saat 52saniye 51...50.. Zaman akıyor ama bu gün çok yavaş ve Dersin bitmesini beklemek çok sıkıcı çünki ders bitmiyor sanki her saniye üzerine ekleniyordu.

Her zamanki gibi Ayağımı yere vurarak ritim tutuyordum. Rahat bir tavrım vardı ve genellikle bu tavrım dikkat çekiyordu herkes havalı veya gizemli olmayı sevdiğim için bu tür tavırlar sergilediğimi düşünüyordu. Ama öyle değildi. Gereksiz samimiyet, boş insanlar bu ikisini sevmezdim onun içinde kimse ile samimiyet kurmazdım.

Hoca "Bölgeler diye başlık atıyoruz" diyerek tahtaya tebeşir ile başlık attı. Çıkan ses bir süre sinir bozucu gelsede sonradan "tık tık" sesi kulağa hoş gelmeye başlamıştı.

Zilin çalmasına yakın Tahtaya yazdığı yazıları gelişi güzel hızlıca defterime not ettim. Daha sonra ise zil çaldı. Yerimden kalktım ve Kantine inip kendime bir kahve aldım daha sonra ise bir masaya  geçip oturdum.

Yanımdan geçen çoğu kişi bana bakıyordu. Bu bakışlara hiç alışık değildim. Ve Sanırım hiç alışamayacak bana neden böyle baktıklarını çözemeyecektim.

Kahvemden bir yudum alıp boğazımdan aşağıya doğru sıcak sıvının yol almasını bekledim.

Kendimi müziğe kaptırmış kulaklıklarım ses geçirmez bir zırh gibi beni sarmışken amacı dünyadan soyutlamak gibiydi.

Öyle de oldu ben soyutlanmış müziği dinlerken önümdeki sandalyeden birisi çekildi. Ve küçük bir beden oturdu oraya.

"Araf?!" dudaklarını okuduğum kadarı ile ismimi söylemişti.

İçimden bir ses ne de çok uğraşıyor dedi. Boşa kürek çekmeyi seviyor diyerek susturdum onu.

Kulaklığımın tekini çıkardım.

"Konuş!" der gibi baktım.

Ağlamaktan gözleri şişmiş birazda kızarmıştı. Saçları dağınık bir topuz gibiydi. Gözündeki makyajı silmememiş olması onu hali ile dahada çöktüğünü gözüme sokarcasına  alıcıya sunuyordu.

"Biliyorum bıktın benden, sevmiyorsunda ama lütfen kötü konuşupta kalbimi kırmaya çalışma, içimde senin için atan bir kalp var burda içinde senin olduğun bir şeyi kırıcı sözlerini düşünerek üzmek istemiyorum ben"

Bir süre durdum. Üzülmek istemiyorsa uzaklaşsın o zaman bu çokta zor olmamalı. Tek kelime etmedim ve ağır adımlar ile yerimden kalktım. Gözleri tekrar buğulandı ve bir yıldız gibi parladı göz bebekleri. Bu seferki mutluluktan çok uzaktı. Tamamen yaşlar yüzündendi. Gözünden şimşek çakması gibi hızla bir yaş akıp gitti.

Kimseyi üzecek kadar kaile aldığım söylenemezdi onlar umrumda değildi. Kafam rahattı. Birileri için üzülmek ruh sağlığımızı etkiler ve ben kendi sağlığımı bozamayacak kadar bencilim.

"Bana yaklaşmak senin canını bu denli yakarken neden hâlâ pes etmiyorsun? Kendine acı çektirmek hoşunamı gidiyor?şizofrenmisin? "

"Hayır acı çekmek hoşuma gitmiyor ne kadar acıtsada seni sevmek güç veriyor"

Yüzüne bir süre baktım daha sonrada Onu orda bırakıp sınıfıma ilerledim.

Benimle ilgilenmesi hoşuma gitmiyordu ve beni rahatsız ediyordu.

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin