-07-

464 268 77
                                    

7.Bölüm.

"Sonra gözlerin yanılır, aklın almaz lakin gerçek hep oradadır geç olsada anlarsın"

🌏

Yanılıyor olabilirmiydim? Gözlerim bana yalan söylüyor olabilirmiydi?

Demin gördüğüm silüet Aselmiydi?

"Saçmalama!" Dedi iç sesim "onun burda ne işi var?"

Düşünceler zihnime aniden üşüşürken aç kalmış bir köpek gibi beynimi kemiriyorlardı.

"Takılacak ne vardı?" Diye bir soru yankılandı. "O Aseldi ya da değildi bişey değişirmiydi?" mantıklı tarafım düşünceme netlik getirmişti. Kalbim yanıt verdi: Hayır.

O zaman sorun yoktu. Yavaş adımlar ile ilerledim ve yatağıma uzandım. Telefonu başımın ucuna koyup alarma ne kadar sövsemde okulum olduğunu bilerek ayarladım.

Sabah okula gitmek için evden çıktığımda gözüme dünki bina ilişti. Kafamı iki yana sallayıp okula yürüdüm. Bana göre sabahın köründe okula gitmek aptallıktı. Ödev yapmak saçmalıktı. Bir sürü kendini bilmez ergenlerle aynı yerde olmak gereksizdi. Çoğu zaman okula gitmek istemiyor fakat devamsızlık hakkı yüzünden gitmek zorunda kalıyordum.

Sanırım benden adam olmazdı.

Benim ilgi alanım resim, müzikdi. Neden bunlara yönelik ders alamıyordum? Neden biyoloji görüyordum? Neden matematik vardı?

Okula geldiğimde sınıfa geçtim. Çantamdaki fotokopi kağıdını çıkarıp bişeyler karalamaya başladım.

Zilin çalması umrumda olmamış derse öğretmenin girdiğini başımda dikilince ancak farketmiştim.

Öğretmen çizimime bakıp daha sonrada yüzüme çevirdi bakışlarını

"Bu da kim?"

"Bilmiyorum" diyerek kestirip attım. çizdiğim şey onu neden ilgilendiriyordu?

"Hayal ederek mi çizdin?"

"Evet"

"Güzeel seni resim grubuna alıyorum" "resim öğretmeniymiş" diyen iç sesim ile kendime geldim.

"Ben gelmek istemiyorum" tahtaya doğru ilerleyen ayakları durdu. Sırtı bana dönüktü.

"Sana seçim hakkı vermemiştim" diyerek kafasını hafif bana çevirdi.

"Öğrenci olan ve dersi seçen benim ama" diyerek meydan okudum.

"Öğretmen olan ve senden büyük olanda benim" diyerek gözlük üstünden baktı.

"Üzgünüm. Çizimlerim kendime özel habire bişeyler çizemem" diyerek çizimimi yırtıp attım. Sınıf sessizce bizi izliyor en suskun çocuğun konuşması onlara muhtemelen garip geliyordu.

Öğretmenin kaşları çatıldı. "Seninle iyi anlaşacağız asi." dediğinde ufak bir gülümseme belirdi yüzünde.

Öğretmen sınıftan çıkıp gittiğinde zil çoktan çalmıştı. Sıradan kalkıcağım vakit sınıfta adını bilmediğim iki kız yanıma geldi. "Ya Araf sen neymişsinn hocayı nasılda tersledin" yüzlerine bakıp göz devirdim.

Sonrada aralarından sıyrılıp kantine indim. Kantin sırasında Aseli gördüğümde yanıma gelmişti. "Bugün geliyorsun değilmi?"

"Evet" diyerek kestirip attım. Daha sonrada yanından geçip sıraya girdim.

Nihayet zil çaldığında çıkmıştım okuldan. Sırt çantamın yanında spor çantamda omzumdaydı. Asel yanında bir erkekle geldi çocuğun yüzüne bakmadım. Tanıştırmak istediğinde elini sıktım.

"Adım Venüs" isminin değişikliği dikkatimi çekti. Yakışıklı bir suratı vardı benden yaklaşık beş santim uzun olmalıydı altın sarısı gibi olan saçlarının yanı sıra sakalları daha koyuydu. Kulağındaki küpesi, yırtık siyah pantalonu üzerine çektiği asker yeşili tişörtü ile çok değişik bir tipti.

Saçları omzuna kadar uzun bu değişik tipin adıda değişikti. Bir süre sessizliğin ardından;

"Sonradan mı değiştirdin adını? "

"Hayır, annem Venüsü çok sever orası aşk gezegeniymiş insanın annesi astrolog olunca... " yüzündeki gülümseme ile konuşması cidden ismini sevdiğini gösterir nitelikteydi.

Onun bu hali gülümsememi sağlarken "ilginç" demekle yetindim.

Stüdyoya geldiğimizde venüsün de burada ders aldığını öğrendim. Hazırlanıp yerlerimize geçtiğimizde
Önce yeni gelen dans ekibi ile karşılaştık.

Duyduklarıma göre böyle oluyormuş arada buradan mezun olup dansta kendilerini ilerletenler gelip hünerlerini gösteriyolarmış.

Onları izlerken hiç sıkılmadım aksine hoşuma gitmişti. Hoca dansçılara teşekkür edip bir iki kız ve bir erkeği sahneye çıkardı.

Eve geldiğimde yorgunluktan ölüyordum. Annem evde değildi. Arada eve gelmez arkadaşları ile gezerdi fazla takılmazdım çok yaptığı bir şey değildi.

Banyoya girip kısa bir duş aldım. Ah kaslarım gevşemişti.

Odama geçip üzerimi değiştim. Önemli gördüğüm bir kaç ödevi yaparken aşağıdan gelen ses ile yarıladığım ödevi bir kenara bıraktım.

"Araf ben geldim oğlum birazdan yemek hazır olur aşağıya gel!"

"Tamam"

Laptobımı hemen açıp geçen arayıp yarıda kaldığım siteye girdim. Ayrıntılı olarak tekrar tekrar baktım her şeye resimlere adreslere. Başka bir iz aradım.

O an gözlerim bir numara üzerinde durdu. Bir telefon numarasıydı kitabın resimlerini basan yayınevinin numarasıydı. Hızla kaydettim numarayı nasıl gözümden kaçmıştı?

Numarayı arayacakken annemin seslenmesi ile yemekten sonraya erteledim arama işini.

"Benden üç adım kaçarken beş adım geleceğini bilsem dahada rahat bırakırdım seni sarışınım"

Edit:632kelime

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin