50.Bölüm.
"Kelimelerimin tükendiği, satırlarımın sustuğu anlardayım. Gerçekler en dikenli iğnelerini derime batırırken sonunu öğrenmek için acıya katlanmak zorundayım. Ve en acısı da şu ki. Ben artık sondayım. "
🌍
Adımlarım Gölge'nin yani Calvin'in önünde durdu. Beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. Hep ben mi onu görünce şaşıracaktım?
"Konuşmalıyız." dedim gözlerinin içine bakarak. Sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi baktı gözlerimin içine. "Ne hakkında?"
"Seni benim gölgem haline getiren konu hakkında."
Bakışları Tulsa'ya çevrildi ve biraz fazla oyalandı üzerinde. Bir adım önüne geçtim Tulsa'nın, nedensizce koruma dürtüsü ile dolmuştum.
"İkimiz konuşacağız." alaylı bir gülüş belirdi yüzünde. "Ama konu Tulsayı da ilgilendiriyor." işte şimdi ipleri yeniden eline almıştı.
***
Burasının konuşmak için uygun bir yer olmadığına karar verip setten çıktık. Zaten yönetmen olduğu için pekte sorun arz ettmemişti.
Konuşmak için bir cafeye geldik fazlaca kalabalıktı. Dışarıda yağmur yağdığından biraz ıslanmıştık. Şömine tarafında ki üçlü koltuklara oturmuştuk.
Söze tabiki ben başladım.
"Ailem hakkında bilmediğim şeyler olduğunu söyledin ne biliyorsun? Ve neden sana inanmalıyım."
"Anlatacaklarımı dinleyince sende bana hak vereceksin." kafamı onaylar anlamda salladım. "Anlat."
"Bak Araf sana nasıl desem... hayatındaki herşey yalandı." ne demek yalandı neler oluyor?
"Sen buraya geldin annen seni hiç aradı mı Araf?" hayır aramamıştı. Hatta tepki bile vermemişti. Umrunda değildim. O anları düşünmemle tepkisiz kalınca söze girdi. "Aramadı." yerdeki Bakışlarımı yüzüne çıkardım. "Sen nereden biliyor-"
"Çünkü o kadın annen değildi." ve sözleri keskin bir bıçak kadar etkiliydi.
"Sadece babana çok aşık bir kadındı Araf. Ama annen değildi." duyduklarımı sindirmem o kadar zordu ki işlevsiz bir mide gibiydi. Sadece ağrı yapıyordu.
Benim konuşamayacağımı anlamış gibi Tulsa söze dahil oldu. "Ne demek yani bu?"
"Araf sen doğarken annen öldü. Baban ise ne yapacağını bilemedi. Annen ile evlenmek için herkesi karşısına almıştı. Baban çok zengin değildi lakin annen çok zengindi. Hali ile annenin babası yani deden onay vermedi bu evliliğe. İkiside kaçtılar fakat dedenin adamları peşlerindeydi. Annen ve baban iki yıl saklandılar dedenden nir gün ise onları aradıklarını öğrenince yola düştüler annen sana hamileydi Araf ve fazla gidemediler. Babanı hedef alan kurşun annenin babana sarılması ile son buldu. Ve annen doğumda iken hastanede can verdi. Annenin en yakın arkadaşı olan Çisem...
Babana fazlası ile aşıktı. Evet sana annelik yapan kadın. Baban annen ölünce Çisem ile evlenmek zorunda kaldı. Ama annenin acısına dayanması çok zordu. Başka bir kadına değil dokunmak bakmak bile istemiyordu. Baba'nın sana tek bırakabildiği ismin oldu. Çisem aşkı için sana bakmaya yemin etti. Belki baban gelir diye. Tabii Çisem baban ile evlenince babası da onu evlatlıktan reddetmişti. Psikolojisi de babanın gidişi ile daha da bozuldu. "
Gözlerim dolmuştu Calvin sustuğunda.
Annem ölmüştü. Neler yaşamışlardı böyle. Hep kendime soğuk gördüğüm annem sandığım kadın annem değildi. Hayatım nasıl bir bulmaca içerisinde idi. Hikayenin Devamını dinlemeye korktum.
" Sonra? "
" Çisem hep baban bir gün gelir diye seni mirasmışsın gibi korudu ama baban seni görmeye hiç gelmedi." neden? Demek istemedim. Sustum. Gözlerinin içine baktım.
"Çünkü baban kansere yakalandı. Annen... Yasemin. Araf, o çok güzeldi. Kızıl saçları yeşil gözleri hafif çilleri beyaz teni. Annen çok güzeldi. Ve onlar çok aşıktı. Baban annenin ölümünü hep kendinden bildi ve akciğer kanseri oldu. O halde iken sana bakamayacağını helede sefil halde iken seni almaya gelemeyeceğini biliyordu. Öylede oldu. Gelemedi. Ama senin her anında ben vardım. Sen geceleri küçükken Çisem kriz geçirdiğinde camdan ayı izlerdin. Ben seni. "
Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım." Babama ne oldu peki? "
" Üç buçuk ay önce öldü Araf. Ve benden son isteği karşına çıkmam ve sana onun söylemeye cesaret edemediği herşeyi söylememdi. "
Baban öldü Araf...
Annen öldü Araf...
Annen o değil Araf...
Gözlerim kararıyor gibiydi. "O zaman sen kimsin?"
"Asıl soru bu değil. Tulsa..." sustu ikimizin de gözlerinin içine baktı. "Tulsa senin kardeşin Araf."
Şaşkınlıkla büyüyen gözlerim sesimi yükseltmemi sağlarken yerimden fırladım. "Ne diyorsun lan sen!" kükremem ile insalar bize bakarken Tulsa bileğimi tuttu. Göz göze gelince sustum mecburi olarak. Ve yerime geri oturdum.
"Baban bir gün fazla içmişti ve eve geldiğinde Çisemi bir an annen olarak gördü. Fazla sarhoştu. Çisem ise zaten babanı seviyordu. Birlikte oldular. Baban sabah herşeyin farkına vardığında birdaha gelmedi zaten. Evden gitti. Çisem ise hamile olduğunu öğrendiğinde bu ruh hali ile ona bakamayacağı için elinden almak istediler. Direndi ama olmadı. Son çare olarak Çisemin babası Tulsa için Doğumda öldü dedirtti ve onu Almanya'ya gönderdi."
Duyduğum öğrendiğim herşey o kadar ağırdı ki. İdam mahkumundan farksızdım. İp boğazıma geçmiş nefesimi keserken ben şarkı söylemeye çalışıyordum.
Tulsa donmuş kalmıştı konuşamadı daha fazla. Gözünden bir damla akıp gitti." Doğru söylediğini nereden bileceğiz?"
"DNA testi yaptırın. Siz kardeşsiniz ve birde babanın senin için çektiği bir video var. Hatta sizin."
Tulsa'nın buz gibi olmuş ellerini ellerimin arasına aldım. "Şimdi soruma cevap ver, sen kimsin?"
"Ben babanın kardeşiyim Araf"
Edit:762kelime
Arkadaşlar nasıl buldunuz bölümü?Şok oldunuz mu?
Oylar ve yorumlar azsa yb'ü iki gün sonra beklemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞ 🌍
Teen Fiction⚛️Macera/Gizem-gerilim türünde bir kitaptır. Bölümler uzun değil aksine kısadır. ⚛️24.05.2018 #1.♚Araştırma ⚛️20.05.2018 #1.♚ Wattsy2018 ⚛️14.04.2018 #5.♚Macera ⚛️27.03. 2018 #7.♚macera ⚛️26.03.2018 #8.♚macera ⚛️11.03.2018 #13.♚macera ⚛️10.03...