-09-

409 245 92
                                    

9 Bölüm.

"Gerçekleri öğrenmek istediğinde canının acıyacağınıda düşünmelisin!"

🌏

İki saat ha? Sadece İki! koş Araf koş diyerek hızla bilgisayarın başına geçtim. Karmakarışık bir sürü dosya açılmıştı bilgisayarda. Arşiv görevlisine sövdüm. Daha sonra ise Hızla tıkladım ve teker teker bakmaya başladım resimlere.

Yaklaşık yarım saat geçmiş fakat tek bir resim bile Arayışım değildi. Zamanım azalıyordu bunu bilmek beni dahada daraltıyordu tıpkı zaman gibi.

Elimi hızlı tutmaya çalışsamda sadece 247 resime bakabilmiştim.

Ayağa kalkıp raflara bakmaya başladım. Keşke flaş getirseydim.

Kapının arkasında bir ses geldi sonrada bir karaltı.

Hızla kapıya doğru yürüdüm. Asell...

Masum bir gülümseme yolladı. "Nolur bana kızma" diyerek tek gözünü kapattı.

Yüzümdeki gülümseme tarifsizdi.

"Bana yardım et" dedim sesimdeki heyecan kırıntıları ile. Gözlerinden geçen şaşkınlık ile kekelemesi bir oldu.

"B-Benmi?"

"Evet sen"

"Ne-ne yapıcam?"

Telefonumu çıkarıp resmi gösterdim.

"Bunu bana bul" resmi inceledi bakışları yüzümde dolaştı.

"Burada?" dedi parmağı ile arşivden bahsederek döndürüken.

"Evet" dedim.

"Sen delirdinmi bu imkansız!"

"Hayır değil bana yardım edicekmisin etmezsen zorlamam"

"Seninle zaman geçirmek var geri tepemem." diyerek üzerindeki paltosunu çıkardı raflar arasında gezinip bakmaya başladı. Bende bilgisayara bakmaya devam ettim.

"Nerdesin sarışınım?"

Değildi oda değildi buda değildi şuda değildi hiçbiri değildi değildi... Allahım yardım et.

"ahh!" diyen ses ile Asele baktım.

"Asel!"

"Araf kalkamıyorum ayağım" diyerek inledi. Bir bu eksikti. Hızla yerimden kalkıp Asele yaklaştım. Ayağına dokundum acı ile inledi.

O an düşürdükleri şeylere takıldı gözlerim. Bakışlarım donuklaştı.

"Asel..." gözleri kapalı acı içinde kıvranan Asel yüzüme baktı.

"Noldu Araf kızma ben toplarım"

"Hayır hayır" dedim hızla. Allahım gerçektenmi? Gözümden bir damla yaş aktı. Hareket edemiyordum.

Bakışlarım Aseli buldu.

"Onu buldum!!!!" diyerek Asele sarıldım.

"Onu sen buldun!" dedim. Sevinçle Allahım kafayı yiyecektim.

Asel kapkatı kesilmişti.

Hızla uzaklaştım resmi elime aldım.

"Bak bu o... sevdiğim" çocuksu bir heyecan ile söylediğim sözler içime sığmayan sevincim... Asel beni ilk defa bu denli mutlu gördüğünde gözlerinden bir kaç damla aktı.

Yerinden hızla kalkıp giderken onu durdurmadım. Daha doğrusu fırsatım olmadı.

"Hayır hayır gidemezdi!"

Yerimden hızla kalkıp koşturmaya başladım. "Asel!" diye bağırdım.

Saat sekiz buçuktu.

Asel büyük kapıya vururken kapı açılmadı.

"Kilitli kaldık" dedi panik içinde. Olayları yeni idrak ediyordum.

"Ufaklık" diyebildim sadece.

"Araf!" ikimizde birbirimize baktık.

Unutulmuştuk.

Asel ile arşive geri dönmüştük. Benimle konuşmuyordu. Yere çökmüş dizlerini kendine çekmiş sadece ağlıyordu bir süre sonra sustu.

"Araf"

Bakışlarımı Asele çevirdim.

"Sana bir şey sorucam ama kızma bana lütfen" bana yardım etmişti. Onun için zor olmalıydı. Sevdiğinin sevdiği kızı kendi sakarlığı bulmuştu. Buraya gelmese bulamayacaktım onu belkide. Ve belki oda buraya gelmemeyi diliyordu. O yüzden ağlıyordu.

"sor" dedim tepkisiz sesim ile.

"Onu çokmu seviyorsun? " demesi ile gözünden bir damla hızla aktı.

"Evet"

"Bana bu yüzden bu kadar terstin demi? "

"Evet"

"Peki onun adını bile yeni öğrenmişken bana daha önce hiç görmediğini söylemişken ona nasıl aşık oldun?"

"Almanca kitabında resmini gördüm Asel ona bakakaldım. Çok güzeldi kalbim hızla çarptı yaşadığımı hissettim." onu üzmek için söylememiştim bu sözleri tekrardan hatırlamıştım o günü ve içim yeniden ısınmıştı. Dilimi tutamıştım.

Kafasını eydi elleri ile oynamaya başladı.

" Biliyormusun sana uzun zamandır aşığım daha önceden karşına çıksaydım keşke, o zaman ona aşık olmamış olurdun" dedi.

"Sanada aşık olmazdım"

"Beni gördüğünden beri bu düşüncedesin neden?"

"olmazdım çünkü" ayağa kalktı. "Neden! O dahamı güzel? Sarışın diyemi? Ulaşılmaz diyemi? Ha! Neden neden! Ben seni bu denli severken varlığından bile haberi olmayan o kızı neden seviyorsun!"

Gözlerinden yaşlar aksada siniri onu ayakta tutuyordu.

Hızla üzerime yürüdü. "Ben seni çok sevdim..." dedi. Son sözü fısıltı gibiydi sonra ise kollarım arasına düştü.

"Asel!" dedim panikle o an cebimde bir telefon olduğunu hatırladım. Şarjı bitmiş bir telefon.

Aselin kafasını tutup yere yatırdım.
"Asel Asel beni duyuyormusun?" gözlerini açmadı. Bayılmıştı.

***

Gözlerimi açtığımda hâlâ yerde olduğumu gördüm. Uyumuşmuydum?

Asel ise kafasını omzuma koymuştu. Ne ara oraya gelmişti? Bu kız bayılmadan önce bana kızıyordu.

"Hey!" dedim fısıkdayarak. Sonra yine aynı tonda ekledim"Asel! " gözlerini araladı ve yüzüme baktı.

Yüzümde minik bir gülimseme belirdi." Tam bir aşeka gibisin" dedim.

Anlamamış gibi yüzüme baktı. "yeni lakabım mı?"

"Evet" dedim gülerek "Sen bir aşekasın "

🌍

Aşeka: Ağacı sarıp besinini alıp zamanla kurutarak öldüren sarmaşıktır. Aşk kelimesi Arapça ve aşekadan gelir.

Edit:667 kelime

ARAYIŞ 🌍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin