♠️7♠️ (İzin!)

9.1K 904 331
                                    


Önceki bölümden:

Dört ay boyunca sürekli ona bu şekilde mesajlar atıp durmuştum ve ruhları bir daha hiç görmemiştim. Kendimi eve kapatıp sadece ihtiyaçlarım için dışarı çıkarak, beni dibe sürükleyen bir girdaba kapılmıştım.

"Seni rahatsız ettiğimin farkındayım. Ama ben bildiğin o ünlülerin peşinde koşan hayranlardan değilim. Gerçekten yardımına ihtiyacım olduğu için yazıyorum. Bana, bir tek sen yardımcı olabilirsin. Dört aydır nasıl yaşadığımı tahmin bile edemezsin, benim için gerçekten zor! Bundan sonra sana yazmayacağım, ama dediğim gibi seni rahatsız etmek değildi amacım.

Benim ki sadece umut...

Umut...

İstediğin zaman başaramayacağın hiçbir şey yok, engeller karşına çıktığı zaman sakın pes etme! Bu senin en büyük özelliğin. Yapabileceğini biliyorum. Kendine iyi bak. Belki bir gün..."

Bu, ona yazdığım son mesajdı...

Keyifli okumalar  🖤

1 Saat sonra:

Telefonum çalınca Jung Woo arıyor olabilir mi düşüncesiyle kalp atışlarım hızlanmıştı. Sonrasında bu düşüncenin ne kadar saçma ve olma olasılığının düşük olduğunu idrak ettiğim gibi yüzümdeki tebessüm an be an silinirken arama sonlanmadan cevapladım.

"Alo."

"Eylül Hanım?"

"Evet, benim siz kimsiniz?"

"FCD Grup İnsan Kaynakları departmanından iş başvurunuz için aramıştım. İş arayışınız hala devam ediyor mu?" sorusunu duymamla azalan kalp atışlarım farklı bir umut için yeniden heyecanla atmaya başladı.

"Evet."

"Yarın saat 2 de müsaitseniz sizinle görüşmek isteriz."

Dudaklarımda engel olamadığım bir gülümsemeyle, "Olur, tabii." dedim hemen.

"Şirket adresini mail adresinize iletiyorum. Görüşmek üzere iyi günler."

"Teşekkür ederim iyi günler."

Telefon kapandığı gibi iki avcumun arasında tutup göğsüme bastırdım ve mutluluktan alt dudağımı ısırırken gözlerimi kapattım. Sonunda yapmış olduğum başvurulardan geri dönüş alabilmiştim.

Aramanın heyecanını üzerimden attıktan sonra her kadında olduğu gibi beni de ne giysem heyecanı sarmıştı şimdi de.

Ne klasik ne de spor giyinmeye niyetim yoktu. Bu yüzden dar buz mavisi pantolon, beyaz bluz ve ceket kombinasyonuna karar kıldım. Hazırlamış olduğum kombinin ütüsünü kontrol edip tekrar dolabıma yerleştirdim. Ardından keyif kahvemi yapmak için mutfağa yöneldiğim sırada duyduğum sesle olduğum yerde dona kaldım.

"İzin ver!"

Titrek sesimle "K-kim var orada?" diyebilmeyi başardım. Tüyler ürpermiş tüm hücrelerimi korku hissi kaplamıştı.

"Vakit yaklaşıyor, izin ver!" Uzaklardan gibi gelen, fakat bir o kadar da net duyabildiğim bu ses ve konuşmalar giderek kanımın çekilmesine sebep oluyordu.

Kesik kesik aldığım bir kaç nefesten sonra,"N-neden yüzünü göstermiyorsun? Ne istiyorsun benden?" diye sordum.

"İzin ver!"

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin