♠️15♠️ (Kaderin Oyunu)

7.9K 807 53
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdıktan sonra kendime gelip, "Yine mi sen?" diye minik bir çığlık atıvermiştim.

O da benimle aynı anda; "Sen!!!" diyerek kaşlarını çatıp beni göz hapsine aldı.

Çenemle kapıyı işaret ederek, "İn arabadan önce ben bindim!" dedikten sonra, "Bir dakika, yoksa sen beni mi takip ediyorsun?" diyerek suçlar gibi işaret parmağımla omzuna vurmaya başladım.

Bir parmağımla yaptığım harekete, bir de yüzüme birkaç kez bakıp, alaycı ifadesini takınarak; "Sen kimsin ki seni takip edecekmişim, biraz uzaklaşalım ineceğim zaten, meraklı değilim seninle aynı takside olmaya." Diyerek cevap vermesi sinir hücrelerimi harekete geçirmeye yetmişti.

"Terbiyesize bak ya. Senin kadar kaba birini görmemiştim. Korelilerin hepsi böyle olsaydı yanmıştık." Deyip hızla başımı diğer tarafa çevirdim.

"Bana mı diyorsun?" sorusuna karşılık alaylı bir şekilde; "Yok canım ne haddime?" demek sanırım iyi fikir değildi. Çünkü gülerek söylediği; "Kendi kendine konuşuyorsun demek, deli olduğunu anlamıştım zaten."

"Bana bak!" kızgın boğa gibi solumaya devam ederken yine beni kızdıracak bir cevap daha vermesini bekledim, ama aksine, "Hadi gidelim artık." Diyerek camdan etrafına bakınmayı tercih etti.

Sanki taksiyi tutan ben değilim, taksici de beni dinlemektense onu dinleyerek hareket etti hemen.

Etrafa göz gezdirmeye devam ederken bir anda; "Bir dakika ya, sen bu kadar iyi Korece nasıl konuşabiliyorsun?"

"Sana ne!" diyerek verdiğim bu cevaba şaşırsa da pek önemsediği söylenemezdi.

Birden eli yüzünde ki maskesine gitti. "Of çok terlemişim." Diyerek tek harekette takmış olduğu siyah maskeyi çıkarıverdi.

Gördüğüm kişi karşısında bir kez daha tüm uzuvlarım kaskatı kesilerek kalbim ritmini şaşırmıştı. Defalarca mesaj atmama rağmen, günlerce gördüğüm görülerden dolayı nefes alamayacak hale gelmeme sebep olan ve bir kez bile bana cevap vermeyen kişi! Şu an tam karşımda durmuş, Kore'ye geldiğim ilk dakikadan beri beni çileden çıkartan kişi rolüne bürünerek aynı takside olduğum kişiydi! Ve ben onu tanıyamamıştım. Çaresizce bana cevap vermesini beklemişken şimdi yanı başımdaydı, ama ben neden boynuna atlayamıyordum? Ya da neden ona karşı olan kızgınlığım geçmiyordu? Bana o duyguları hissettiren ile yanımda oturan kişi nasıl aynı olabilirdi? Peki bu kadar egosu tavan yapmış birisine karşı buzlarımı kırabilir miydim?

Asla!

"Neden bana öyle bakıyorsun?" diye sorduğu soru ile kendimi toparlayıp yola bakmaya başlamışken; "A tabi oynadığım dizilerden tanıyorsun beni, sakın imzalı resmimi falan isteme yanımda taşımıyorum." Diyerek aklımda canlandırdığım o kişiye karşı tüm o iyi niyetli duyguları da tuzla buz edivermişti.

Yandan bir bakış atarak, "Seni tanımıyorum." Deyip tekrar yolu izlemeye devam ettim. Biliyorum yalan söyledim! Onu gayet iyi tanıyordum, ama tavan yapmış egosuna ben de hayranlık kırıntıları serpiştirirsem bu iş iyice çığırından çıkardı. O yüzden yalan söylemeyi tercih ettim, belki biraz bile olsa havası sönerdi.

"NE!" diye şaşkınlıkla vermiş olduğu bu cevaptan, beklemediği bir cevap aldığı gayet aşikârdı. Benim de istediğim buydu zaten.

"Seni tanımıyorum!" diyerek yineledim ve devam ettim, "İmzalı resim falan, boşuna havaya girdin, seni tanımıyorum, tanımış olsam bile bu kaba davranışından sonra istemezdim herhalde."

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin