♠️40♠️ (Madalyonun Diğer Yüzü)Finale 1 Kala

856 90 205
                                    

Canlarım Merhabaaa 👋👋👋

Peş peşe 3 tane bölüm yayınladım. Bir buçuk ayın sonunda ilk defa dışarı çıkarak hafta sonu anneme gideceğim ve yaklaşık 10 gün kadar orada kalacağım. Annemlerde Wifi olmadığı için yeni bölüm yazıp yayınlamam mümkün değil. Aradaki açığı şimdiden peş peşe bölümlerle kapatayım dedim. Beni özleyin emiiiiii :)

Bu arada beni, Wattpad ve instagram hesabımdan takip etmeyen arkadaşlar ne yazık ki duyurularımı göremiyor. Bu yüzden yeni bölümler ile ilgili mesajlar almaya devam ediyorum. Amacım kimseyi kırmak ve beni takip etmeye zorlamak değil. Ama, buradan ve diğer sosyal medya hesabımdan takip ederseniz yeni bölümlerle ilgili haberleri anında öğrenebilirsiniz. Ya da ara ara bakmanızı öneririm. Aklıma şimdilik başka bir şey gelmiyor 🤷‍♀️.

Zor günler geçirdiğimiz şu günlerde lütfen kendinize ve sağlığınıza dikkat edin. Çokçaaa seviliyorsunuz 😘💜😘

Keyifli Okumalar 🖤
(Yukarıdaki yazıyı okumadan geçme lütfen)

Ve gün gelir konuşmak yerine susmanın, yaklaşmak yerine mesafe koymanın, beklemek yerine unutmanın seni daha az incittiğini öğrenirsin..!

Jung bu sefer dolu kadehle gelmektense şişeyi getirmişti ve kısa sürede boş şişenin dibini görmüştüm. Yine de bünyem zayıf olmadığı için çok az çakır keyif olabilmiştim. Bu durum canımı sıkmıyor değildi, fakat Jung'un daha fazla dikkatini çekmeden artık eve gitmeliydim. İkimizde hiç konuşmamış şöminenin önünde oturarak zamanın akışını seyre durduktan sonra rahatsızca yerimden kıpırdandım ve yandan bir şekilde Jung'a bakıp ayağa kalkmaya çalıştım. Bilerek dengemi kaybetmiş gibi yalpaladım. Onu, sarhoş olduğuma ikna etmem lazımdı, çünkü bir şişe şarabı o kadar kısa sürede içen birisinin ayık kalması mümkün değildi. Sanırım doğru yoldaydım ki Jung, "Dikkat et diyerek!" hızla ayağa kalktı ve dirseğimden tuttu beni. Baygın gözlerle yüzüne bakmaya çalışıyordum, daha önce hiç sarhoş olmamıştım, fakat izlediğim filmlerde böyle davranıyorlardı sanırım.

Allah'ım şu düştüğüm duruma bak, rahatla sarhoş bile olamıyordum.

Jung dirseğimden tutmaya devam ederken bilerek yine sendelledim ve bu sefer iki kolumdan tutunca aramızdaki mesafe kapanmıştı. Başımı hafif bir açıyla kaldırdığımda yüzlerimizin çok yakın olduğunu fark ettim ve Jung'un yutkunduğunu duyumsadım. Kesik kesik aldığı nefesler ve gözlerindeki derin bakışlar vücudumun elektriklenmesine sebep oluyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Gücüm arttıkça, insanların aniden değişen duyguları vücudumda bazı tepkilere yol açıyordu, ama ne olduğunu bilemiyordum.

Göz bebekleri koyulaşırken, "Çok güzelsin!" dedi fısıltıyla. Duyduğum şey karşısında bedenim yay gibi gerilirken hızlanan nefesiyle dudaklarıma baktığını görmem bütün dikkatimi dağıtmıştı. Numara yapmamın sonucunun buna çıkacağını bilseydim asla böyle bir işe kalkışmazdım. Yavaş yavaş yüzünü bana yaklaştırmaya başladığında bir anda nefesimi tuttum. Gözlerini benden ayırmıyordu, saniye saniye vereceğim tepkileri izliyordu. Dudaklarımızın arasında milimler kala sertçe yutkundu. Sıcak nefesi yüzümü yalarken kendimi toparladım ve dingin bir sesle, "Yapma!" dedim. Gözlerini kapatırken acıyla yüzünü buruşturdu. Beni öpmesine izin veremezdim. O, iyi biriydi ve benim gibi karmaşık birisinin hayatında sürüklenmeyi hak etmiyordu. Anlık bir istekle duygularına yenik düşmesi ve sonrasında pişman olması en son isteyeceğim şeydi. Gözlerini yavaşça açarken aramıza mesafe koymaya başladı. Bakışlarındaki kırgınlığı ve üzüntüyü görebiliyordum ve bu benim canımı daha da yakıyordu. Birden kollarımı bıraktı ve elleri iki yanında sallanmaya başladı. Yere bakmaya başlamıştı, "Neden?" diye sordu çaresizce omuzları düşerken.

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin