♠️1♠️ (Bir Sevgilinin Trajikomik Anları...)

15.9K 1.2K 2.3K
                                    

Duuurrr!!! ✋✋

Devam etmeden önce;
Rica etsem, Eğer daha önce yazmadıysan, Okumaya başlama tarihini yazar mısınnn?😊

Keyifli okumalar 🖤

Aylardan hazan mevsimi. Yine yapraklar rüzgârları peşi sıra takip edecek. Deli gönlüm, bu mevsimde hicranını yalnız başına çekecek. Aylardan hüzün mevsimi...

Bir elimde kahvem, gizli yerimde insanları seyre durmuşum, kendimi bilmeden.

Her biri, farkına bile varmadığı içe dönüş serüvenlerinin içinde ve adına dünya dedikleri bir yerde yaşamaya devam ediyorlar. Mesela; koşarak giden adam, belki de bir yere yetişmeye çalışıyor. Yüzündeki gülümsemeden onu mutlu edecek bir haber aldığı belli olurken belki de sevdiğinin yanına gidiyordur, kim bilir? Hele markete girmek için annesinin eteğini çekiştiren çocuklar, onları gördükçe kızan annelerine karşın benim yüzüm de hep bir tebessüm belirmiştir. En masumu da onlar değil midir? Evren kadar sonsuz olan saf duygularını, koşulsuz olarak her zaman size sunmaya hazırlar.

Ve arabalar, asla kornaya basmaktan imtina etmeyen, bazen sadece sese ses katmaktan öteye geçemeyen arabalar! Fakat ara ara onlara da hak vermiyor değilim! İşten çıkmış evine yetişmenin veya hastaneye gitmenin telaşı içerisinde, trafik adındaki bir çaresizlikte ellerinden gelen tek şey, durdurulamayan kornaya basma içgüdüsü. Her biri, bir an önce sevdiklerinin veya birilerinin yanına gitmenin derdinde işte.

Ben mi?

Ben de yalnızlığımı bir nebze bile olsa bana unutturan, bu güzel insanları izleyerek avunan, sıradan biriyim! Hayatında bir lanet gibi, peşini bırakmayan geçmişiyle, kendini yalnızlığa mahkûm etmiş biri...

Derin bir nefes ve ardından yumuşak bir yudum kahve içerek beni mest eden o lezzetin tadını çıkardım. Ve sonra geçmişten gelen emareler gözümün önünde geleceğe yine savaş açmaya başladı. Elimdeki fincanı sımsıkı tutarak, başımı cama yasladım ve bir kez daha beni geçmişe götürmesine çaresizlik içinde izin verdim.

Sizi, dokuz yaşımdaki halim ile tanıştırayım; ailesindeki insanların kılığına girerek sürekli onu korkutan varlıklarla yaşamak zorunda kalan, insanlar tarafından inanılmayan aciz, küçücük bir kız çocuğu ile. Hayat mücadelesi paranormal olaylar ile başlamış, daha iyi ile kötüyü bile ayırt edemezken korkuyu tüm iliklerine kadar hissetmiş olan Eylül ile!

Gördüklerinin ne olduğunu, isimlerini bile idrak edemezken her şeyi yaşayarak, hissederek deneyimlemiş minik Eylül'ün hikâyesi bu...!

Peki, hep mi yalnızdı Eylül, hep mi onlarla tek başına mücadele etti, içine kapanıp günlerce ağladı?

Ne yazık ki evet! Zamanla alıştı lanetine, daha doğrusu alışmak zorunda kaldı!

Uyanıkken gördüğü görüler, rüyaları ve hisleri onu gerçek dünyadan ne zaman uzaklaştırmak istese, korkuyu iliklerine kadar hissedip durmadan ağlıyordu. Girdiği ağlama krizleri, içindeki cehennem ateşini söndürmeye yetmiyordu bazen. Kendisini değersiz hissedişleri aslında kimliğini, benliğini fark edişiydi, ama o küçük yaşta bunu nereden bilebilirdi ki? Deli olduğunu bile düşündüğü zamanlar olmuştu. Bütün bunların yanında bir gün, avcunun içine koyduğu kâğıdın dokunmadığı halde katlanması ile yaşadığı ilklere bir yenisi daha eklenmişti. Artık kimseye bir şey gösteremiyor, anlatamıyor bu yeteneklerin ağırlığı altında ezilmeye devam ediyordu.

Yıllar geçtikçe, bir ortamda insanların içi ürperirken, onların göremedikleri varlıklara, bazen gülümsemekle bazen de korkmakla yetinmişti. Bazense onu uyandırmak için annesinin sesini taklit edip onu rahatsız etmelerine maruz kalmıştı.

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin