Keyifli okumalar 🖤
9 Ay Sonra ...
"Eylül kızım, bütün her şeyini aldın dimi?"
"Aldım amca." Deyip başımı salladım.
"Buradan götürmen gereken toplantı notlarını aldın mı?"
"Onu da aldım amca." Deyip tekrar başımı salladım.
"Kahveni aldın mı?"
"Aldım amca!" Artık çıldırma noktasına gelmiştim, hava alanına geldiğimizden beri amcamın soruları beni fazlasıyla bunaltmıştı. O sert görünümlü, fakat kalbi bir o kadar yumuşak adama daha fazla dayanamayıp, "Amca yeter artık, her şeyi aldım, bir kişi için beş tane valiz hazırladık. Unuttuğum bir şey olursa, oradan alırım...lütfen!" Deyip ellerimi birleştirdim ve yalvaran gözlerle amcama bakmaya başladım. Zaten beş valiz ağırlığı için ekstradan ödeme olduğundan ben çoğu şeyi bırakmak istesem bile amcam buna izin vermemişti.
"Öyle deme!" Birkaç saniye duraksayıp çenesini baş ve işaret parmağının hapsine aldıktan sonra, "Seni göndermesek mi, vaz mı geçsek, ha ne dersin?" diye ciddi ciddi sormaz mı?
"Amca!" diye a harfini uzatabildiğim kadar uzatıp bağırmaya başladım en sonunda.
O ise, bu tepkime kızmak yerine elini omzuma koyup sıvazlamayı tercih etmişti. En babacan ses tonuyla, "Tamam tamam, ne yapayım, senden ayrılmak istemiyorum, aklım sen de kalacak, orada bir başına ne yapacaksın, düşünmeden edemiyorum." dediğinde gözlerim dolmasına engel olamamıştım.Fakat gözyaşlarımın firar etmesine asla izin veremezdim, yoksa bu sefer kesin beni göndermekten vazgeçer ve benim de bütün emeklerim boşa giderdi.
"Amca, Young Nam var biliyorsun, o bana göz kulak olur." dedim ikna edici bir tınıyla.
"Doğru, onu unutmuştum." dediğinde biraz daha sakinleşebildiğini ses tonundan anlayabiliyordum.
"Zaten altı ayda bir genel toplantıya gelmek zorundasın o zaman beni de görürsün, hem gittiğim zaman o kadar çok yoğun olacağım ki, uyumaya vakit kalırsa iyi." deyip istem dışı gözlerimi devirmiştim.
İtiraz kabul etmeyen sesle, "O kadar da abartma, dinlenmen, kendine iyi bakman lazım, sen daha önemlisin benim için! " dediğin de Kaan Amca gibi birisine sahip olduğum için kendimi bir kez daha şanslı hissetmiştim.
"Amca, ilk altı ayın önemini sen benden daha iyi biliyorsun, kendimi kabul ettiremezsem anlaşma riske girer." dedikten sonra benim uçağın anonsu gelmişti. Telaşla, "Uçağı kaçıracağım amca!" Dediğimde, "Tamam, tamam indiğin zaman haber vermeyi unutma." deyip sımsıcak bir sarılma bahşetti bana. Heybetli göğsüne sığındıktan sonra 'seni çok özleyeceğim amca' diye içimden geçirdim.
Ayrıldığımız zaman hızlı adımlar ile yürürken arkama dönüp, "Altı saatlik zaman dilimini unutuyorsun, ben indiğimde sen uyuyor olacaksın, şirketten birileri beni karşılayıp otele kadar eşlik edecekler zaten merak etme. Kendine dikkat et tamam mı?" deyip el sallamayı ihmal etmedim.
"Tamam deli kız, hadi iyi yolculuklar." Dese de hala bana el sallamaya devam ediyordu.
Check'in işlemlerimi hallettiğimiz ve valizleri verdiğimiz için direk olarak uçağa bineceğim bankonun önüne yürümeye başladım.
Yine amcamın ısrarı üzerine business class bölümünden bileti aldığımızdan şansıma ekonomi sınıfında ki gibi bir kalabalık yoktu. Hayır, ne olacak sanki ekonomi sınıfında yolculuk etsem. 'Yok efendim 12 saatlik yolculukmuş, vay efendim en değerli varlığı yolculuk edecekmiş.' Diye diye beni de ikna etmeyi başarmıştı en sonunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Şifacı
Fantasy# 3- Fantastik # 1- Güney Kore # 1- Mistik # 1- Melek # 1- Şifacı # 1- Şifa # 1-Cadı # 1- Doğaüstü # 1- Book # 1- Romans💜 Melez Şifacı Duyduğu fısıltılar, rüyaları ve görüleri yüzünden akıl hastanesine gitmekten kurtulmuştu belki, ama ya sonras...