♠️27♠️ (Köpekçik!)

4.5K 531 85
                                    

Lütfen oy vermeyi, yorumlarınızı ve beni instagram adreslerimden takip etmeyi unutmayın. 😉

Instagram adresim: melez_yazar
Hikayenin instagram adresi:
melezsifaci

Keyifli Okumalar 🖤

Başımdaki şiddetli ağrı ile uyandığımda nerede olduğumu algılamakta güçlük çektim. Birkaç kere hızlıca gözlerimi kırpıştırıp görüş alanımı netleştirip başımı sağa doğru çevirdiğimde korku dolu bakışlarla beni izleyen Ji Chan ile karşılaştım.

İlk önce onun burada ne işi var diye düşünsem de yavaş yavaş görüntüler gözümün önüne gelmeye başlamıştı.

Eşyalarımın geldiğini sanıp kapıyı açmıştım, sonra maskeli bir adam ile karşı karşıya geldim, ardından üzerime yürüdü ve tetiğe basmak üzereydi, ama...ama sonrasını hatırlamıyordum!

Aniden uzandığım yerden doğrulmak isteyince bir anda başım döndü ve Ji Chan panikle, "Yavaş olmalısın." dedi

Elimi başıma koyup sırtımı koltuğa dayadım. Hiç konuşmadan birkaç saniye öylece bekledim ardından ellerimi saçlarımın arasına daldırıp geriye doğru ittim ve etrafa bakındı.

Gözüme ilk çarpan kapının kenarında olan eşyalarımdı. Soru soran bakışlarımı Ji Chan'e çevirdiğimde beni izlediği için ne demek istediğimi anlayıp, "Sen kendinde değildin, eşyaların gelince ben de içeri aldım." dedi ve yanıma oturdu. "Daha iyi misin?" 

Onu görebilmek adına sadece başımı çevirdim ve, "Adam nerede?" diye sordum.

Göz bebeklerinde ki anlık hareketlilik dışında gayet rahat bir şekilde, "Hırsızı mı soruyorsun?" diye saçma bir soru yöneltti bana. Sanki ortada sorabileceğim başka bir adam varmış gibi.

Konuşmak yerine gözlerimi devirmekle yetindim ve o da devam etti, "Sen panikle geri geri giderken ayağın takıldı ve düşüp bayıldın." dediği gibi aniden bakışlarımı çehresinde sabitledim. 

"Bayıldım mı?"

"Evet." derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti. "Zaten polislerin aradığı birisiymiş, sen düşüp bayılınca adamın anlık dikkati dağıldı ve bende bundan istifade ederek silahını almaya çalışırken boğuştuk." dedi ve duraksadı, devam et der gibi yüzüne bakınca sıkıntılı bir nefes daha aldı ve "O sırada da polisler geldi, hemen olaya müdahale ettiler zaten. İfade verecek durumda olmadığın için ben gerekli prosüdürleri hallettim."

Chan her şeyi adım adım anlatmıştı, fakat eksik bir şeyler var gibiydi. Bu anlattığına nedense inanmak istemiyordum, fakat başka ne olabilir ki diye düşünmeden de edemiyordum.

Sesli bir şekilde nefesimi dışarı verip daha iyi olduğuma emin olunca ayağa kalktım. Benim kalkmamla beraber o da hemen ayaklandı, "Sana su getirmemi ister misin?"

"Ben gidip alırım." dedim ve birkaç adım atmıştım ki, Chan'den ilk defa duyduğum farklı bir tonda "Eylül bir sorun mu var?" diye bir soru geldi.

Arkamı dönmeden bir süre öylece bekledim. İçimde yaşadığım karmaşık duyguları ona anlatamazdım. Anlattıkların bana inandırıcı gelmiyor, eksik bir şeyler var da diyemem, bu yüzden yüzümde yapmacık bir tebessümle arkamı döndüm ve başımı sağa sola sallayarak, "Sanırım yaşadığım korkuyu üzerimden atamadım." dedim.

Hemen yanıma gelip bir elini omzuma koydu ve güven verircesine, "Bu semtte böyle olaylar çok sık yaşanmaz. Korktuğunu görebiliyorum, ama unutma artık komşuyuz." dedi ve benimkine nazaran daha içten sıcak bir gülümsenin ardından konuşmasına devam etti. "Bir sorun olduğunda haber vermen yeter. Ben hemen gelirim." dedi ve elini omzumdan çekti.

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin