♠️32♠️ (Kardeşler arasında!?)

1.1K 106 81
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

Hayat, bazen önümüze zorlu senaryolar çıkarırken onlarla nasıl başa çıkacağımızla değil, oyunu nasıl oynayacağımızla ilgilenir.

Şimdi benim önümde de zorlu bir senaryo vardı ve rolümü iyi oynamak zorundaydım. Sonuca ulaşmak istiyorsam eğer, hakkını vermeliydim!

Kocaman açtığım gözler ile Ji'ye bakıyordum. Yaşadığım panik halinden neler olduğunu anlayamamış ve sakince, ama merak içerisinde sorusunu yinelemişti. "Kimi bekliyordun güzelim ve neden bu kadar panik oldun?"

Elimi alnıma götürüp sert bir şekilde sıvazlarken Ji'nin sorusunu bu sefer yanıtsız bırakmadım. "Young!" dedim inler gibi. Ardından telaşla işaret parmağımı Ji'ye doğru kaldırıp, "Sakın bir şey belli edeyim deme, sen benim yan komşumsun tamam mı?" diyerek onu uyardım.

Ji kaşlarını çatarak bana doğru eğildi, parmağımı tuttu ve sessizce, "Neden sadece doğruları söyleyip kurtulmuyoruz?" deyip göz kırptı ve benim de çığlığım içimde patlamış oldu.

Omzuna vurup, "Sakın!" dedim dişlerimin arasından, "Ona bu yaşanılanları anlatamam, deli olduğumuzu düşünür!"

Umursamaz bir şekilde doğruldu ve omzunu silkti, "Benim hakkımda istediğimi düşünebilir, sorun değil." 

"Ji lütfen." dedim yalvarır gibi, gözlerinin içine umutla bakıyordum.

Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki zilin tekrar çalmasıyla ikimizde bakışlarımızı kapıya çevirdik.

"Ji!" dedim tekrardan ona bakarken, ondan istediğim cevabı alamazsam kapıyı açamazdım. Bakışlarımdaki çaresizliği görüp, "Tamam, tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun. Hemen eski rolüme bürünüyorum." dediği gibi omuzlarını dikleştirdi ve ben de rahat bir nefes vererek kapıya koşar adımlar ile gittim.

Çok kısa bir süre bekleyip hiçbir şey olmamış gibi bir havaya bürünmeye çalışıp sonunda kapıyı açabilmiştim.

Young soğuktan donmuş ellerini birbirine sürterken kapının açılmasıyla bakışlarını bana kaldırdı ve  kocaman gülümsemesiyle, "Ufaklık." dedi. Hızlı bir şekilde içeri adım atıp yanağıma minik bir buse kondurdu. Ardından, "Bir an hiç açmayacaksın sandım." demesiyle gözlerimi kaçırdım.

Mahçup olmuş bir şekilde, "Beklettiğim için özür dilerim." dedim ve içeri girmesi için bir adım geriledim.

Yüzünde her zaman ki gibi içten gülümsemesiyle, "Sorun değil ufaklığım, asma hemen güzel yüzünü." dedi ve yanımdan geçerken başını benimle aynı hizaya getirip burnumun ucuna vurdu. Sonra da doğrulup üşümüş ellerini tekrar birbirine sürtmeye başladı. 

Sanırım onu dışarıda çok bekletip üşümesine sebep olmuştum ve vicdanımın sızlamasına engel olamıyordum. Benim yüzümden soğukta üşümüştü. Daha hızlı hareket edip kapıyı açmalıydım. İçten içe kendime kızarken bakışlarımı hiç konuşmadan birbirine bakan ikiliye çevirdim.

Young'un Ji'yi görmesiyle yüzündeki gülümseme asılı kalmıştı. Şu an bile ortamda ki gerginliği hissedebiliyordum. Ortada gözle görülür kıvılcımlar yoktu, fakat sanki biraz sonra elektrik kıvılcımları çıkacak kadar gergin bir hava vardı.

Young'dan beklenmeyecek bir ciddiyette, "Misafirin olduğunu bilmiyordum." deyip bana bakmasıyla saniselik ben de Ji'ye bakıp tekrar Young'a döndüm ve hafif bir tebessümle Young'un koluna girdim, sonrasında elimle Ji'yi gösterip, "Yan komşum Ji Chan Yoo. Gerçi daha önce tanışmıştınız, ama." dedim şirin gözükmeye çalışarak. İçten içe kendime hakaretler ediyordum. Çünkü asla yapmacık davranamaz, hemen belli eden bir yapıya sahiptim.

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin