♠️33♠️ (Ölüm)

1K 104 81
                                    

Keyifli Okumalar 🖤

"Eylül."

Okuduğum kitabı kapatırken cevap verdim."Efendim Ji."

"Sana her şeyi anlatalı tam iki ay oldu ama sen hala hiçbir şey yapmıyorsun, bu sakinliğin beni öldürecek." sitem dolu bu sözler beni germekten başka bir işe yaramıyordu, bezgin bir tonda konuşmaya başladım. "Ji, ne yapmamı bekliyorsun, hala hatırlayamadığım anılarım var ve bu durumdayken ne yapabilirim?"

"Young Nam'ın yanında böyle rol yapmaktan sıkıldım artık." deyip serseri gibi saçlarını karıştırdı. Böyle yapınca çocuk gibi göründüğünün farkında mıydı acaba? "Ona gerçeği ne zaman anlatacaksın?"

"Şimdi sırası değil!" Umarım bakışlarımdan ve ses sonumdan bunun aynı zamanda bir uyarı olduğunun da farkındaydı.

"Peki!" derken ellerini pes etmiş gibi havaya kaldırdı. "Merak ediyorum, sıra ne zaman gelecek acaba?"dedi ve bilmiş edasıyla çenesini baş ve işaret parmağının arasına aldı.

"Bilmiyorum!" dedim. Omuzlarım bilinmezliğin karşısında aşağı düşmüştü. Cidden bilmiyordum. Karar verememek beni deli ediyordu. Ji'nin sürekli beni sıkıştırması da cabasıydı.

Oturduğu koltukta öne doğru eğildi ve kollarını bacaklarının üzerine koyup ellerini birleştirdi, bakışları düşünceli bir şekilde yerdeydi, "Eylül, fazla zamanımız olmadığını biliyorsun." dedi ve bana baktı, "Bir an önce doğru kişiyi bulmamız lazım."

Yaşadıklarımı ona belli edip telaşlanmasını istemiyordum, bu yüzden rahat görünmeye çalışmaktan başka elimden şimdilik bir şey gelmiyordu. "Neden telaşlanıyorsun, ataklarım kalmadı artık, belki de 30'uma girdiğim ilk haftalardı diye oldu ve bitti olamaz mı?"

Bana bir süre bakıp ardından, "Of Eylül, off." deyip yüzünü sert bir şekilde sıvazladı ve ayağa fırladı. Ben ise, olduğum yerde sakince onu izliyordum.

Bağırmaya başlamasıyla anlık irkilsem de hala tepkisizdim. "Anlamıyorsun değil mi, ya da beni anlamak istemiyorsun."

Halbuki onu çok iyi anlıyordum, ama o beni anlayamıyordu. 

Yanıma gelip dizlerinin üstüne çöktü ve ellerimi tuttu. "Zamanımız daralıyor, başın belada ve ben sana zarar gelmesini hiç ama hiç istemiyorum, anladın mı?" Ji'nin acı çekercesine sarf ettiği bu sözler benim canımı daha çok acıtıyordu. Neden anlamak istiyordu? Biz ne yaparsak yapalım zamanı gelmeden onu bulmam mümkün değildi!

Bir elimi Ji'nin elinin üstüne koydum ve gülümseyerek, "Ji, sakinleş lütfen, sen yanımda olduğun sürece bana bir şey olmaz." dedim ona güven vermek istercesine.

"Ya seni koruyamazsam, ya sana yardım edemezsem, ne halde olurum hiç düşündün mü?" gözünden düşen bir damla beni hazırlıksız yakalamıştı. "Ben senin için tekrar dünyaya geldim. Senden sadece kendini biraz zorlayıp hatırlamanı istiyorum, bu kadar zor olamaz. Olmamalı!"

Dostumun tek derdi benim hayatta kalmamdı. Biliyordum, fakat elimden şimdilik bir şey gelmiyordu. Hatırlamayı gerçekten istiyordum.

Yanağından süzülen yaşı yavaşça sildim. "Tamam, elimden geleni yapacağım. Ama önce parçaları yerine oturtmamız lazım, cevabını bulamadığım bazı sorular var, yardımcı olur musun?" diye gülümserken sorduğumda, biraz daha rahatlamış olduğunu görmek beni de mutlu etmişti.

"İşte benim kızım."

"Tamam, önce yerden kalk ve yanıma otur lütfen." dedikten sonra elimle yanıma oturması için koltuğa yavaşça vurdum birkaç kere.

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin