♠️26♠️ (Doğum Günü)

1.1K 119 124
                                    

Bölümü okumaya başlamadan önce sürpriz bir komşumuz var. Komşunun kim olduğunu tahmin edenler yoruma yazsın.
🤗😊✌️

Oy vermeyi, yorumlarınızı ve beni instagram hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın lütfen.💜

Instagram adresim: melez_yazar
Hikayenin sayfası: melezsifaci

Keyifli Okumalar 🖤

Tam mutfağa girmek üzereydim ki, Young aniden karşıma dikiliverdi ve "Sakın gelme. En iyisi sen bahçede otur." dediği gibi omuzlarımdan tutup ben daha ne olduğunu anlayamadan yönümü değiştirdi. "Ama...ama  Young."

Beni duymazdan gelip, "Birazdan hazır olunca ben seni çağırırım." derken de tabiri caizse beni sürgülü kapının oraya doğru itelemeye başladı.

Çok güzel kokular geliyordu ve bu ayaklarımın geri geri gitmesi için yeterliydi. Bu yüzden aniden adım atmayı durdurdum ve başımı yana doğru çevirip Young'a bakmaya çalıştım.

Şirin olduğunu düşündüğüm bir ses tonuyla, "Çok güzel kokuyor, tadına baksam olmaz mı?" diye masumca sordum.

Harfleri bolca uzatarak "Hayır!!!" cevabını alınca, nasıl yapılıyor bilmiyorum, ama masum, yalvaran bir bakışla bakmaya çalıştım bu sefer de.

Gülmemek için kendini zor tutarken, "Hiç bana öyle masum masum bakma!" dedi. Sanırım masum bakışı yapmayı başarmıştım. "Dışarı!" deyip beni itmeye devam edince bakışların da bir işe yaramayacağını anladım ve pes ettim.

Kollarımı birbirine bağladım ve çocuklar gibi yanaklarımı şişirip ağırlığımın büyük bir kısmını beni iteleyen Young'a vererek istemeye istemeye bahçeye doğru yürümeye başladım.

Bahçe kapısından dışarı adım attığım gibi arkamı döndüm ve "Bir bardak su alayım bari." deyip içeri bir adım atacağım sırada Young sürgülü kapıyı çekti, yetmedi el sallayarak perdeyi de çekti.

Ben de dudaklarımı bükmüş öylece kapanan kapıya ve perdeye bakakaldım. Hayır yani ne olurdu sanki ne yaptığını görsem. Sanki gizli yemek tarifi.
Hiç!
Omuzlarımı silktim ve ayaklarımı sürükleyerek yürümeye başladım. Sandalyelerden birini çekip oturdum ve derin huzurlu bir nefesi içime çekip gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Kollarımı birbirine bağladım ve içten bir gülümseme oluştu dudaklarımda.

İyi ki varsın Young! Yoksa bu günü kolay atlamazdım.

Uriel, şu an sesimi duyabiliyor musun, bilmiyorum. Ama beni hissedebildiğine eminim. Merak etme ben iyiyim, her zaman  da bir şekilde iyi olmayı başardım bunu en iyi sen biliyorsun. Seni çok özledim dostum.

...

"Ufaklık gelebilirsin." içeriden Young'un sesini duyduğum an başımı aşağı indirdim ve ayağa kalktım, uzun bir süre kımıldamadan gökyüzünü izlemek ve Uriel'e hislerimi yansıtmak bana iyi gelmişti. Uykudan yeni uyanmış gibi gerildim ve yüzümde hafif bir tebessümle adımlarımı içeriye yönlendirdim.

Kapıyı açtım ve masanın olduğu tarafa doğru yürüdüğümde gördüklerime inanamamıştım. Young Türkiye'ye geldiği zaman yaptığı yemeği yapmıştı. Şampanya, kadehler ve aldığı çiçekler vazo içinde yerini almış hatta pastanın mumları yakılmıştı.

Bir dakika! Pasta mı?

Bir dakika! Pasta mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin