♠️24♠️ (Ateşkes!)

1.2K 128 64
                                    

Arkadaşlar yorumlarınız ve oylarınız benim için çok önemli. Bölümleri okuyanlardan ricam lütfen benden esirgemeyin.
Keyifli okumalar...


Yoruldum, fakat bu yorgunluğum fiziki değil tamamen ruhen bir yorgunluktu!

Özellikle dün ve ondan önceki gece yaşadıklarımın ciddi anlamda beni tüketmeye başladığını düşünüyordum.

Yatağın içinde cenin pozisyonu alırken gözümden akan yaşlara engel olamadım. Engel olmak da istemiyordum, nedensizce içimdeki acıları da alıp akıp gitsinler istiyordum.

Çaresizdim, çıkış yolu bulamıyor ve bir girdabın içinde sürükleniyordum.

O'na ihtiyacım var! Artık tek başıma dayanamıyorum!

Lütfen! Lütfen..
Ben seni bulamıyorum, ne olur sen beni bul!

Bu acılar dayanılmaz hale geldi ve ben artık nereye kadar sensizliğe dayanabilirim bilmiyorum!

İçten içe adını bile hatırlamadığım, ama yokluğunda çölde susuz kalmaktan bile beter bir şekilde ruhumun susadığı kişiyi bekliyordum. Ruhum onsuz alevler içinde tekrar tekrar yanıyordu ve ben dile getirmekten çekinsem dahi gücümün yavaş yavaş azaldığını kabul etmeliydim. Fakat ruhuma tezat bir şekilde içimde patlamaya hazır enerjinin gücünü de hissedebiliyordum ve bu çelişki beni arafa sürüklüyordu.

Gözümden akan yaşları silmek dahi içimden gelmeden öylece sessiz vaveyla içinde cenin pozisyonunda kıvrandım.

Kimse duyamasa bile onun hissettiğine emindim!

Hissederdi dimi? Onu nasıl özlediğimi içimde kopan fırtınaları hissetmesi gerekiyordu.

Ruhum sana aç, sana hasret...
Yokluğun nefes almama engel, yaşamak için, nefes almak için sana ihtiyacım var...

Sensiz geçen yıllarıma lanet etmek istemiyorum, fakat içten içe geçirdiğim boş ve anlamsız zamanlara üzülmeden de edemiyorum.

Yüzünü ve sesini dahi hatırlamazken sana hissettiklerim ve aramızdaki bağ  o kadar kuvvetli ki...Ama yanıma gelmiş ve seni fark etmemiş ihtimalinin düşüncesi dahi beni kahrediyor.

Ah Uriel keşke cezan bitmiş olsa ve yanımda olsan keşke! Sana o kadar ihtiyacım var ki. Bu yaşadıklarımı anlayabilecek bir tek sen varsın.

Ama sen de yanımda değilsin!

Çalan telefonum ile girdap misali acının içine sürüklenirken kendime geldim ve ağır hareketler ile yatakta doğrulup telefona uzandım. Tanımadığım bir numara ve bugün aldığım karar ile açmaktan vazgeçip yatağın üstüne fırlattım telefonu. Ardından bir elimi saçlarımın arasına yerleştirip geriye doğru ittim, gözlerimi kapattım ve bir süre o pozisyonda kaldıktan sonra yanağımdaki ıslaklıkları elimin tersiyle sildim.

Tam tekrar yatacakken odanın telefonu çalınca sesli bir şekilde of çektim.

Sadece bir gün her şeyden uzak kalmak isterken neden ısrarla insanlar anlaşmış gibi beni rahat bırakmıyorlar ki?

"Efendim" ağladığım için sesimin çatallı çıkmasına engel olamamıştım.

"Eylül Hanım?"

"Evet."

"Bay Kim Jung Woo aşağıda sizi bekliyor efendim."

Bugün görmek ve sesini duymak isteyeceğim en son kişi listesine bile giremeyecek şahsiyet aşağıda doğru mu duymuştum?

Melez ŞifacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin