GÜZEL AŞK

İşte yine lanet olası bir güne uyandım.İğrenç alarmın sesi ile, ama bir dakika! Bugün farklı bir gün olacak, çünkü iki ay önce katıldığım Austin&Ally seçmelerini kazanmış hatta baş rolü almıştım. Austin Moon olarak karşınızdayım.Ünlü olacağım için mutlu hissetmiyorum nasıl olsa R5 var ama bu farklı, sanki o stüdyoda hayatımın aşkını bulacakmış gibi hissediyorum.Cidden, onu bulmaya o kadar yakın hissediyorum ki. ''Ross!''diyen annemin sesi ile hayallerden çıktım.Hızla hazırlanıp aşağı indim,kahvaltı masasından ağzıma bir şeyler attım ve sırt çantamı aldığım gibi evden çıktım...

*************************************

İşte o gün, Austin&Ally seçmelerini kazanan Ally oldum.Ama içimde bir his var.Tuhaf bir his.Anlamıyorum, sanki hayatımın aşkı orada beni bekliyormuş gibi, Buna anlam veremeden hazırlanmaya başladım.Geç kalmışa benziyorum, bu yüzden kahvalti sofrasında duran benim için hazırlanmış tostu aldım, sırt çantamı kaptım ve kendimi dışarı attım...

*************************************

İşte burdayım.A&A setinin önünde. Ama tuhaf ki yolu bilmiyorum.Peki sakin ol Laura, mutlaka biri çıkar ve sana yardım eder.Böyle düşünürken yere bakıyor ve yürüyordum. Aniden birine çarptım ve elimdeki senoryo düştü, onun elindeki kitaplar ve çantası düştü. Çok utanmıştım.Eminim dometes gibi kıpkırmızı olmuştum.Evet, belli ki olmuştum çünkü bana bakıyor ve gülümsüyordu.Bu sefer daha çok utandım ve hemen çantasını yerden kaldırıp ona verdim sonra da kitaplarını, o da bana senoryomu verirken üstündeki yazıyı görmüş olmalıydı, bana:

-Sen sanırım Austin&Ally' nin Ally'si oluyorsun?

-Evet, nereden anladın?Başka bir rölü de almış olabilirdim.Ayrıca sanırım Austin sen oluyorsun?

-Evet, ben Ross.Nam-ı değer Austin.Ve senin Ally olduğunu anladım çünkü çok güzelsin.

Bu lafı beni çok utandırdı.Resmen yanaklarım sanki kanıyormuş gibi oldu.Fark ettirmek istemedim çünkü çocuk bana elini uzatmıştı. ''Ben de Laura.''diyebildim ve elini sıktım.

**************************************

Sanırım hayatımın aşkını buldum! Laura, iyi olan ise aynı dizide ortak başrölü paylaşıyoruz.Yüzüne baktım, kıpkırmızı olmuştu ve sanırım stüdyoyu bulamamıştı.

-İstersen birlikte gidelim?

-Nereye?

-Ah, pardon.Yani sanırım stüdyoyu bulamadın.Yani ben orayı çok iyi biliyorum...

-Tamam anladım Ross.Aslında iyi olur.dedi.İçim kıpır kıpır olmuştu.Elimde hâlâ senaryosu vardı. Hemen ona geri verdim. ''Teşekkür ederim.''dedi.Birden melek sesini fark ettim.Tanrım, sanırım âşık oldum.Önümden gidiyordu, ama yine de yüzünü görebiliyorum. Yolu sırf onu izliyerek gittim.Birden arkasına döndü ve ''Burası mı?'' dedi.Yanıma yaklaştı,elini yüzümün önünde salladı.O anda kendime geldim.''Hı?''dedim. Biraz kıkırdadı,''Burası mı?''dedi tekrar. Gösterdiği yere baktım. Başımı salladım. ''Burası''

**************************************

Mutlu gözüküyordu, Tanrım! Bu dünyanın en tatlı çocuğuydu.Hele o gülümsemesim yok mu!!Ama o bana bakmaz ki.Haklı doğal olarak, tipim ile onun tipi aynı mı? Üstelik o şapkalı hırkası, siyah eskimiş conversleri ve siyah güneş gözlükleriyle çok havalı.Oysa ben, sete gelmeme rağmen ders kitaplarım yanımda.Oysa dış görünüşüm, yeşil bir pantalon giymiştim ve üstümde bol gelen mavi bir t-shirt ve beyaz converslerim vardı.Herkesin dediği gibi tam bir ''inek'' öğrenciyim.Bunu o kalın kafana sok Laura, o çocuk sana bakmaz!! Neyse beni bu dünyanın içinden çıkaran Ross'un yumuşak sesi oldu. ''Laura, Laura.'' Ben afalladım ve ''Hı?'' deyiverdim.Ross yarım yamalak gülerek ''Yönetmen bizi çağırıyor.''dedi.Ben de ona gülümsedim ve ''Tamam geliyorum.''dedim.Birlikte sahneye çıktık ve rolümüzü yaptık, çok eğlenceliydi.Ayrıca diğer rol arkadaşlarımızla tanıştık.Benim en iyi arkadaşım Trish rolünü oynayan kız Raini, Ross'un en iyi arkadaşı olan Dez'i ise Calum oynuyordu.Gerçekten çok tatlıydılar.Özellikle Raini, onunla hemen kaynaşmıştık.Ross ve Calum da öyleydi.