Sıcak Çikolata (35.bölüm)

297 13 6
                                    

Aradan 2 gün geçmişti. Ross ile aramız iyidi ama ufak tartışmalarımız oluyordu...

                                                   **********

"Laura, aşağı gel!" Ablamın sesiydi bu. Sanırım Ross gelmişti. Aşağı indim, kapıya bir kolunu yaslamış ve kafasını yere dikmiş bir çocuk vardı. "Selam sevgilim." dedim. Kafasını kaldırdı, gözleri hafif kızarıktı. Sanırım gece geç yatmıştı. Koluna girmem için kolunu V şekline geçirdi. Koluna girip yürümeye başladık. Yüzüne baktım, uzaklara bakıyordu. "Neyin var bi'tanem?" dedim. Dalgınlığından kurtulup bana baktı. "Kötü durumdasın, istersen gitmeyelim. Ben söylerim." dedim. Gerçekten kötü gözüküyordu. "Yo, sorun yok. Hem Leo'yu özledim. Sen de Olivia ile görüşeceksin." dedi, sesi bile bitkin çıkıyordu. Yok yok, bunun kesin bir şey vardı. "Bana bak," dedim. Elimle çenesinden tutup bana çevirdim. "Dün akşam ne oldu?"  Pes etmiş gibiydi. "Ablamla..." dedi. "Ablamla kavga ettik. 8 yaşımdan beri ilk gerçek kavgamızdı.Neden oldu anlamadım ama olsun da istemedim." Gözleri dolu dolu olmuştu. Rydel ile kavga mı?

                                                                     *************

"Yeter!" diye bağırdım. "Benden ne istiyorsun? Ben değişmiyorum,ben aynı benim!" 

"Hayır değilsin Ross! Değişiyorsun, fark etmesende değişiyorsun! Hatırlatıyım;söz vermiştin!" dedi ve odamdan çıktı. Bu kavga nasıl başlamıştı? Hangi ara buraya gelmişti? Biz ablamla küsemezdik, biz onlunla çok ama  çok yakındık... Tanrım, lütfen bir daha böyle olmasın... "Ablacığım,"dedim kapısını tıklatırken. Açmayacaktı, biliyordum. Öyle de oldu;açmadı. Kapıya sırtımı vererek yere kaydım. Kafamı kapıya dayadım ve öylece havaya baktım.Sanırım Rydel haklıydı...Hava kararmıştı, herkes uyuyordu ve beni fark eden yoktu. Bu iyi miydi kötü mü bilmiyordum. Rydel bir kere bile kapısını açmamıştı,umutlarım da bu kapıyla kapalıydı.Neden ona bağırdım ki?Bir insan niye ablasına bağırır?Salak olduğu için...

 "Ross!Se-sen burada ne yapıyorsun?" dedi cılız bir ses.Kafam,kafamı yere vurmuştum. Ablam kapıyı öyle açarsa tabii vururum ama olsun,o sağladı ya. Onunla bir daha asla kavga etmeyeceğim. "Seni bekledim ama uyuyakalmışım." dedim kafamı tutarak.Ablam sanki bir anda beni acile sokacak kadar endişelenmişti ama sonra ağırlığını korumak için "Bugün Laura ile buluşacaksın, git de hazırlan." dedi ve yanımdan geçerek banyoya girdi. Tamam bu sabah barışamayacağız. Ben de hazırlanıp Laura'yı almaya gittim.

 Ona her şeyi anlatmıştım ve açıkçası rahatlamıştım. Onunla dertleşmek iyi gelmişti. Şimdi ise Raura Ship'deydik. Leo ve Olivia gelmişti, konuşuyorduk. Leo ile geyik muhabbeti ayrı bir güzeldi. Yaklaşık 2 saat filan beraber takıldık sonra ise ayrıldık. Laura ile el ele yürüyorduk. "Bize gelmek ister misin?" dedi. Ona baktım, çok masumdu ve kar taneleri yavaşça suratını yalayıp geçiyordu. "Hep ben size geliyorum,bu sefer sen bize gel."dedim. Doğruya doğruydu. Hafifçe başını salladı ve bizim sokağa saptık. 2 gündür kar yağmış her taraf kar olmuştu ama çok güzeldi. Eve girdiğimizde evin sıcaklığı dışarıda ne kadar üşüdüğümüzü anlamamıza yardımcı oldu. Koltukta 2 sevgili abim,bir kral dostum ve bir de matrak küçük kardeşim oturuyordu ama güzel ablam ortalıkta yoktu. "Selam millet!" dedim bir anda hepsi bana döndü. Dünden beri ilk defa dikkatlerini çekebilmiştim. "Selam." dedi Laura hafif sesiyle. Hepsi bize el salladı. İkimiz diğer koltuğa oturduk. "Ablam yok mu?" dedim. Hepsi-yine-aynı anda hayır anlamında başlarını salladı. Konuşmamaya yemin filan mı etmiştiler de benim haberim yoktu? "Ross,dışarı çıkalım mı?" dedi Laura kulağıma. "Tamam." dedim ve dışarı çıktık. Ben sırtımı arkaya vermiştim, Laura ise karşımdaydı. Sohbet ediyorduk,siyah deri ceketim, mavi berem, dar paçam ve yünlü kazağım beni yeterince ısıtıyordu.Laura ise pembe,üstünde L yazan bir kazak,siyah dar kot,kırmızı bir bere takmış ve üstüne ise siyah bir mont giymişti. Sanırım bunlar onu ısıtıyordu. "Üşüyor musun?" dedim. Yüzüme bakarak "Hayır."dedi. "Sen?" "Hayır." dedim. Ama tam o anda sırtımda kocaman bir kartopu hissettim. "Ah!" dedim. "Küçük kardeşim, kartopu savaşlarını seversin sanıyordum." dedi bir kız sesi. Ablam! Arkamı döndüm ve iki şeytani kız ile karşılaştım. Laura hangi ara oraya gitmişti? İkisinin elinde de kocaman kartopu vardı. Amaçlarını anlamıştım. Hemen yerden,olabileceğinde hızlı bir şekilde kartopu yaptım. "Gerçekten bunu istiyor musunuz?" dedim. "BEYLER!" diye de ekledim.Anında kapıda bittiler. Yuh! "Siz 2 kişisiniz biz 5." dedi Rocky. "O kadar emin olma." diye bir ses geldi ve bizim kızların yanında Vanessa,Raini ve Marissa bitti. Şimdi sıçtık.Laura bana, biz yokken kartopu savaşı yaptıklarını ve Marissa'nın çok iyi olduğunu söylemişti. Marano kardeşler ise ayrıydı,ablam...O konuya hiç girmeyelim. "Beyler, sıçtığımızın resmidir." dedi Ell. "Haklısın." dedim ve ilk hücum eden ben oldum. Attığım kartopu hazırlıksız olan Laura'ya gelmişti,oysa ben Marissa'yı hedeflemiştim. "Ross,bittin sen!" dedi ve elindeki kartopu ile beni kovalamaya başladı. Koşarken "Yılmayın beyler!Savaşın!" diye bağırmıştım. "Tıpkı senin gibi değil mi ödlek tavuk!" dedi Laura. Haklıyıdı,kaçıyordum. Aniden durdum, bunu o da beklemiyordu ve birlikte yere yapıştık. Ben altta kalmıştım ve üstümdeydi, burunlarımız değiyordu. Onu öpmeye başladım ama bir yandan elime kar alıyordum. Elimle topladığım karı Laura'nın beresinin üstüne yavaşça yaydım. Aniden dudaklarını dudaklarımdan çekti. "Seni hain." dedi. "Sadece oyun için küçük bir hile."dedim. "Ha demek bunları başka kızlara da yaptın beyefendi?!" dedi ve avuçladığı karı yüzüme boca etti. Bunu hak etmiştim.

  "Al bakalım," dedi Laura bana bir tas çorba uzatırken. Dün sıcak bir duş almadığım için fena hasta olmuştum. Yanıma oturdu ve bana çorbayı içirmeye başladı. Çok güzel olmuştu. "Eline sağlık." dedim. Gülümsedi ve mutfağa girdi. Yaklaşık 5 dakika sonra elinde iki fincan ile geri geldi. "Sıcak çikolata yaptım. Aslında nane-limon yapacaktım ama mideni bulandırdığını biliyorum." dedi ve en güzel gülümsemesini takındı. "Tanrı aşkına! Böyle yapmayı kes." dedim. "Neyi?" dedi.

 "Böyle gülümsemeyi ve benim hakkımda her şeyi bilip bana bakmayı."

  "Neden?"

 "Kolundan tuttuğum gibi bir kiliseye girip seninle evlenmek istiyorum." dedim. Hafifçe kızardı. Yanıma iyice sokuldu. "Hasta olacaksın." dedim. Omzunu silkti. "Benim için sorun yok." dedi ve elimi tuttu. Gülümsedim. Başını omzuma yasladı.

                                                                      *****************************

  "Hasta olacaksın." dedi bana. Aslında ne kadar hasta olduğumu bilmiyordu. "Benim için sorun yok." dedim sadece. Elini tuttum ve başımı omzuna koydum. Onun omzu benim için en güzel yerdi. Aslında o benim için en muhteşem şeydi. Sanki Tanrı, onu yaratırken benim de fikrimi almış gibiydi. "Seni çok seviyorum ve senin bana zarar vermeyeceğine inanıyorum. Sen de inan." dedim. Hâlâ aklı 'değişimde' olmalıydı. "İnanmak istiyorum." dedi ve bana baktı. Burnu hafif kızarmıştı. Çok tatlı gözülüyordu. Burnuna küçük bir öpücük kondurdum. "Seni çok seviyorum." dedi ve sıcak çikolatalarımızı yudumlamaya başaldık.

                                        -----

 Yb zamanında geldi. Uzun oldu galiba,canım çok yazmak istemişti umarım sıkmadı ve eğlenceliydi. Sevgililer Günü'ne yaklaşıyorlar bakalım neler olacak? Yb yarın gelir. Siz harikasınız...

Hatırlatma:Vote ve comment durumuna bakarsak hikaye okunmuşa benzemiyor. Okuyorsanız belirti verin. Vote ve comment yapın. Böyle olunca benim yazma isteyim de sönüyor ve son paragrafı yazıp bitirmek istiyorum. Oysa hikayenin bölümleri kafamda yazılmak için can atıyor. Ayrıca son paragrafta vote ve comment durumuna göre Laura olmayabilir yani mutsuz olduğum için. Umarım be ni mutlu yapar ve güzel bir final yaratırsınız. (Sizi üzdüysem özür dilerim ama gerçekler böyle. :( )

GÜZEL AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin