Laura,sabah uyandığında koltuktaydı.Her yeri tutulmuştu.Boynu,sırtı,beli...Sabah kalktığından beri kapaklı telefonunun ışığı yönüp sönüyordu.Baktığında Ross'dan gelmiş olan 20 mesaj vardı.Hepsi neredeyse aynıydı;"Prenses lütfen uyandığında beni ara." ''Prenses lütfen ne zaman uyanacaksın?" "Prenses ne olur ara."Laura diğerlerini okumadan Ross'u aradı.Ama bir yandan korkuyordu,nasılsa orada geceydi.
-Prenses?Sonunda arayabildin.
-Ross,sesin çok uykulu geliyor.Uyuyordun değil mi ben seni uyandırdım,kapat.Sen uyanınca ararsın beni.
-Hayır dur Laur.Kapama,zaten uykum kaçtı,diyerek yatağından doğruldu.
-Ama sarışın,uyu lütfen.Konserleriniz var...
-Konser demişken,dünki sürprizimi beğendin mi?
-Dalga mı geçiyorsun?!Sana hem kızdım hem de tekrar aşık oldum.
-İstediğime ulaşmışım o zaman,dediğinde artık otobüsün dışındaydı.Rusya'nın bütün soğuğu bedeninin her bir karesine işliyordu.
-Sen ne yapıyorsun?Haftaya doğum günün.
-Biliyorum,senin yanında olmamak canımı sıkıyor.
-Benim de.Ama en azından hayranların yanında,ailen ve diğer ailen.
-Ama en büyük hayranım yanımda değil.
-Kimmiş o?
-Mesela ben ona hep prenses derim,kahverengi saçlarının ucunda sarı röfleleri var ve hâlâ sırrını çözemediğim gözleri.Kahverengi mi ela mı?
-Bunu ben bile bilmiyorum sarışın.
-Seni görmemem için bir sebep ver,2 ay onunla idare edeyim,demişti Ross.Bu Laura'nın kalbine kazık gibi saplanmıştı.İçinden "Öleceğim,yakında öleceğim." demek geçsede diyemedi.Nasıl diyebilir ki?
-Bilmem bulamadım.
-Hah,işte bundan bahsediyorum.Seni görmemem için bir sebep yok.
-Ross?
-Efendim prenses?
-Bu gece seninle yatacağım,dedi Laura ağlamaklı bir ses tonuyla.Ross'un yüzü bu lafı duyunca gülmüştü.Laura sinir olmuştu.
-Ne?!
-Hiç,sadece senin öyle bir şansın var,benim yok.
-Olacak sarışın.Sen buraya gel,bir hafta boyunca neler yapacağız seninle.
-Öyle mi,anlat bakalım biraz.
-Özel yerimizde takılacağız,senin basketbol antremanlarına geleceğim,bize gelirsin, size gelirim,sahilde yürürüz.Daha neler neler.
-Yaşadım o zaman desene.Bize bu hafta boyunca ölüm yok.Hep seninleyim,Laura,yaşam ve ölüm lafını duyunca yine kötü oldu.Neden Ross bunları hep hatırlatmak zorundaydı ki?!Yani tamam ölecek ama neden hatırlatıyor?!
-Neyse prenses,benim artık yatmam lazım.Sonra tekrar ararım.
-Tamam sarışın iyi geceler,dedi Laura ve telefonu kapattı.Sonra kalktı,mutfağa gitti ve kendine tost hazırlamaya başladı.Bir yandan şarkı mırıldanıyordu.
" Pain - without love.
Acı - aşkısız
Pain -I can't get enough.
Acı – yeterince alamıyorum
Pain - I like it rough,
Acı – sert hoşuma gidiyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL AŞK
RomanceBu bir Raura hikayesidir ve aşkın üzücü ve neşeli yanlarını anlatır,Bu benim ilk hikayem sayılmaz ama burada yeni.Umarım beğenirsiniz, lütfen düşüncelerinizi açıklayın. Benim için çok önemliler.Ayrıca hikaye tutarsa bazen günde iki bölüm yayınlarım...