Basketbolda Düşman (11.bölüm)

437 18 4
                                    

Sabah kalktığımda dışarı baktım.Yağmur yağıyordu,her taraf sırılsıklam olmuştu. Aşağı indim,ablam evde yoktu.Sete gitmişti herhalde.İyi valla,hep sette olsun hanımefendi.Biz okuyalım.Yemeğimi yedim ve okula gitmek için kapıdan çıktığımda karşımda sarışın bir çocuk gördüm.

-Ross,burada ne işin var?

-Bir prenses okula sarışın bir şovalye olmadan gidemez.

-Peki o prenses şovalyeyi nereden bulacak?

-Tam karşılarında duruyor prenses hazretleri,dedi ve bana elini uzattı.Elini tuttum ve yürümeye başladık.Okula gidene kadar Marissa'nın hikayesini anlattım.

                                               ************************

Laura ile yürürken bana yeni arkadaşının hikayesini anlatmıştı.Şaşırmış ve üzülmüştüm.Biraz fazla büyük sorunlar yaşamış.Sınıfa girdiğimizde yan yana oturduk. Okulun dedikoducuları çoktan "Ross ve Laura çıkıyor."demeye başlamıştı.Fazla takmıyordum çünkü doğruydu.Ama Laura hiç de öyle gözükmüyordu.

-Laura,iyi misin?

-Hı,şey.Evet iyiyim.Sadece biraz...Boşver.

-Lütfen söyle bebeğim.

-Korkuyorum Ross.

-Neden?

-Caroline.Caroline sana aşık Ross ve bana yapabileceklerini düşün.Zaten benden nefret ediyor!

-Eğer senin bir kılına zarar gelirse...

                                                  ***********************

-Dünyayı yıkarım,demişti Ross elimi tutarak.İşte o anda mideme yumruk yemiş gibi hissettim.O beni seviyordu,ben de onu ama ben ölecektim.Tanrım,bir çıkış yolu istiyorum.İşte,belalı Caroline de geldi.Bana bir bakışı vardı.Aynen 'Senin ağzına sıçacağım ve üstüne de sıva yapacağım.'diyordu.İyice Ross'un koluna girdim.Korkuyordum,Ross ise şaşırmıştı.Çünkü arkadaşı ile konuşurken sokulmuştum ona.Bir şey demedi ama,sadece arkadaşı ile sohbet ediyordu.Sohbetlerini dinliyordum;

-Çıkışta geleceksin değil mi dostum?

-Tabii ki Tim.Bunu kaçırmam.

-Tamam ve inan bana koç-yani babam-ben ve tüm basket takımı seni aramızda göreceğimiz için çok heyecanlıyız.

-Güzel ama ünlü olduğum için mi yoksa takıma katkıda bulanacağım için mi?

-Tabii ki katkıda bulanacağın için ahbap.

-Sevindim,dedi Ross ve Tim buradan uzaklaştı.

-Ne basketbolu o sarışın?

-Sana söylemeyi unuttum prenses,okul takımına girdim.

-Artık bir sporcusun demek.

-Kesinlikle öyle.Artık şovalyeniz sizi daha iyi koruyacaktır prensesim.

-Harika ama ben bugün eve kimle gideceğim benim sarışım şovalyem?

-Onu da düşündüm.Okul çıkışı Rydel hazretleri sizi almaya gelecek ve alışverişe gideceksiniz.

-Bunu yapmana gerek yoktu Ross.

-Sen korkuyorum demiştin.İyi olacak,inan bana.

-Peki,dedim ve önüme döndüm.Son derse kadar bir şey olmadı.Okul çıkışında Ross ile el ele giderken Ross'un yanına Tim geldi ve onu almak istedi.Ama Ross elimi bırakmadı ve "Veda öpücüğümü almadan gitmem."dedi.Ne yapabilirdim yanağına küçük öpücük bıraktım.O sırada Rydel gelmişti.Beni bekliyordu.Ross'un elini bıraktım ve Rydel'ın yanına gittim.

                                            **************************

Tim ile spor salonuna geldik.Güzel bir yerdi.Koç gelince antremana başladık.Eğleniyordum,takım arkadaşlarım çok iyiydi.Koç da öyle,tanıdığım diğer koçlara göre kibardı.Sırf bana karşı değil,tüm takıma karşı.Secmiştim bu koçu.Neyse bir kaç saat antreman yaptıktan sonra biri kulağima bir şey fısıldadı.

                                               *************************

Rydel ile alışveriş merkezinde alışveriş yapıyorduk,Rydel kendine çok güzel şeyler alıyordu.Ben ise fazla bir şey almadım.Sonra bir yere oturduk ve yemek yemeğe başladık.Yemeğimi yerken birden midem bulandı ve lavaboya koştum.Kusmaya başladım, ama kusarken kırmızı bir şey de geliyordu.Bu kandı!Rydel yanıma geldi ve "Laura,bu kan."dedi.Artık ona her şeyi anlatmam gerekiyordu,Tekrar masaya oturduk ve ona her şeyi anlattım."Ne?!Sen,senin beyin tümörün mü var?!"dedi ve ağlamaya başladı.Ama ona buna da şükrettiğimi,benden saha kötü olan Marissa'yı söyledim.Daha bir rahtlamıştı ama o korkusunu yenmedi.

                                              **************************

  "Eğer benim yerimi kapmaya çalışırsan seni gebertirim,anladın mı?Hatta gebertmekle kalmaz hayatta en sevdiğin şeyi elinden alırım;Laura'yı."dedi.Arkamı döndüğümde takım kaptanı olan Justin'i gördüm.Şimdi ne yapacaktım?

                                               ----

  Nasıl?Justin'i secdiniz mi?Peki Marissa'yı?İleriki bölümlerde biraz ona yoğunlaşıcağım eğer sevmediyseniz onu çıkartabilirim.Ve bu bölümden sonra biraz kaba yazabiliri, ama istemezseniz yazmam.Yeter ki bana ne istedediğinizi söyleyin. Siz harikasınız...Ayrıca değerimi bilin.Sivrisinek kaynayan yerde yazdım bunu.:D

GÜZEL AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin