"Gidiyorum,tam bir hafta sonra sonra. O zamana kadar lütfen başımın etini yemeğin." dedi Laura ve odasına çıktı. Odaya girdiği anda tuttuğu bütün gözyaşlarını bıraktı. Canı o kadar çok acıyordu ki neredeyse kalbi atmayacak,nefes alamayacak noktaya gelmişti. Ross'tan ayrılmak o kadar zor gelmişti ki o öpücüğü durdurmak için öldüğünü düşünmesi gerekmişti. Artık onunla beraber vakit geçiremeyeceğini hatırlattı kendine. O yok, demişti kendine. Bırak artık çocuğun peşini! Bu da ayrı konuydu zaten. Laura, Ross'un dediklerini duymuştu:" Seni bırakmayacağım, istesen de istemesen de!" Neden ben, diye düşümce belirdi beyninde. Neden,canımı yakmak çok kolay diye mi? Yoksa hayatın bana kastı olduğundan mı? Yatağına uzandı, biraz olsun gerçek dünyadan uzaklaşmak...iyi gelecekti.
Kapı şiddetle kapanınca Rocky korkmuştu. Karşısında ise sinirli kardeşini gördüğünde meraklanmıştı. Sonuçta Laura ile buluşmaya gitmişti,sinirli dönmesi tuhaftı. "Ne oldu sana?" dedi merakına yenik düşerek. "G*t oldum Rocky. Her şey bitti çünkü,hem de her şey! Onca yaşanmışlar,tüm o aşk, tüm o aptallıklarım, tüm çabalarım ve emeklerim! Hepsi bir yerime girdi!" dedi Ross. "Olamaz," dedi Rocky. Anlamıştı, net sonuç yaklaşmıştı.
"Değil mi,peki neden? Tek bir sebep söylmedi bana,tek neden."
"Yapma,belki zorunludur,"
"Neye zorunludur Rocky! Ah dur, sevdiğim adamdan ayrılayım. Neden de söylemeyim sadece zorunlu deyip geçeyim. Ne güzel olur!"
"Anlamıyorsun Ross!" dedi üçüncü bir ses. Rydel'ın sesi, merdivenlerden iniyordu. "Neyi anlamıyorum? Anlat o zaman,anlayayım!?" dedi Ross. Sinirleri yatışmamıştı. "Anlatamaz, bunu ondan başka kimse anlatamaz." bu sefer Riker girmişti araya. Tanrı'ya şükür, diye geçirdi içinden Rocky. "Tamam,o zaman bir anlaşma yapalım," dedi Ross ve gözü hepsinin üstünde dolaştı. "Odama çıkacağım, uzun bir süre de çıkmak istemiyorum. Yani anlayacağınız beni rahatsız etmeyin." Sonra da merdivenlere doğru ilerledi. "Ama yi..." diyecek oldu Rydel ama Ross sözünü kesti. "Hiçbir şey istemiyorum. Buna yiyecek ve su da dahil." dedi ve çıkmaya devam etti. O gittikten sonra kısa bir sessizlik oldu. "Hasta olacak." dedi Rydel, sessizliği bozarak. İki genç de ona baktı. "Biliyoruz." dediler. Kardeşleri aşkından ölüyordu. Hem de aşık olduğu kişi cidden ölüme yaklaşırken...
Yatağına yüzüstü yattı ve bir süre öyle kaldı. Dünya hiçbir zaman adil değildi ve adil de olmamıştı. Sonra ters döndü ve tavana kitledi gözlerini. Bir hafta öncesinde Laura yanındaydı. Önceki anları hatırlayınca gülümsedi. "Seni seviyorum." demişti Laura dudaklarının arasına. Sonra onu öpmeye devam etmişti. Onun öpücüğü farklıydı,daha aşk doluydu,daha mutluydu. "Ben se seni seviyorum." diye fısıldadı kulağına ve boynunu öpücük yağmuruna tuttu. Laura,eliyle boynunu kavradı ve yavaş yavaş saçlarına doğru kaldırdı. Saçlarıyla oynarken fısıldadı:"Seni hiç bırakmayacağım... Umarım" son kısmı daha da kısmıştı. Ross,boynunu bırakıp dudaklarına geri döndü. Biraz daha öpüştükten sonra yatay pozisyona geçirdi onları. Kendisi üstteydi. Ağırlığını ona vermemeye çalışıyordu. Dudakları uyum içinde hareket ediyordu. Ross-belki-daha fazlasını yapmak istiyordu ama Laura onu durdurdu. "Sadece sarılıp uyuyalım mı?" dedi. Ross,gözlerine baktı. O anda daha çok erken olduğunu anlamıştı. Kafasını salladı.
"Şimdi ne değişti? Niye gittin?" dedi kendi kendine. Kafası çok karışmıştı. Sorularına cevap bulamamaktan sıkılmıştı. Boşlukta dolanmaktan bıkmıştı. "Niye!?" diye söylendi tekrar. "Söylememekte hata mı yapıyoruz?" Rydel'ın sesi gelmişti odasına. Önce umursamadı ama sonra... "Bu Laura'nın kararı." Bu sefer Riker'dı. Fısıltı ile konuşuyorlardı ama onları duymuştu. "Yakın,değil mi? Yoksa yapmazdı. Onu çok seviyor." Hafif sessizlik oldu. Ross,bunun 'evet' anlamına geldiğini bilecek kadar çok yaşıyordu o evde. Hıçkırık sesi geldi. Rydel ağlıyordu. "Vücudumun her bir köşesi imkânsız diye bağırıyor."
"Yanlış,tek bir yer öyle demez."
"Kalp."dedi Ellington. Onlar ne zaman gelmişti?
"Haklı,kalp her zaman iyiyi söyler."
"Keşke," küçük bir hıçkırık. "Yanında olmak istiyorum ama o...o tek gitmek istiyor." Nereye? diye düşündü Ross. "Söylemek zor ama belki de kendini en kötü ihtimale alıştırdı ve biliyoruz, bu tek başına çıkılan bir yolculuk."
"Ve dönüşü olmayan..." Ölüm, dedi beyni. İlk defa çalışmaması yerde turboyu takmıştı.
Hemen merdivenlerden paldur küldür indi. Hepsi birden ayağa kalkıp ona döndü. Erkeklerin ağzından farklı küfürler kaçtı. Rydel ise ağlamasını gizleyebilmek için ağzını kapamıştı. "Hayır,"dedi. "Yalan,değil mi?" Gözünden vir damla yaş düştü. Rydel'ın kollarına yapıştı. " 'Ölmeyecek' de bana. Abla, 'ölmeyecek' de bana!" Rydel çok daha fazla ağlamaya başlamıştı. Ross, yere çöktü. "Ölemez,yaşayacak!" diye sayıklamaya başladı. Hepsinin gözleri dolu dolu olmuştu. Rahatsız eden sessizlik "Üzgünüm" diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL AŞK
RomanceBu bir Raura hikayesidir ve aşkın üzücü ve neşeli yanlarını anlatır,Bu benim ilk hikayem sayılmaz ama burada yeni.Umarım beğenirsiniz, lütfen düşüncelerinizi açıklayın. Benim için çok önemliler.Ayrıca hikaye tutarsa bazen günde iki bölüm yayınlarım...