GÜZEL AŞK

Sen Ölmeyeceksin Laura(21.bölüm)

Sabah kalktığımda sarı çarşaflar arasında ve sarışın kokuları arasında uyanmak çok güzel bir şey.Her gün bu koku ile uyanmak için neler vermezdim.Mecburen kalkmak zorunda kalktım çünkü ilaçlarımı içmem gerekiyordu.Kalktım ve mutfağa indim.Koca bir bardak su aldım ve ilaçlarımı içtim.Raura Ship'e kahvaltı yapmaya gittim.İçeri girdiğimde Olivia tek başına oturuyordu.Meyve suyundaki pipet ile oynuyordu.Yanına oturdum.

-Olivia,neyin var?

-Ah Laur,iyi ki geldin.Canım acayip sıkılıyor.

-Neden ne oldu ki?

-Leo,savunma sanatları yarışmasına katılmıştı.Yarı finaller için Japonya'ya gitti.

-Ah,senin de sevgilin gitti he?

-Evet,iki sevgilisiz kaldık burada.

-Hahahaha,bu çok iyiydi.

-Kahvaltı ettin mi?

-Hayır,sen?

-Ben de etmedim.

-Marissa!dedim.Bir kaç saniye içinde yanımda belirdi.

-Evet?

-Bize kahvaltı getirebilir misin?

-Tabii,meyve,normal,vejetaryan?

-Ben meyve istiyorum.

-Ben de,dedim ve Marissa yanımızdan ayrıldı.Biz konuşmaya devam ettik.

-Ross bugün nereye gidecek?

-Sidney'e geçecekler.

-Sidney,güzelmiş.

-Bir ara Tokyo'ya geçecekler.Leo ile karşılaşabilirler.

-Ne zaman?Leo yaklaşık 2 hafta filan orada olacak.

-Ross ararsa sorarım.Oh teşekkür ederim,Marissa kahvaltılarımızı getirmişti.(Normal zaman olsa anlatırdım ama Ramazan Ayı'nda olduğumuz için anlatmayacağım ve kahvaltı diyerek canınız çektiyse özür dilerim.Ben bile zor dayandım.)Kahvaltılarımızı etmeye başladık.

-Bize gelsene,ablam da yok zaten.Sıkıntıdan patlıyorum.

-Olur,istersen Bridgit'i de çağırırız.

-Hâlâ konuşuyor musunuz?

-Biz hiç kopmadık ki ama sen birden gittin.

-Bu konuyu açmasak.

-Sen bilirsin.Kalkalım mı?

-Hı hı olur,dedim ve kalktık.Eve doğru ilerliyorduk.Eve geldiğimizde içmem gereken bir ilaç vardı.Olivia,Bridgit'i ararken ben de ilacımı içtim.Sonra geldim yanına oturdum. Yaklaşık 10 dakika sonra Bridgit geldi,onu çok özlemişim.Sarıldık,sonra koltuğa oturduk.

                                            ***********************

"Ross!Hadi içeri gel,yola çıkacağız!"dedi bana Rydel."Tamam,birazdan geliyorum." dedim.Oysa içeri girmek için can atıyordum.Biran önce yola çıkalım ve bu soğuk yerden kurtulalım istiyordum ama soğuk,bu soğuk bana ilk öpücüğümüzü hatırlatıyordu.O gün de bu kadar soğuktu ve prensesimin doğum günüydü.Büyülü bir öpücüktü.En sonunda içeri girmem gerektiğini hatırladım.Gecenin birinde yola çıkıyoruz.Sidney'e gidiyoruz.Avustralya bekle bizi!Otobüse bindim.Rydel bana bir bakış attı."Ne geldim işte,yola çıkabiliriz."dedim.Gözlerini devirdi ve kaptanın yanına gitti.Bir kaç dakika sonra otobüs hareket etti.Ben,Ell ile konuşuyordum.

-Evvvet,Avustralya bekle bizi!

-Sen neden bu kadar heyecanlısın?

-Dostum,Avustralya,Sidney...

-Rydel!

-Oh,evet ama sen...

-Sakın söyleme,benim Laura'yı ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun.

-Afedersin.

-Sorun değil.Ben uyuyacağım.

-Tamam,dedi arkamdan.Telefonumu aldım.Ah tabii ya Laura'yı aramam lazım.

-Alo,prenses.Nasılsın?

-İyiyim sarışın.Shh!

-Kim var orada.

-Biz varız,dedi iki tanıdığım ses.

-Olivia,Bridgit.Sevgilimi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.

-Asıl senin sevgilin beni yalnız bırakmadı,dedi Olivia.

-Neden?Leo nerede ki?

-Tokyo,savunma sanatlarında yarı finallere gitti.

-9 gün sonra orada olacağız.

-Artık görüşürsünüz orada.

-Evet,neyse artık kapayım.

-Tamam,görüşürüz aşkım,dedi Laura ve kapadı.Ben de müzik dinleyerek uyudum.

                                                *******************

-Ne?!?Se-senin be-beyin tümörün mü var?

-Biliyorum,bu biraz kötü bir şey ama ameliyat olacağım.

-Kurtulma oranın düşük.

-Takmıyorum,demek ki böyle...

-Hayır,sen ölmeyeceksin Laura.

                                                 -----

  Kısa oldu biliyorum ama oruç tuttuğum için biraz uyumak istiyorum.Bu arada Allah hepinizin orucunu kabul etsin.Siz harikasınız...