Sabah olmuştu,Ross gitmeye hazırlanıyordu,Tayland-Bankgog. "Bekle beni Tayland, doğum gününde yalnız olacak kişi geliyor!"dedi kendi kendine.Haksızdı,tek olmayacaktı! Ama bilmiyordu,üzülüyordu kendi kendine.Oysa kardeşleri sadece haline gülüyordu,sadece gülüyor.Laura ise son hazırlıklarını yapıyordu. Ee ne de olsa yarın yola çıkılacak,Ross'a sürpriz yapacaklar. Seviniyordu,sevgilisini özlemişti.Bir hafta olmuştu görüşmeyeli ama aşk buydu. Seviyordu,aşıktı.Yapacak birşeyi yoktu...
**ertesi gün**
"Ross!Hadi buraya gel,çıkıyoruz!" diye sesleniyordu ona Rydel.Konser vardı ayrıca bugün 29 Kasım'dı.Hep birlikte çıktılar, hayran çığlıkları. Bilin bakalım o hayranların içinde kim vardı? Konser ilerlemişti,saat neredeyse 8:30 olmuştu. Bugüne özel konseri erken bitireceklerdi. Laura,kendi hazırladığı "I ♥ Ross Lynch! -Prencess" yazdığı pankartını kaldırdı. Hemen fark edilebilecek kadar ışıltılı, büyük ve cafcaflıydı. Riker, Ross'un yanına geldi ve onu dürttü. Ross önce şaşırsada o pankartı ve kaldıranı gördüğünde yüzünü görmeliydiniz. Mutlu olduğu o kadar belliydi ki sesi ve performansı bile değişmişti. Daha canlı dans ediyor,sesi daha güzel çıkıyordu. Hayranlar bunu fark etmiş ama nedenini anlayamamışlardı. Saat 10 gibi konser bitmişti,herkes evlere dağılmıştı. R5 ve Marano kardeşler otobüse gelmişlerdi. Ross hâlâ şaşkındı. Riker ve Vanessa en az 20 kere öpüşmüşlerdi. Ellington ve Rydel ise el ele oturuyorlardı. Ryland ise sevgilisi ile mesajlaşıyordu. Geriye Rocky kalmıştı,tekti ve yalnız,mutfakta küçük kardeşinin pastasını hazırlamakla meşgüldü. Arkasından omzuna dokunan el ile irkildi. Laura gelmişti. Yardım edecekti,sevgilisi ise içeride hâlâ şokunu atmakla uğraşıyordu. Yaklaşık 5 dakika sonra ışıklar kapandı,odayı sadece 17 küçücük mum ışığı aydınlatıyordu. Pastayı gelip masanın üstüne koyduktan sonra Laura,Ross'un yanına geldi. ''Bir dilek tut aşkım." dedi sesizce. Ross mumları üflerken "Sadece hayatımın sonuna kadar seninle olmak istiyorum" dedi içinden. Sıra hediye faslına geçmişti. Laura ona bir fotoğraf vermişti. Bu fotoğrafta ikisi vardı, Ross,Laura'nın yanağını hafifçe ısırıyordu, Laura ise gülüyor ve Ross'a sarılıyordu. Arkasında ise "Ölene dek seninim. ♥" yazıyordu. Ross bunu çok beğenmişti. Diğer hediyelerini de aldıktan sonra beraber otobüsün dışına çıktılar. Hava 25 derece filandı. Fazla soğuk değildi ama üşüyorlardı.
-Biliyor musun Ross?Buranın bir diğer adı Melekler Şehri.
-Belli ki senin buraya geleceğini tahmin etmişler benim meleğim.
-İyi ki doğdun sarışın şovalyem.Sen olmasaydın beni kim korurdu?
-Teşekkürler prenses,sen olmasaydın ben kimi korurdum,diyerek ona sarıldı. Laura da ona sarıldı. Kokusunu özlemişti,sarışın kokusunu. Ross ise prenses kokusunu tekrar ciğerlerine doldurdu. O kadar güzel kokuyordu ki! Sonra kollarını yavaşça ondan ayırdı ve yüzüne,tam gözlerinin içine bakmaya başladı. Laura ise onu öpmek için parmak uçlarına kalktı,ama Ross'un da biraz eğilmesi gerekiyordu öpebilmesi için. Ama Ross onun yerine Laura'yı belinden kavradı ve kendine doğru biraz kaldırdı. Kaldırdığı anda dudaklarına yapıştı. Sertçe öpüyordu ve biliyordu ki hepsi onları izliyordu,tıpkı ilk öpücükteki gibi. Haklıydı,hepsi cama yapışmıs bir halde onları seyrediyorlardı. Onların birbirlerine bakmaları,birbirlerini tutkulu bir biçimde öpmeleri... Dünyanın en güzel sahnesi olabilirdi. Aşk dolu bakışları herkesin kalbini delebilirdi. Mutlulukları herkesin mutluluğu olabilirdi. Kısacası onların aşkı en masum aşktı. Bir kaç dakika olmuştu ama Ross ve Laura hâlâ öpüşüyorlardı. En sonunda bunu bitiren Laura olmuştu,dudaklarını habersiz bir şekilde çektiği için ıslak şeftaliyi ısırdıktan sonra çikan ses çıkmıştı. Ross gülümsüyordu, Laura da öyle. Ross yarı kaslı kollarını Laura'nın beline sardı. Laura ise kollarını boynuna. "Bugün birlikte yatacağız,değil mi?" dedi Ross çocuksu sesiyle. "İstersen yatarız." dedi Laura. Olgun davranmaya çalışsa da Ross'un olduğu yerde bu pek mümkün değildi. Birlikte otobüse bindiler. Diğerleri sanki hiç birşey olmamış gibi davranmaya çalıştılar ama Rocky "Siz ikiniz gerçekten mükemmel öpüşüyorsunuz." diyerek hem oyunu bozdu hem de kafasına ağır bir yastık yedi. Bu yastık Ross'tan gelmişti.
Saat gece 3 olmuştu. Rydel ve Ratliff,Vanessa ve Riker,Rocky ve Ryland,Ross ve Laura ise aynı yatakta yatıyordu. Rocky ve Ryland hariç hepsi birbirine sarılmıştı ve mışıl mışıl uyuyordu. Ama Ross uyuyamıyordu. Nedenini bilmiyordu ama uyuyamıyordu. Ayrıca prensesini uyandırmak istemediği için dışarı çıkıp dolaşamıyordu. Yatakta kalmıştı ama mutluydu. Çünkü Laura'yı izliyebiliyordu. Uyku ritminde olan nefesini göğsünde hissedbiliyordu. Gözleri kapalı olsa bile sanki hâlâ açıkmış gibi hayal edebiliyordu. Yavaşça alnından öptü ve gözlerini kapadı. Uyku artık onu ele geçirmeye başlamıştı...
-----
Geç geldiği için üzgünüm ama toparlamak zor oldu.Bu arada diğer hokayem olan Iki Vampirin Aşkı için yb istekleri geliyor ama önce bunu bitirmek istiyorum.Diğer türlü olursa karışır ve kötü olur ayrıca yb gelme süreleri 2 katına çıkar.Bu arada +3 yorum sınırı kalktı,boş olduğum zaman yb yayınlayacağım.Siz harikasınız..,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL AŞK
RomanceBu bir Raura hikayesidir ve aşkın üzücü ve neşeli yanlarını anlatır,Bu benim ilk hikayem sayılmaz ama burada yeni.Umarım beğenirsiniz, lütfen düşüncelerinizi açıklayın. Benim için çok önemliler.Ayrıca hikaye tutarsa bazen günde iki bölüm yayınlarım...