Belki Bu Bir Şans Olabilir (44.Bölüm)

213 13 7
                                    

Tavana kitlemişti gözlerini,elini beline sarmıştı ve boş olan eliyle saçlarını okşuyordu. Laura,elini yarasına hiç bastırmadan gezdirdi. "Acıyor mu?" Başını olumsuz anlamda salladı. "Acımıyor,çünkü sen yanımdasın." Gülümsediğini hisseder gibiydi. Başına küçük bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum." Başını ona çevirip dudaklarına uzun,yumuşak ve aşk dolu bir öpücük kondurdu. "Ben de seni seviyorum." Öyle,uzun bir sesizlik oldu. Sessizliği bozan Laura oldu. "Peki ya Mia,ona ne olacak?Hâlâ sevgili olmalısınız." İşte Ross bu detayı atlamıştı.Haklıydı,daha ondan ayrılmamıştı. Elini başından çekti ve kot pantolunun cebinde olan telefonunu çıkarmaya çalıştı. Yatakta oldukları için tuhaf bir durum olmuştu. Laura şaşırmıştı. "Ne yapıyorsun?"

"Ondan ayrılıyorum."

"Delirdin mi sen?"

"Ne alaka bebeğim?

"Sevgilinin senden bir mesajla ayrılması ne kadar kötü bir şey, sen biliyor musun?" Sesinde hafif bir iğneleyicilik vardı. Ross da utanmıştı tabii.Telefonu yerine bıraktı. "Özür dilerim." Laura hafifçe gülümsedi. "Ondan istediğin zaman ayrılabilirsin ama yeter ki bunu tek bir mesajla yapma.Lütfen." Sesi ağlamaklı geliyordu. "Ne oldu?" Yatakta birlikte doğruldular. Ross elini Laura'nın yanağına koydu. "Sadece...yok bir şey." dedi Laura. Ross üstelememesi gerektiğini biliyordu. Kollarını ona doladı. "Acıktın mı?" Ross gülümsedi,Laura kesinlikle bir konu nasıl değiştirilir biliyordu. "Biraz." Laura geri çekildi ve yataktan kalktı. "Sadece kıymalı ve salçalı makarna yapabiliyorum,senin için uygun mu?" Ross'un içinde bir şeyler oldu,sanki;o ömrünün sonuna kadar makarna yapsa yermiş gibi. Kafasını salladı,"İstersen zehir yap,yine yerim." Laura gülümsedi ve aşağı inmeye başladı.

Az önce şimdi biz tekrar Raura mı olduk,diye düşündü.

  Sonra üşüdüğünü fark etti,mavi sweatshirtü üstüne geçirdi ve o da aşağı indi.

Laura,mutfakta tencereyi ocağa koymuş suyu ısıtıyordu. Bir yandan da makarna poşetlerine bakıyor,dudaklarını büzmüş bir şekilde hangisini seçeceğine karar veremiyormuş gibiydi. Ross gülümsedi,onun bu doğal halini seviyordu. Kapı pervazına yaslandı ve biraz daha izledi onu,en sonunda dayanamayıp "Bence spagetti yap." dedi. Laura hafifçe irkildi. Ross,kapının pervazına yaslanmayı bırakıp arkasından ona sarıldı. "Giderek Austin Moon olmaya başlıyorsun sen." dedi kızmaya çalışarak ama beceremiyor gibiydi. "Bana hiç kızamıyorsun Ally Dawson." dedi Ross. İkisi birlikte gülümsedi. "Şimdi bayım,ya bana yardım edin ya da işimi zorlaştırmayı bırakın." dedi Laura. Ross gülümsedi ve ona sarılmayı bıraktı. "İçeride televizyon izliyor olacağım prenses." dedi ve salona geçti.

  Yarım saat sonra evin içini nefis kokular sarmıştı. Birisi makarnaydı tamam ama diğeri...Laura krep mi yapmıştı! "Ross,gel hadi!" dediği anda Ross koltuktan fırladı ve mutfağa koştu. Sandalyedeki yerini öyle bir hızla almıştı ki Laura onu orada görmeyi planlamadığından ürkmüştü. "Ciddiyim,fazla Austin Moon oluyorsun,krep kokusunu aldın diye şıp diye damladın buraya." dedi. Haklıydı. "Olabilir ama ne yapalım,sevgilimin elinden ilk yemeğim." dedi. Laura bir şeyler mırıldandı,"Yalakacı." Amacı şaka yapmaktı zaten Ross duymamıştı bile,gözü ve aklı kreplerdeydi.

                   ******

Aradan birkaç gün geçmişti Ross işleri yoluna koymuştu,artık Mia ile arkadaş Laura ile de sevgiliydi. Laura ise korkuyordu hem de çok. Hastanelerden hâlâ haber yoktu. Bir kaç hafta içinde de gelmezse işler kötüleşebilirdi. Peki bunu Ross'a söyleyebilir miydi?Tabii ki hayır. Belki bir intihar notu yazıp yatağına koyup kendini çatıdan atabilirdi hem acısız ve ani bir ölüm olurdu.Fena da olmazdı yani. "Kendine gel" dedi kendine. Sonra başını deftere çevirdi.
  Biliyorum korkum herşeyi mahvetti ama olabilir,insan korkabilir değil mi? Bu yüzden insanız biz,yaşamak ve ölmek için. Ölmekten korkar herkes oysa korktuklarında ne değişiyor? Ölüm sana uğramıyor mu,es mi geçiyor?Korkunun ecele faydası yok derler hep,haklılar.Korksan da kormasan da öleceksin. Belki doğmadan,belki gençlik yıllarının ortasında belki de yaşlandığında. Ne fark eder ki?Öleceksin,sonuç aynı.
Tıpkı matematik hesabı gibi,değil mi? 2.2 ne kadar uğraşırsan uğraş hep 4 yapar. Sonucu her ne yaparsan yap 5 ya da 3 yapamazsın değil mi?İşte bu da böyle birşey.

Eğer telefonu çalmasaydı ölmek hakkında daha birçok şey yazabilirdi. Arayan ise en sonunda hastaneydi. "Bayan Marano,Türkiye'deki hastaneden haber geldi.Sizi bir hafta içerisinde ameliyat edebileceklerini söylüyorlar.Daha fazla ayrıntı için hastanemize gelip doktorunuz ile konuşabilirsiniz." Laura neden gülümsediğini bilmiyordu. "Tamam,teşekkürler." dedi ve telefonu kapadı. Gözünden bir damla yaş düşerken hâlâ gülümsüyordu. "Belki bu bir şans olabilir."

GÜZEL AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin