"Ross," dedi biri tepemde. "Ross." diyor ve beni dürtüyordu. "Ross,Ross,Ross." diye sayıklıyordu. "Ne var?" dedim yarım yamalak. Uykulu çıkıyordu sesim. "Basketbol maçın var benim küçük kardeşim." dedi ablam. O bugün müydü? Birden üstümden yorganım çekildi ve donmaya başladım. Sonra bir çift elin belime dolandığını ve yanıma yattığını hissettim. Kulağımda o tanıdık ses yankılandı;"Kalkmazsan geç kalacağız ve takımının sana ihtiyacı var." Arkamı döndüm,o yüz bana bakıyordu ve gülümsedi. Dudağına küçük bir öpücük kondurdum. "Hadi o zaman şu maçı kazanalım." dedim. Oflama sesi duydum, "Ablası kaldırmaya çalışınca kalkmaz, sevgilisi geldi mi hoop yataktan fırlar. Nerede adalet?" Ablamın sesiydi bu. Yataktan kalktım ve ablama sarıldım ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum. "İşte adalet burada." dedim. Sonra dolabıma yaklaştım ve bizimkilere döndüm. Yatakta oturuyorlardı. "Kalacak mısınız yoksa çıkacak mısınız?" dedim. Yüzümde sorgular ifade vardı. "Benim için sorun yok." dedi Rydel. "Küçükken anneme boklu bezlerini temizlemeye kim yardım ediyordu sanıyorsun?"dedi. İnadına yapıyordu, kıpkırmızı olmuştum. Laura gülmemek için dilini dudaklarına bastırıyordu. En sonunda kendini toparlayabilmişti. "Benim için de sorun değil." dedi ve kendini geriye attı. Sarı yastığımı kendisine susturucu olarak kullanmıştı ama kahkahalarını duyabiliyordum. Aldırış etmeden basketbol formalarımı giymeye başladım. "Çok yakışıklı oldun." dedi Laura. Elimi beline koydum."Hadi çıkalım." diye mızmızlanmaya başladı Rydel. "Ne o, sevgilimimle flörtleşmem zoruna mı gitti ablacığım." dedim o iğneleyeci ses tonumla. Laura gülmemek için zor tutuyordu kendini. "Unutma ama benim de sevgilim var küçük kardeşim ve onunla..." dedi. "Onunla?!" dedim. "Onunla ne yaptığımı asla bilemeyeceksin!" dedi ve bana dil çıkardı. Sinirden neredeyse küplere binecekdim. Laura ise gülmekten yerlere yatmıştı.
O tanıdık spor salonundaydık. Önceki maçı son saniyede attığım 3 sayılık basketle kazanmıştık. Bu seferki rakibimiz ise Batı Solucanları. İsimleri çok ama çok saçma ve hiç korkutucu değil.
*****************
Ross ve takım arkadaşları ısınmaya başlamışlardı. Rakip takım daha gelmemişti. Solucan mı? Kim takımına solucan ismini verir? Her neyse, işte 'Batı Solucanları' da geldi. Bunlar tıfıl şeylerdi. Ama bir kaptanları vardı...Çocuk neredeyse 1.90 boyunda ve acayip kaslıydı. Ross'a baktım. Ağzını okuyarak ne dediğini anlamıştım. "Bu nasıl bir şeydir?" Haklıydı,diğer oyuncular neredeyse 1.60'ın üstünde değildi ve kaptanla çok komik duruyorlardı. Maçın sonucunu gerçekten merak ediyordum. İşte maç başlamıştı. E,doğal olarak biz öne geçmiştik.Bayağı bir oynadılar. Terleri yerlere damlıyordu. Bir saat oynayınca böyle oluyordu herhalde.Skor ise 90-85. Biz öndeyiz. Ve itiraf etmeliyim tıfıl olmalarına rağmen iyi oynuyorlar. Ama şimdiden maç sonucu belli oldu çünkü son 3 saniye ve bu saniyede 6 sayı yapmaları imkânsız. Zaten maç da bitti. Biz kazandık.
***************
"Eee,ne yapmak istersiniz kızlar?" dedim. Beni ortalarına almıştılar ve yürüyorduk. "Bilmem, sen ne istersin Rydel?" dedi Laura. Rydel bize baktı. "Sanırım bir caféye oturup bir şeyler içebiliriz." dedi. "İyi fikir, hadi bizim caféye gidelim." dedim ve yürümeye devam ettik. İçeri girdiğimizde dışarısının çok soğuk olduğu tezi bir daha kanıtlanmış oldu. En köşedeki masaya oturduk. Yanımıza Marissa geldi. Gözlerinin altı şişmişti ve yorgun gibi bir hali vardı. "Ne alırsınız?" dedi ve ardından esnedi. Turuncu saçları karışmış ve taktığı, cafénin şapkası her an düşecek gibi bir görüntüsü vardı. "Kahve ve çikolatalı kek alabilr miyim?" dedi Rydel. Kafasını menüye gömmüştü,çektiğinde ise Marissa'yı öyle görünce şok olmuştu. Ama Marissa pek takmıyor gibiydi. "Ben de ballı süt ve suffle alabilir miyim?" dedi Laura. Ama o da,onu öyle görmenin şokunu yaşıyordu. "Tabii,sen ne alacaksın Ross?" dedi bana. Ama hâlâ uykusu vardı. "Ee,ben de sıcak çikolata ve suffle?" dedim. Marissa başını salladı ve uzaklaştı. "Nesi var onun?" dedi Rydel. "Bilmiyorum." Konuşan Laura'ydı. O sırada Marissa geldi. "Buyrun." dedi. Gitmeden önce Laura konuşabilmişti. "Sen iyi misin?" Marissa 'evet' anlamında başını salladı ve gitti. Hep birlikte siparişlerimizi yemeğe başladık. Buranın her şeyi mükemmeldi.
*****************
"Bunu yaptığıma inanamıyorum. Artık her şeyi yapabilirmişim gibi hissediyorum." dedi. "Ben her şeyi yapabilirim,seninle olduğum sürece." dedim ve yaklaşmaya başladım. Tam dudağının kenarına bir öpücük bıraktım. "Kestik!" Bu Kevin'ın sesiydi. "Laura bana gülümsedi. "Harika bir iş çıkardın." dedi, göz kırptı ve soyunma odasına doğru ilerledi. Bugünki set bu kadardı. Auslly öpücüğü bölümüydü. Bir çok kez hata yapmıştık ama en sonunda olmuştu. Odama gittim ve üstümü değiştirdim. Tık tık. "Girebilir miyim?" dedim kapıya doğru. "Gel." dedi içeriden. Ben de içeri girdim. Koltukta oturmuş kitap okuyordu. Yanına oturdum ve kolumu beline sardım. "Benim sevgilim de kitap kurdu çıktı." dedim ve gülümsedim. Bana baktı. "Benimki de mızmız." dedi ve dudağıma küçük bi öpücük bıraktı. "Hadi gel seni eve bırakalım." dedim ve elinden tutarak dışarı çıkarttım.
**************
Evlerinin önündeydik,Velvet,kulübesinde uyuyordu. "Yarın okulda görüşürüz." dedi ve yanağıma bir öpücük verdikten sonra arabadan indi. Kapıya gelmişti, arkasına döndü ve bana el salladı. Ben de ona el salladım. Eve girdikten sonra da siyah spor arabayı çalıştırıp eve doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL AŞK
RomanceBu bir Raura hikayesidir ve aşkın üzücü ve neşeli yanlarını anlatır,Bu benim ilk hikayem sayılmaz ama burada yeni.Umarım beğenirsiniz, lütfen düşüncelerinizi açıklayın. Benim için çok önemliler.Ayrıca hikaye tutarsa bazen günde iki bölüm yayınlarım...