RENKLİ RÜYALAR KİTABININ DEVAM KİTABIDIR.İLK KİTABI OKUMADAN BU KİTABIMI OKURSANIZ EĞER ÇOK NET BİR BİLGİ EDİNEMEZSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR :)
-----------------
2 NİSAN 2014-ROMA
Gözlerimi sonunda o çiftten çektiğimde derin bir nefes aldım. Bu kadar zor olmak zorunda mıydı sanki ? Sinirle ayağa kalkıp mutfağa gittiğim de kettle’da ki sıcak suyu büyük mavi kupama doldurdum. Kahveyi de üzerine döktüm. Ama bir şey ters gibiydi sanki..
Aklıma gelen şeyle çatık kaşlarımı daha çok çatarak,elimle alnıma bir şaplak attım.Kahve böyle mi yapılırdı! Akıl mı kaldı ki bende eşya toplamaktan. Başımı sallayarak kahveli suyu musluktan döktüm. Yapmayacaktım kahve falan. Tekrar balkona çıkıp yerime geçtim. Gözlerim yine! sokaktaki çifte takıldı. Sarışın çocuğu göz hapsine aldığımda kaşlarımı çattım istemsiz. Yanındaki kızın burnuna birkaç defa öpücük kondurup en son da saçlarını öpüp sarıldı. Ne nefis bir manzaraydı. Gerçek aşk diye düşündüm. Uzaktan gözlerinin içini göremiyordum ama onlara şöyle bir kere baksanız aşklarının ne kadar güzel ve sıcak olduğunu anlardınız.
Tamam yeter artık! Biraz daha onlara bakmaya devam eder yorum yapacak olursam gidip romantik komedi filmi açacakyım ve hiç iyi şeyler olmayacaktı. Başımı yine sağa sola sallarken çalan kapı zilini duyar duymaz Usain Bolt kesilerek on adımda kapıya koştum. Açtığımdaysa..
“Buongiorno belleza” diye bağıran Deniz’i kucaklamam bir oluyor. Kısa bir süre(!) sarıldığımızda hala kapıda olduğumuzu fark ederek kendimi çekip onu içeri alıyorum. Elindeki bavulla. Bir dakika bavul?
“O bavul da nereden çıktı?” diyorum çatık kaşlarımla.
“İçi boş. Bavula ihtiyacın olduğunu söylemiştin.Bunun içine de bana aldığın hediyeleri koyarsın diye düşündüm” deyip göz kırptı. Bense gözlerimi devirmiştim tabi.
“Hava bugün çok güzel” diyerek balkona çıktığında çıplak ayaklarımın zeminde çıkardığı şap şap seslerini işiterek yanına gittim. Benim koltuğuma oturmadığını görünce şaşırmadım değil.İnatla oraya gider otururdu beni sinir etmek için aslında. “Hmm.koltuğuma oturmadığına göre formunda değilsin sanırım” diyerek koltuğuma geçtim. Deniz buruk bir şekilde tebessüm ederek “ Senin olanlar senin olmalı” diye anlamı derin bir cümle kurdu.
Bakışlarımı aşağıda olmasını istediğim o çifte çevirmek istemiştim ama gittiklerini görünce koltuğumda geriye yaslandım. Gözlerim dolarken dudaklarımdan “Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim Deniz” cümlesi fısıltıyla çıktı ve o an aklıma 5 ay öncesi,o gün geldi.
////
Eve nasıl girdiğimi hatırlamazken verdiğim karardan ötürü hızla odama girdim. Tuğçe’nin “Abla ne bu halin?” diye endişeli sorusunu es geçerek üstümdeki paltoyu hızla yatağa fırlattım.
“Ağladın mı sen? “ bir kez daha cevap vermedim.
“Abla,cevap versene”
“Ya hey, neyin var senin be!” diyerek kolumdan tutup kendine çevirdiğinde boş gözlerle bakıyorum ona. “Çık dışarı. “
Tuğçe belki de hayatında ilk defa beni dinleyerek odamdan çıktığında bende hızla üstümü değiştirip bavulumu aldım.
20 dakika sonra bavula eşyalarımı koyduğumda çalınan oda kapım ve akabinde olumsuz cevap vermeme rağmen açılan oda kapım yüzünden yerimde sıçradım. “Tanrım,bu odanın hali de ne böyle!” Deniz şaşkın gözlerini önce odamda gezdirip sonra bana sabitledi. “O bavulda neyin nesi!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
RomanceSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...