Merhabalar :) Multimedya daki gifte Nil ve Burcu var.Burcu ne alaka diyebilirsiniz ama anlayacaksınız :) İyi okumalar. :)
----
“Hanımefendi iyi mi-Aa ben özür dilerim”
Kapıda duran görevli adamı görünce tuttuğum nefesimi verdim. Başkası değil! Allahım,korkudan öleceğim sandım.
“Ben içeriden sesler duyunca kapıya vurdum ama kilitliydi, sonra ses de gelmeyince açtım,özür dilerim” dedi adam mahçup bir sesle.
“Ö-önemli değil” dedikten sonra ikisini de orada bırakarak attım kendimi dışarı. Az önce içeride ne yapmıştım ben! O adam gelmese öpüşecektik neredeyse. Karşılıkta verecektim hem de. Ah,ne aptalım! Benim o kadından ne farkım kalacaktı ki yapsam? Gerçekten aptaldım,gerçekten.
Bahçe de derin nefesler alarak sakinleşmeye çabaladım ama olmadı. Aklım hala daha az önceki olası öpüşmedeydi. Nasıl kanabildim, nasıl izin verdim hala aklım almıyor. Bu,bu saçmaydı,çok saçma hatta. Kafan karıştı.
Karışmadı! Ben sadece o kadar yakınlıktan etkilendim hepsi bu. Her sağlıklı kadın gibi yani. Kendini kandır.
“Aah” diyerek ayağımla yere vurdum. “Salaksın sen kızım salak,salak,salak!”
Eğer burada durmaya devam edersem daha kötü olacaktım.Bir an önce eve gidip Deniz’le konuşmam gerekiyordu. Hayır! Deniz’e anlatırsam muhtemelen çok kızardı. Haklı olarak. Ah!
Arkamı dönerek içeri salona girdiğimde kulaklarım uğuldamaya başladı. Şurada karşıma çıkarsa ne yapardım bilmiyorum.Lütfen çıkmasın,lütfen.
“Nil?”
“Hiih!”
“Korkuttum mu?”
Elimi kalbimin üzerinden çektim bir süre sonra. “Biraz ama önemli değil. Christian gidelim mi?” diye sordum bir yandan da etrafı kolaçan ederek. Koluma dokundu. “Nil? Yanakların kızarmış ateşin mi var senin?” diyerek alnıma dokundu. Mırıldandı. “Yok aslında. “
“Christian ateşim yok,salon sıcak o yüzden kızarmışımdır. Midem biraz kötü oldu gidelim,lütfen”
“Tamam. Gidelim ama patronuna bir şey söyleyecek misin?” dediğinde dişlerimi sıktım. “Doğru,nerede o gördün mü?”
“Sen yokken seni sormaya gelmişti.” Başımı salladım. Biraz bakınınca görmem de bir olmuştu. Elimi hafifçe kaldırarak beni görmesini sağladığımda bize doğru yürümeye başladı. “Gidiyor musunuz?”
“Evet.Nil kendini pek iyi hissetmiyor” diye cevapladı Christian. Erkan Bey yanağımı öperek ” Kendine dikkat et.Yarın görüşürüz.” dedikten sonra göz kırptı. Christian ile de tokalaştıktan sonra bize arkasını döndüğünde Christian’ın koluna girdim.
Salondan çıkıp arabaya binecekken gazetecilerin orada olmasını da beklemiyordum. Lanet. Şu an gerçekten onlarla uğraşamazdım.
“İyi geceler Nil Hanım,nasılsınız” diye soran muhabire cevap vermeden gelen arabamıza ilerledim.
“Efendim,Beyefendi kim? Anjelique’ deyken de beyefendiyi görmüştük”
Sonrasını duymadım.Çünkü Christian beni ve kendini arabanın içine öyle bir hızda atmıştı ki kendime gelememiştim. “Sağol” dedim kısık bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
RomansSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...