Burdayız

13.5K 485 174
                                    

Merhaba! Bu bölüm öncekine göre kısa oldu biliyorum ama öncekinde bir istisna yaparak 17 sayfa yazmıştım :) Final bölümünün haricinde bir daha o kadar uzun bölüm gelmez.Ya da bilmiyorum belki de gelir ama söz veremem.Bundan sonra 9-10 sayfa aralığında yazacağım gibi görünüyor,çünkü öteki türlü final erken gelir. Ki ben o kadar dramdan sonra mutluluğu yakalamışlarken erkenden bitirmek istemiyorum :) Ve bu bölümde romantizm içeren bir bölüm oldu ama son sahneyi yazarken ba yıl dım :D

Ve geçen bölüme gelen yorum sayısı! 162! Yüz altmış iki! Ben şok girdim ciddi ciddi şoka girdim. Bu kadar harika bir şey olamaz. Şüphesiz ki, insan emeğinin karşılığını alınca çok mutlu oluyor.Hepinize çok çok teşekkür ederim. Amacım sizleri mutlu etmek evet ama böylesi bir desteği beklemiyordum.Ne kadar teşekkür etsem az. :) Hepinizi çok seviyorum. Ve hikayenin geneline baktığımda yorum sayısı beğeni sayısını geçmiş :D önce şaşırdım sonra güldüm hoşuma gitti ama beğeninin yüksek olmasını isterdim yine de. :)  Her neyse konuya dönelim :) Gifte Mert'in inanılmaz hoşuma gittiği bir hali var. Alıp mıncıklamak istiyorum o derece :D Çalan şarkıyı da dinlemenizi tavsiye ederim.Kendisi Mert'in kısa bir süredir beğendiği bir şarkı. :) Kıraç-Yıllar Sonra.. Umarım gifi de,şarkıyı da bölümü de beğenirsiniz :)

Ve başlamadan minik bir sorum olacak üçüncü kitap için geriye isim koyamadığım iki karakter kaldı. Bir kız bir erkek. Bana isim önerebilir misiniz? Ama modern olmasından yanayım :) Şimdiden teşekkürler ve Keyifli okumalar :)

-------

Şu an yeniden doğmuş gibiyim.Ciğerlerime giden nefesi hissedebiliyorum.Nefes aldığımı hissedebiliyorum. Dokunuşlarını hissediyorum. Elimi avcuna alan elini,öpen dudaklarını ve diğer dokunuşları.. 

Hepsini gerçekleşmesi gereken bir ritüel gibi hissetsem de bu bir ritüel değildi. Bu bir zorunluluk değil benliğimin ta kendisiydi. 

Aniden duran araba ile ondan birkaç saniyeliğine çevirdiğim bakışlarımı yeniden ona çevirdiğimde evinin önünde olduğunu anlamıştım. Derin bir nefes alıverdim. Tedirgin değildim de sadece neden buraya geldiğimizi merak ediyordum. 

"Bana güveniyor musun?"

"Mert....güveniyorum." 

Çatık kaşları gülümsemesi ile birlikte yok olduğunda ben de gülümsedim. Emniyet kemerini açtığında ona uyarak açtım ve dar elbiseme rağmen rahat bir kalkış yaptım. Kendini iyice belli eden soğuk beni titrettiğinde ellerimi kollarımı götürerek sıvazladım. Mert beni gördüğünde kaşlarını çatarak üç büyük adımda yanıma geldi. 

Kollarımı tutan ellerime dokundu. "Üşüyorsun. İçeri geçelim." 

Elimi avcunun içine aldığında,bırakmadan tek eli ile açtı kapıyı. Gündüz gözüyle gördüğüm sarı duvarlar karanlıktan ötürü görünmezken bir anda açılan ışık gözlerimi kısmama neden olmuştu. Anahtarı kenara bırakışını izledikten sonra avucundaki elim beni onun peşinden sürüklerken tarifi imkansız bir heyecan kaplamıştı bedenimi. 

Neden buraya gelmiştik? Konuşacak mıydık? gibisinden birkaç soru düştü aklıma. Ben bunları düşünürken belimi kavrayan sıcak iki el,bedenimi kendine hapsettiğinde ufak çaplı şaşkınlığımı üzerimden atarak ellerimi boynuna doladım. Başım omzuna yaslandığında saçlarımın üstündeki nefesi de ruhumu okşuyordu.

"Özür dilerim.Özür dilerim. Özür dilerim. " 

Ard arda sıraladığı özürler ona bakmamı sağlarken mavilerinin okyanus mavisine çaldığını gördüm. Farkla.. Bu sefer yanında küçük damlacıkları da eklemişti. 

Renkli Rüyalar - YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin