Final Part-2

16.1K 437 343
                                    

Son kez Merhaba ve son kez bir vote alabilir miyim? :) Son kez..Bu kelime bana çok yaralayıcı geldi ama bunu uzatmayacağım. Fakat söylemek istediğim çok önemli bir şey var. Bölümü okuduktan sonra ufak bir not halinde sizlere teşekkür ettim.Lütfen o kısmı okuyun. Desteğinizle hikayem bu günlere geldi o yüzden lütfen size sunduğum minneti okumadan geçmeyin. Ve elbette bu son bölümü,finalimizi voteleyin :) Yorum yapın bir de. Çünkü finalimiz de, genel olarak hikayemiz hakkında ki düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Beni lütfen kırmayın. :) 

Ve üçüncü kitap hakkında yapacağım duyurumda sorduğum sorulardan sonra teşekkür konuşmamla birlikte yapacağım. :)

Gifimizde öpüşen bir adet çiftimiz var ama yazan yazıya takılmayın :) Şarkımız ise çok sevdiğim ve de bu bölüme uyan bir şarkı. Votelemeyi unutmayın...  :) Bol bol gülmeli,neşeli ve keyifli okumalar :) 

------------------

NİL:

"Kimin?"

Kim? O ! O Mert! O kızıl sürtük eski sevgilin! 

Cevap vermeyişimin onu endişelendirdiğini görebiliyordum ancak onun halini umursamayacak öfke doluydum şu an. Kolum onun boynundan düşerken o da düşürdüğüm elimi sıkıca tutarak benim baktığı yere baktı. 

"Sik-tir."

Gamze..En mutlu günümde bile hevesimi,mutluluğumu kursağımda bırakmak için gelmişti. Gözümde Medusadan farkı yoktu bu sürtüğün. Görünüşü ne kadar yanıltıcı olsada. 

"Nil,bana bak sevgilim. " Yanımda morali benim kadar bozulmuş adama çevirdim gözlerimi. Ondan önce bizi merakla süzen misafirlere takılmıştı gözlerim. Neden bir anda durduğumuzu merak ediyorlardı. "Nil! Geleceğinden haberim yoktu. "

"Biliyorum." dedim iç çekerek. Onun da en az benim kadar gerilmiş bedeni bunu doğruluyordu. Görmesem bile onun haberi olmadığını biliyordum. Merak ediyorum,hangimizin haberi vardı? Daha ötesi... onu buraya kim çağırmıştı? 

----------------------

TUĞÇE:

Anladım ki yanılmışım. Bu düğünün en iyi şekilde geçeceğini düşünmüştüm ama evren bize kıçını dönüp kahkahalar atıyordu işte. İşin en kötü yanı ise ablamın gözlerinde ki o ifadeydi... Öfke ile karışık hüzün.

Ayağa kalkarken babamın "Nereye?" demesini "Geliyorum " diyerek geçiştirdim. Ablamların duraksaması ve de o tarafa bakması bir çok kişinin dikkatini çekmişti.Deniz abla 'ya bakındım ama yoktu.Yoklardı doğrusu. Başımı çevirip ortadaki probleme döndüm.  Hadi ama! Ne işi vardı o sürtüğün burada! Bakışlarımı onun yanına gitmeden önce masamızda gezdirirken hepsinin yüzünde şaşkınlık ifadesinin olduğunu fark ettim. Biri dışında..

Leyla. 

Yüzündeki o pis sırıtışı gizleme gereği bile duymuyordu.Pişkin. Masadan geçerken bilerek sandalyesine çarpıp elindeki içkinin masanın üzerine az da olsa dökülmesini sağlayabilmiştim. Muhtemelen o sırıtışı sönmüştü. Bakmadım. Sönmemişse de onu elimden kimse alamazdı ve olanlardan habersiz olan babamı bu saçmalığın içine sürüklemek istemiyorum. 

"Ne işin var burada!"

Kızıl saçlar yüzüme çarparken başımı geri çektim kolunu sıkarak. Dudaklarından acı dolu bir inilti kaçarken bir kez daha sıktım. Ablam..Öfkeli görünüyordu. 

Renkli Rüyalar - YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin