Yeni bölüm malesef yok.Üzgünüm.Çünkü bütünleme sınavlarıma çalışmaktan bölümün tamamını yazamadım.Ama size gelecek bölümden bir iki kesit paylaşacağım.Keyifli okumalar :)
DENİZ:
Çalan zil sesiyle beraber Nil'in geleceğini hatırlayarak ayağa kalktım.Biraz geç kalmıştı sanırım.Hoş bu İstanbul trafiğinde normaldi ya neyse.Zil bir kere daha çalınınca "Geldim" dedikten sonra açtım.
Tamam.Karşımda Nil'in her türlü halini görmeyi beklerdim ama kapıya yaslanmış yorgun bir Christian görmek ? Imm hayır.
"Selam.Ben,.. bilgisayarını getirdim."
Sesiyle kendime gelerek elindeki laptop çantasını aldım. "Nil neden getirmedi?"
"Ufak bir işi çıkınca benden rica etti" dediğinde başımı salladım.Beş-on saniye kadar olan saçma bakışmamızı bozarak konuştum.
"İçeri geçmek ister misin?Yani bir kahveyle teşekkür edebilirim." Harika. Hangi akla hizmetle bu cümleyi kurdum ki ben? Yolla gitsin işte kuru bir teşekkürle.
Eliyle sağ kaşının üstünü kaşıdıktan sonra cevap verdi. "Zehirlenmem değil mi?"
"Zorla kahve yapmıyorum kimseye istemiyorsan lafı dolandırmadan söyle" diyerek gözlerimi devirdim. Aptal. Ne diye dalga geçiyorsa hemen. Ben sadece kibar davranmak istemiştim.
"Şaka yapıyorum Deniz..Aım pekala. Teklifin hala geçerliyse içebilirim" diyerek güldü özür dileyen çocuklar gibi. Harika şu adamı ikidir çocuğa benzetmek de ne demek oluyor? diyen iç sesime dil çıkardım.
"Gel" dedikten sonra geri çekilerek geçmesine izin verdim.
"Lavaboyu kullanabilir miyim,ellerimi yıkayacaktım" dediğinde "Sağdan üçüncü kapı" dedim gülerek. Sonra misafir lavabosuna girdiğini gördükten sonra arkamı dönerek mutfağa girdim.
İstemsizce sırıttım.Cidden zehir atsamıydım ?
-------
NİL:
Gülce "Nil Hanım Erkan Bey sizi odasında bekliyor" dediğinde ona başımı sallayarak adımlarımı Erkan Bey'in odasına doğru attım. Kapıyı tıklattıktan sonra gel demesiyle içeri girdim. Kapıyı kapatıp arkamı döndükten sonra gördüğüm kişiyle tek taşım havaya kalkmıştı.
"Hoşgeldin Nil.Bizde Mert Bey ile seni bekliyorduk"
Erkan Bey'in yaptığı küçük açıklama bana yetince yanlarına ilerleyerek Mert'in tam karşısındaki sandalyeye yerleştim. Kısacık bir an da gözlerimiz buluştu ama başımı çevirdim hemen.
"Seni neden çağırdığımızı merak ediyorsundur eminim"
"Açıkcası evet.Neden?"
Erkan Bey tam cevap verecekti ki telefonu çalınca susmak zorunda kaldı. "Efendim...Kim?..Neden gelmiş...Tamam ..Tamam dedim beklesin geliyorum şimdi..Tamam dedim Ahmet!"
Telefon görüşmesindeki konuşmalarına bakacak olursak Ahmet denilen adam ona pek de iyi şeyler söylememişti. Zaten Erkan Bey'in gerginliği de bu düşüncemi kanıtlar nitelikteydi.
Ayağa kalkarak "Çok üzgünüm. Sizi biraz bekleteceğim ama hemen geleceğim,merak etmeyin" dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı.
O çıktıktan sonra ikimizde tek kelime etmedik.Bir müddet sustuk. Kafamın içinde ona söylenecek uçsuz bucaksız şeyler bulunduğunu hissediyordum aslında,senelerce söylense bitmeyecek şeyler... Ama sustum. Ta ki o konuşana kadar.
" ..."
--------
Mert'in ne söylediği cumartesi gelecek olan bölümün içinde olacak ve unutmadan cumartesiden sonra sınavlarım bittiği için bölümler yine 2 günde bir gelecek.Anlayışınız için teşekkür ederim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
Storie d'amoreSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...