Multimedya: ;Üstü çıplak Christian :D // Deniz // ve Christian-Nil'in davet gecesi olan kıyafetleri. Keyifli okumalar,umarım beğenir ve votelersiniz :)
----
Televizyondan sıkılarak odama çıktığımda dolabıma bir göz attım hemen. Christian’a alışveriş yapalım mı diye sordum ama belki de giyebileceğim bir kıyafetim vardı.
YOKTU! Tamam bu sadece bana özel bir şey değil,yani dünyada ki bütün kadınların dolapları tıka basa dolu olsa da diyecekleri şey belliydi. “Giyecek hiçbir şeyim yok!” Şu an ben de o lafı söyleyebilirdim çünkü cidden giyecek bir şeyim yoktu. En kısa sürede alışverişe çıksam iyi olacak. Normal bir zamanda Deniz’den yardım isterdim ama kendisi Christian’a yardımcı olmakla geçirecekti vaktini. Şey,sanırım..
DENİZ:
Sabah yatağımdan zar zor kalkarken belimin tutulduğunu hissetmem bir oldu. Artık gece nasıl yattım bilmiyorum ama sanki belim kırılmışçasına bir ağrı çekiyordum. Bir de o kadar acı çektiğim yetmiyormuş gibi kapının çalması.. Eziyetti tek kelimeyle.
Benim Nil’in aksine evimde sürekli bir hizmetçimin olmamasını göz önünde bulundurursak çok şanssızdım. Şanssız ve kapıyı açtığımda da şaşkın.
“Ne işin var senin burada?” dedim elimle belimi tutarken.
Christian’ın benim aksime sırıtan yüzü beni az kalsın güldürecekti ama olmadı,gülmedim. “Önümden aldığın o kahveyi içmeye geldim” diyerek bir adım daha attığında burun buruna gelmiştik. Bu durumdan rahatsız olunca kapıyı açarak geçmesine izin verdim. Başka gün olsa kovmuştum çoktan ama belim ağrıyordu ve ben onunla uğraşamazdım.
“Kahve için geldiysen ki gelmemişsin ama neyse, sana kahve yapamam.Ne söyleyeceksen söyle ve git” dedim yine tek elim belimdeyken. Christian cevap vereceği sırada gözlerini belimdeki elime sabitleyince kıstı hemen. “Belin mi ağrıyor?”
“Hayır”
“Niye belini tutuyorsun o zaman?”
“Sanane,Off sıkıldım Christian.Ne söyleyeceksen söyle ve git” dedim gerçekten sıkılarak.
“Özür dilerim” İki kelime on bir harf. “Efendim ?” dedim anlamayarak. Yüzüme bakarak --daha doğrusu direk gözlerimin içine—konuştu. “Dün için özür dilerim.Şu hamilelik mevzusu.” Tepkimi ölçercesine baktı suratıma ve ne gördü bilmiyorum ama devam etti “ Beni ilgilendirmezdi ama… merak ettim.Haddimi aştıysam,ki aştım özür dilerim”
Az önce de söylediğim gibi iki kelime on bir harf.Farkla. Bu sefer daha bir derin anlam içermişti benim için. İçten olduğunu anlamıştım ve içtenlikle özrünü kabul edebilirdim.Dünden razısın. “Tamam.Önemli değil” diye çok hafiften gülümsediğimde o da gamzelerini çıkartarak gülümsedi bana.
Yapma şunu işte.Biz kadınların gamzeli erkeklere karşı bir zaafımız mı vardı bilmiyorum ama çok etkileyici bir şeydi orası kesin. Ben de her sağlıklı kadın gibi etkileniyordum elbet. Etkilendiğin gamze ile kalsa bari. İç sesimin imasını kenara ittirerek—ki bu benimde kafamı kurcalıyordu—Christian’ın dediklerine kulak verdim tekrardan.
“Şimdi gönül alabildiysem,beline ne oldu söyleyecek misin?”
“Sanırım tutuldu” dedim dudak bükerek. Ne yaptım ben! Dudak mı büktüm? Tanrım,lise yıllarıma geri döndüm. İfademi düzgün bir şekle sokmaya çalışırken Christian’ın bu kadar yakınıma geldiğini de fark edememiştim tabi. Belime dokunduğundaysa içimdeki kıpırtıları fark etmemek mümkün değildi ama.. “Ne yapıyorsun” dedim yine de elini ittirmeye çalışırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
RomanceSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...