Başrol de yine o vardı

11.5K 470 43
                                    

Merhaba :) Bölüm söyledğim günün aksine biraz daha erken geldi. Zaten amacım hep erkenden yazıp yayınlamak ve sizi mutlu etmek. :) Ah unutmadan bölümde bir sahnede alıntı yaptım. Hush Hush serisinde ilk kitap Fısıltı'dan. Oradan bir sahneyi alıntıladım,o kitabı okuyanlar varsa aramızda anlayacaklardır zaten :) Gift şaşıran bir Nil var. :) Ve lütfen votelerinizi eksik etmeyin :)

Size iyi okumalar.Ve bölüm sonunda ki sahne için yorumlarını merak ediyorum :D 

*******

Onun kollarında ne kadar kaldım bilmiyorum. O ellerini sırtımda beni rahatlatmak için ne kadar gezdirdi bilmiyorum. Bildiğim tek şey..Unutun gitsin,hiçbir şey bilmiyorum artık.

Burnumu çektim küçük çocuklar gibi kollarından da çıkmak isterken. Başımı kaldırıp ona bakmaya cesaretim olmadığından “Ne oldu?” sorusuna göğsüne bakarak cevap verdim. “Ben..şu an konuşmak istemiyorum.” Nefes aldım bir yandan da düşünerek. “ Bunları..düşünmek için zamana ihtiyacım var.”

Mırıltısı kulaklarıma dolduğu sırada kollarını da gevşetmişti. Ellerimi göğsünden çekip ondan birkaç adım uzaklaştım. Ama kokusu hala bana sarılıymış gibi üstümdeydi. Kalmasını istedim ve bu fikrin beni nedensizce mutlu ettiğini hissettim. Arkamı dönüp arabasının yanına gittiğimde o da beni takip etti. Arabanın kilidini açmasını ve onun arabaya binmesini izledim dikilirken. Bindi ve binmediğimi fark ederek dışarı çıktı yeniden.

“Düşünmeye şimdiden başlamana seviniyorum ama hava soğuk,üşütmeni istemem.” Endişeden sıyrılmış gülümsemesi ile ışıldayan gözleri ona ayak uydurmamı sağlamıştı. Gülümsedim hafifçe. Arabaya bindik ve az önceki o bağırış çağırışlarımıza tanık olan yerden hızla uzaklaştık.

----------

Evimin önüne gelene kadar tek kelime konuşmamıştık. O arabayı sürüp arada beni izlemiş ben ise tüm cesaretim çekilmiş gibi yüzüne bakamamıştım. Arabayı durdurunca nefes alarak ona döndüm.

“Nil,Bora konusunda daha dikkatli olmanı istiyorum.” Kaşlarım çatıldı.

“Bu konuyu konuştuğumuzu sanıyordum. Bak her neyse..benim gitmem lazım.”

Arabanın kapısını açacaktım ki yumuşak sesi durmama neden oldu. “Sana zarar versin istemiyorum. “

“Mert” dedim onun gibi yumuşak sesimle. “Ben istemediğim sürece kimse bana zarar veremez. Sen bile.”

Bunu dememi beklemiyordu ki kaşlarını kaldırdı,mavilikleri de hüzünle bakarken. Aslında ben de beklemiyordum. “Özür dilerim..Seni hayal kırıklığına uğrattığım için, zarar verdiğim için sen-“

“Mert.. Sonra konuşalım lütfen.”

Dayanacak gücüm kalmadı. Bugün konuştuklarımız beni yeterince sarsmışken şimdi daha fazlasını konuşmaya dayanabilir miydim bilmiyorum. Sanmıyorum. Onunla aklım daha bir başımdayken konuşmak istiyordum. Başını salladığını görünce tebessüm ederek cama çevirdim başımı ama emniyet kemerinin sesini duymamla yüzümü elleri arasına aldığını görmem de bir olmuştu. Ah!

Alnıma minik,tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. “Düşünmeni istiyorum.”

Boğuk sesi içimdeki tüm kanı kaynatmama yeterken titrediğimi hissettim.Bu..aslında şu son bir saatte fazla duygusal dakikalar yaşadığım içindi. 

Bir şey demeden kendimi geri çektiğimde bana baktığını görebiliyordum ama ona bakacak cesaretim kalmamıştı. Arabadan çıkar çıkmaz eve hızlı adımlarımla ulaşıp anahtarla açtım. Eve girdiğimde kapıyı kapatırken ona baktığım sırada arabasını çalıştırdığını görüp,yüzümdeki anlam veremediğim gülümseme ile kapadım kapıyı. Aslında bu gülümsemenin nedenini çok iyi biliyordum.

Renkli Rüyalar - YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin