Dönüş

15.1K 657 17
                                    

Multimedya: Christian.    Bu arada bölümün bir kısmında Mert'in de ağzından yazdım. Keyifli okumalar: Umarım hoşunuza gider :)

------- 

Christian’ın koluna girerek onu Deniz’e yönlendirdiğimde içimde tarif edilemez bir mutluluk vardı. Yanımda olmasını istediğim iki kişi de yanımdayken nasıl mutsuz olabilirdim ki,elbette mutlu olacaktım.

“Hoş geldin Christian” diyerek Deniz elini uzattığında Christian da onunla tokalaştı. Onları balkona yönlendirerek Christianın elindeki şarabı alıp mutfağa döndüm. Geriye bilerek bıraktığım birkaç kadehi alarak, şarap doldurdum ve onlara götürdüm. Deniz kendi yerine geçmiş Christian’sa benim yerime oturmak yerine balkonun demirliklerine yaslanmış,ayakta duruyordu.

“Alın bakalım” diyerek ikisine de kadehleri uzattım ve kendi şarabımı almak için mutfağa girdim.

----

“Adam bana boş boş bakıyor tabi,anlamadı dediklerimden.Ama beni bir görsen nasıl telaşlıyım.Neyse ki o sırada Christian geldi de kurtardı beni o durumdan”  O gün tekrar aklıma geldiğinde güldüm.

“Ama adamın suratında ki ifadeyi unutamıyorum. Keşke hemen gelmeyip biraz da izleseydim” dedi Christian şarabını yudumlarken. Koca şişe bitmek üzereydi neredeyse. Eh tabi iki saatte yakın konuşunca insanın damağı kuruyor içecek bir şeyler istiyordu.

Deniz “Nil o tür durumlarda her zaman telaşa kapılır. Soğukkanlılığının geçerli olmadığı tek konu o belki de” dediğinde bunu durgunca söylemesi gözümden kaçmamış,kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Ama benim ona nasıl baktığımı gördüğünde bana gülümsedi sorun yok der gibi. Aslında konuşmamızın başından beri durgun olduğu gözümden kaçmamıştı. Sanırım yalnız kalıp konuşmak istemiş fakat Christian geldiğinde bu istediği olmamıştı. Neyse o gittikten sonra konuşulurdu zaten.Bu düşüncelerim Christian’ın sorusu tarafından bölününce ona dikkat kesildim.

“Bu arada sormayı unuttum iş konusunu halledebildin mi?”

“Henüz değil.İstanbul’a döndüğümde daha yakından ilgileneceğim.”

“Anladım” deyip saatine baktı ve sonra devam etti. “Benim gitmem gerekiyor.Akşama tekrar gelmek isterdim ama müsait değilim”

Gülümsedim. “Sorun değil.”

“Ama yarın sabah kahvaltı için gelebilirim” deyip göz kırptığında yakışıklı yüzüne bir kez daha baktım. Cidden yakışıklıydı. Ya da senin kumral erkeklere zaafın vardır diyen iç sesime dil çıkardım.

“Çok sevinirim ama bizden güzel bir kahvaltı bekleme şimdiden söyleyeyim. Toparlanma telaşından karşına güzel bir kahvaltıyla çıkamam” 

“İki güzel bayanla kahvaltı yapacak olmam yeteri kadar güzelken sofrada ne olduğunun pek bir önemi yok” dediğinde Deniz’in gözlerini devirdiğini gördüm.Umarım Christian görmemiştir diye geçirdim içimden. Ama neyse ki görmemişti.

“Eh madem öyle diyorsun bir kahveyle idare edersin artık” 

Gülerek “O kadar da değil” deyip ayaklandı. “Ben gideyim artık.Geç kalacağım yoksa” dedikten sonra da Deniz’e elini uzatıp “Görüşürüz” dediğinde Deniz’in suratındaki ifade beni rahatsız etmişti. Christian’dan mı hoşlanmıyordu yani?

Renkli Rüyalar - YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin