Öfke

12.3K 550 30
                                    

Merhabalar :) Bu bölüm word de tam 16 sayfa tuttu.Yazdıkça yazdım :D Güzel bir yerde bölümün sonunu bitirdim ve güzel de oldu bence.Yorumlarınızı merak ediyorum. Multimedya da ki çalan şarkıya da gelirsek eğer çok sevdiğim ve Deniz'in çok sevdiği bir şarkı. Onun için paylaştım. :) Ve diğer multimedya daki gifte ise, bizim karakterlerimizden kullanmak istedim ama onların öyle bir gifini bulamadım. Kimlerin olduğunu söylemeyeceğim ama o gifin onlar olduğunu düşünün o sahne de :)  Umarım bölümü beğenir ve votelersiniz.Çok çok öptüm keyifli okumalar :) 

--------

NİL:

Belki de inandıramayacağım sizi ama ben az öncesine kadar mutluydum. Mutluydum. Ellerim onun saçlarının arasında dolaşırken, her ne kadar bu akşam üşüdüm, kaybolduk diye şikayet etsem de içimde ona karşı koyamayan taraf galip gelirken mutluydum. Peki ya nasıl oluyor da mutlu bir an yaşarken birileri gelip bunu mahvedebiliyor ?

“Gidelim Nil”

“Nil!”

Deniz’in sesi beni kendime getirirken nihayet bakışlarımı çekebilmiştim onlardan.

“Gidelim?” diye tekrar etti. Başımı salladım. Kollarımı ovuşturarak beni ısıtmaya devam ederken bindik arabaya. Başımı Deniz’in omzuna koydum. Gitmeliydik. Kesinlikle buradan gitmeliydik.

-------------

Eve girdiğimizde saat daha sabah on idi. Bu kadar erken gelmemizin nedeni ise sabahın köründe bizi bulabilmiş olmalarıydı.

“Açsan kahvaltı yap istersen canım”

Deniz kolumu sıvazlarken düşünceli gözlerle bana bakıyordu. “Hayır,yorgunum” diye mırıldandım.

“Tamam,duş al öyle yatarsın”

“Önce bir konuşalım”

Annemin tok ve sert olduğunu sanan sesi kulaklarıma dolarken ona döndüm. “Yine ne söyleyeceksin?”

Tuğçe “Sırası değil anne” diye araya girdiği sırada annem pek de umursamadı. Her zaman ki gibi. Gözlerimi devirdim. Asla değişmezdi.

Hiç bana gözlerini devirme. Bizi yalnız bırakır mısınız?” diye Christian ve Deniz’e baktı sonra. İtiraz ettim.

Hayır burada kalıyorlar. Seninle ne konuşursak konuşalım sonu bağrışma olacağı için duyacaklar zaten.Duymasalar bile söyleyeceğim. Şimdi ne söylüyorsan kısa tut çünkü senin aksine ben rahatlamak istiyorum”

“Yeter!” diye bağırdı. “ Yeter artık! Sürekli iğneleyici konuşmalarından sıkıldım Nil. Sorumsuzluğundan da,kafana buyruk yaşamandan da sıkıldım. Önce bize söz hakkı tanımadan buraya geliyorsun,biriyle bir ilişkiye başlıyorsun haberimiz olmuyor.Kardeşini yanına alarak onun da hayatını değiştiriyorsun sonra o adamla aranda bir şey oluyor ve sen ülke değiştiriyorsun . Üstelik arkanda kardeşini bırakarak. Oradan da sıkılıp buraya dönüyorsun yeniden ve yine o adamla görüşüyor hatta ortalardan kayboluyorsun. Niçin bu kadar sorumsuzsun sen? Niçin ..hala ..daha.. büyümedin?”

Kelimesi kelimesine her kullandığı söz aklımı talan ederken  Deniz ne yapacağımı anlamış gibi kolumu sıktı dur dercesine. Umursamadan kolumu çekerek anneme döndüm. Güldüm alayla.

“Niçin hala daha büyüyemedim öyle mi? “ Nefes aldım derin derin. “ Beni büyüttün mü de büyüyecektim ben ha ! Benimle ilgilendin mi deşimdi gelip beni sorgulayabiliyorsun. Kendinde o hakkı görüyor musun sen Anne? “

Renkli Rüyalar - YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin