Dediğim gibi bölümler 2 günde bir gelecek artık eskisi gibi :) Bazı yerlerinde çok eğlenerek yazdığımı söyleyebilirim. Sonu da hoşuma gitti.Umarım siz de beğenirsiniz.Keyifli okumalar :)
Multimedya da bizim sevimli dörtlümüz var. :) Seçtiğim şarkıyı da çok severim.Çok güzeldir.Onunla dinleyerek okursanız belki değişik bir hava katar :)
-------
Odadan çıkar çıkmaz Deniz’in kolundan tutup lavaboya çektim. Kimsenin olup olmadığına dikkat bile etmeden konuştum.
“Sen ne yaptığını sanıyorsun! Tutmasam seni söyleyecektin neredeyse,aklın nerede !”
“Aklım nerede biliyor musun,o küçük salağın her şeyi öğrenmesi gerektiğinde. Sadece Mert konusu değil,her şeyi. “
Derin bir nefes aldım.Ardından bir tane daha.Bir tane daha.
“Deniz,senden tek ricam bu konu hakkında tek kelime etmemen. Onu söylemek bize düşmez.”
“İyi, yaşasın yalanların içinde. Sen değil miydin onu seven korumak isteyen.Koru işte.”
“Deniz bu konuyu kapatıyoruz,bitti,tamam?”
Deniz beni ikna edemeyeceğini anladığı için başını sağa sola sallayarak –bu sana inanamıyorum demekti—çıktı lavabodan. Büyük ihtimalle gidecekti ama benim sormam gereken ufak fakat önemli bir şey vardı. Hızla lavabodan çıktığımda benden birkaç metre ötede olduğunu gördüm.
“Mert az önce Tuğçe’den bahsetti. Onun da bazı şeyleri bildiğini söyledi. Bu konuda bir fikrin var mı?” diye seslendim beni duyabileceği bir tonda ve bunu söylerken kollarımı birleştirmiştim. Deniz bir an durdu.Bana döndüğünde suratındaki ifade de ise hayal kırıklığı vardı. Saf hayal kırıklığı.
“Bilmem. Git ona sor. Belki de ben söylemişimdir”
Arkasını dönüp gittiğinde bir an kalakaldım.Gözlerimi yumdum kırdığım potla. Salaksın sen.
Arkasından gitmekle gitmemek arasında gidip geldim birkaç saniye. Gitsem muhtemelen benimle konuşmazdı haklı olarak. Kendine bıraksam iyi olacaktı. Sıkıntılı bir nefes verdim. Boşu boşuna kırmıştım onu. Odamda ki tesisatçı bana “Hanımefendi bitti,gelebilirsiniz” dediğinde o tarafa doğru yürüdüm. Tesisatçılara teşekkür ettikten sonra onları gönderip kapımı kapattım.
Şu son birkaç gündür hayatım kelimenin tam anlamıyla boka sarmıştı. Ben ne düşünerek gelmiştim buraya,ne olmuştu. Ama bu kadar yeterdi. Bitti. Silkelenip kendime gelmem gerekiyordu.
-----------
DENİZ:
“Deniz!”
“Senin ne işin var burada?”
“Nil için gelmiştim.Geç kaldığından acele etmişti dosyasını unutmuş evde. “ Christian’ın elindeki dosyaya çevirdim bakışlarımı. İstenmeyen ot dibinde bitermiş diye düşündüm. Onun için geldiğinde bile karşılaşıyorduk. Offladım içimden.
“İyi yukarıda o” arkamı dönecektim ki kolumu tutup ona dönmemi sağladı. Kaşlarımı kaldırarak baktım ona ne istiyorsun dercesine.
“Neyin var?” derken o ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
“Sanane.Sen gidip versene dosyanı” diyerek arkamı döndüm. Sesini duymadığımda rahat bir nefes aldım.Şimdi hiç onu çekemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
RomanceSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...