Merhabalar :) Bölümü keyif alarak yazdım Umarım sizde sever votelersiniz :) Çalan şarkıyı da çok severim ve bu bölüme uyan da bir şarkı oldu aslında :) multimedya da ki fotoğrafı da gif koyamayınca yaptım öyle. Bacaklar Nil'e,ağlayan kız da Deniz'e kaldı .
----------
“Nil ?”
“Christian..Seni beklemiyordum,hoş geldin” dedim toparlanmaya çalışırken. Yanaklarından öptükten sonra kahve istedim ikimiz için. Her ne kadar aklım hala daha Mert’le olan az önceki konuşmada olsa da ona kulak vermeye çalıştım.
“Her şey yolunda mı?”
İç çektim. “Bilmiyorum. Sanırım öyle.”
“Birkaç günlüğüne tatile çıksana. Yalnız. Kafanı dinlemeye ihtiyacın var gibi duruyor.”
“Bu dediğini düşüneceğim” dedim gülerek. Aslında fena bir fikir sayılmazdı, birkaç günlük bir kaçamak belki iyi gelebilirdi.
---------------
2 GÜN SONRA
Sesi daha çok açarak koşmaya devam ettim. Bugün hava yağmurlu olmasına rağmen içimdeki koşma isteği ağır basınca kendimi sokakta bulmuştum. Ve hayır o iki günlük kaçamak fikri baştan güzel gelse de sonradan içime sinmemişti. Islanan spor ayakkabılarım ve taytımla komik görünüyordum ama pek de umurumda değil. Bacaklarıma komut vererek hızımı daha da arttırdığımda kulaklığımdaki şarkı değişmiş,Lykke li – Get Some olmuştu. Gülümsedim. Bu şarkı insanı en olmadık anda bile ayağa kaldırır oynatırdı.
Hızlı koşmamdan ötürü gözüme gelen saçlarımı kulaklarımın arkasına aldım ama bir süre sonra bunun boşa bir çaba olduğunu anlayınca bıraktım. Hızıma uyan rüzgar saçlarımı geriye alırken soğuk hava burnumun ucunu sızlatmıştı. Mayıs ayındaydık ama dediğim gibi yağmur yağıyordu ve hava biraz(!) soğuk.
Yağmur şiddetini arttırdığında bunu uyarı olarak algılayıp eve dönmek için koştuğum yolu gerisin geri döndüm. Yerimde durarak derin bir nefes aldım. İyi koşmuştum ve bunun ödülünü açılan ciğerlerimle almıştım. Temiz hava,uzun zamandır koşmayı aksattığım için yeni açılan ciğerlerime canımı yakarcasına girerken tuhaftır, zevk almıştım.
Olduğum yerde hafif hafif zıpladıktan sonra az öncekinin aksine daha yavaş koştum. Bebek sahilini baştan sona tekrar koşarken yağmur şiddetini daha çok artırınca ben de çareyi hızlanmakta buldum. Saçımdan sular damlarken bu hoşuma gitmişti.
Yağmurun insanı yatıştıran bir etkisi vardı hiç şüphesiz. Koca bebek sahilinde ortalık biraz fazla ıssız gelince etrafıma bakındım. Herkes sığınacak bir yer ararken ben koşuyordum.Ah, Kesinlikle normal değildim. Gözüm ilerideki çifte kayınca gülümsedim. Neyse ki yalnız değildim hı? Tabi onlar benim gibi koşmak yerine çok daha tatlı bir şey yaparak öpüşüyorlardı.
Bu beni gülümsetirken aklıma eski anılardan biri doluşmuştu.
Mert cüzdanını çıkarıp fotoğrafı çeken çocuğa “Ne kadar “ diye sorduğunda “20, ama içeriye ödeyeceksiniz” deyip gitti çocuk yanımızdan. Yanımdaki yakışıklı da cüzdanını cebine koyarken ben de tekrar gölün kıyısına geldim. Belime sarılan elleri hissetmemle tatlı bir ürperti sardı vücudumu. Kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum ama yağmur atmaya başladığında Mert de belimdeki ellerini gevşetti. Ona dönüp ” İçeri mi gireceğiz” dedim hoşnutsuzca. Beni bırakarak “Hemen geliyorum bekle” deyip arabaya doğru gitti. Gözlerimle onu takip edip ne yapmaya çalıştığına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar - Yeniden
RomanceSerinin 2.HİKAYESİ: Yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden Türkiye'yi terk eden ve beş ay boyunca İtalya da kalan Nil,kardeşinin sorumluluğu ve işinin geleceği için Türkiye'ye kesin dönüş yapar.Başarısının karşılığını alır ve ilk başvurusunu yaptığı şirk...