Bölüm 11: "İkiz Gezegenler."

76.6K 5.1K 11.7K
                                    

Multimedya;

LP, No Witness

Tuğkan, Geber.

Şarkıları dinleyin ;)

S e l a m. Nabersiniz bakayım? Bu bölümü okurken şaşıracağınız çok şey olabilir, lütfen sakin kalınız. (Kötü kadın kahkahaları.)

Bu gife vurgunum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu gife vurgunum.

Bölüm 10: "İkiz Gezegenler."

Şayet bir gün bana vesvese veren şeytanlarımın dilleri yanmaktan pişerse, bilmiş olacağım ki; günahlarım boyumu aşmış.

Ne zaman ki şeytanın dili tutmaz olacak, işte o zaman intikamımı almış olacağım. 

Katiller, her daim cinayeti işledikleri yere dönerler. Bir cinayet sadece fiili olmazdı, ruhani de olabilirdi. Bir adam ruhunu öldürdüğü karısının evine dönebiliyordu, bir baba ruhunu öldürdüğü kızının yanına tekrar dönebiliyordu ya da bir sevgili ihanet ettiği sevgilisinin ruhundan özür dileyebiliyordu. Hepsi bir cinayetti ve sanıklar çoğu zaman cinayetin ruhani boyutunu düşünmezlerdi.

Aslında hepimiz birilerinin sanığıydık.

Mesele ruhu öldürmekse hepimiz en az bir kere öldürdük birilerinin ruhunu.

Veya öldürecektik yine birilerinin ruhunu.

Bir de ruhani cinayetle yetinemeyenler vardı; benim gibi. Benim somut bir cinayete de ihtiyacı vardı ve artık zamanın beni sabırsızlaştırdığını hissediyordum. Kafamı kaldırdım, gökyüzüne baktım. Kuşların, mutsuzca kanat çırpışını, serçelerin halsizce süzülüşünü, tırnak geçirilmiş bulutların göz yaşlarını pervasızca akıtmasını izledim. Her şey bir İstanbul sabahıydı ama sabahlar jiletlenmiş bir kol bileği gibi, kanlı ve ümitsizdi.

Dumanla 2.kez araba içinde bir gece geçirmiştik.

Üçüncüsü için kendine izin verme Mahşer!

Uyuşmuş bacaklarımı koltuktan aşağıya sarkıtarak, hırçınca yüzümü ovaladım ve parmaklarımı doğrudan enseme taşıdım. Terlemiştim. Gözlerim araba camından dışarıyı gözetlemeye devam ederken dudaklarımı ağzımın içine doğru kıvırdım. Bu sabah yorgun ve oldukça sakin hissediyordum ama gün boyu böyle sürmeyeceğine emindim. Derin bir iç çekişle birlikte omzumun üstünden arkama döndüğümde, yanağım koltuğa yaslanmıştı.

Onu izledim.

Onu izledikçe on altı olmaktan korktum.

Çünkü Duman aynı adamdı ve ben bir kez bu adama kapılmıştım.

Beni fark etmediği zamanın müthiş keskin acısı bir an içime oluk oluk akarak beni zamansız yakaladığında, "Aptalsın," dedim kendime engel olamayarak. Sıktığım dişlerim arasından tısladım. "Beni görseydin seni daha çok severdim, hep mutlu ederdim, daima sadık kalırdım..." kaşlarım bir hizayla yükseldi. "Öyle severdim ki, beni sevmediğin zamanlar için kendinden utanırdın!"

DÜŞ KEFENİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin