Multimedya:
Sia, i'm Still Here.
Merhaba canımın içleri!
Keyifli okumalar şimdiden. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin <3
40. Bölüm: "AYNALAR."
Hayata bir şey olmuyor sen düşüp dizlerini yaraladın diye.
Kimse, bir başkası düştüğü için üzülüp ağlamıyor, bu sadece masallarda geçiyor.Zaten bu da etine, kemiğine kadar gerçek bir hayat. Yara izleri masallarda silinir, gerçek hayattaysa bedeninizde durup size meydan okur. Kaç meydan okuma gerçekleşti bu ruhta bilmiyorum ama çoğunun üstesinden gelip sadece Duman'ın karşısında ufalandım. Zaafları, yenilgileri bir tek onun karşısında kabul ettim. Ölümleri ve kalımları onunla karşıladım. Bak, sen yeter ki orada dur, canımı yaksan da olur, dedi. Orada durup canını yaktım ama hepsi kabullenişleri geçiştirmek içindi.
Aşkı kabullenişi...
Dumanla hamakta uyumuştuk ve ben sabah sekizde uyanmış, bir süre onu izledikten sonra içeriye, koltuğa geçip televizyon karşısına oturmuştum. Duman'ın dün açıp izlediği ama izlemiyormuş gibi yaptığı çizgi filmi gördüğümde onu açmıştım ve dakikalardır izliyor, karakterin maceralarına kaş çatıyordum.
Çizgi film karakterlerini neden salak yapıyorlardı? Sempati toplaması için mi?
Salaklardan ve saflardan nefret ederdim. Aslında genel olarak insanlığa karşı bir antipatim vardı. Yanaklarımı şişirdim ve ayaklarımı kanepenin başına koyup ofladım. Kafamı çevirdiğim yerde Duman'ı görüyordum sanki, sinirim bozulmuştu. Onu uyandırmak, biraz eğlenmek veya öpmek istiyordum ama bir türlü uyanmamıştı. Ona da hak veriyordum, sabahın yedisi uyanmak için çok erkendi. Uyku düşkünüydüm ama her nedense uyanmış, sıkıldığım için içeriye geçmiştim ama Dumanla olmak, onunla vakit geçirmek istiyordum.
Başka şeylerle ilgilenmek isterken bir anda kendimi onu düşünürken bulmaya başlıyordum.
Alakası olmayan şeylerde bile onun aklıma gelmesi...
Gözlerimi kapatarak kafamı iki yana salladım. "Bak, on saniye boyunca seni düşünmeden durabilirim."
Bir.
İki.
Üç.
Dört.
Beş.
Gül Dikeni...
Hayır, hayır! Bunu düşünme!
Gözlerimi açtım ve öfke içinde, yumruklarımı sıkıp tavana baktım. "Lütfen bir saniye aklıma gelmez misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞ KEFENİ.
Teen Fiction"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam e...