43. Bölüm: "İki Yüzlü Yüzsüz Şeytan."

50.8K 3.6K 6.5K
                                    

Multimedya:

Bugün şarkıları siz bırakın. DK için bir playist yapacağım, gerçekten DK'ye uyumlu şarkılar bırakırsanız mutlu olurum.

Merhaba canımın içleri! Keyifli okumalar, oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin. ❤️

 ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

43. Bölüm: "İKİ YÜZLÜ YÜZSÜZ ŞEYTAN."

MAHŞER ALİZARİN.

İnsan bazen şeytanı bile şaşkına çevirebilen bir yaratık.

Kararan geceye, hilâl şeklindeki aya bakarken, kendi yansımamın da hemen yanımda olması hayatı daha gerçek kılıyordu. Aynaya bakmayı sevmem ama ona bakıp gözlerinde kendimi görmeyi severim.

Gece olmuştu ama ikimizin de uyumaya niyeti yoktu. Balkonda oturuyor, dışarıya bakıyorduk. Duman beni alıp eve getirdiğinden beri pek konuşmamış, birkaç cümleden öteye gidememiştik. Arabada ona söylediğim şey yüzüne fazla sert çarpmıştı, anlamıştım; duygusal ve hassastı. Onun kırılmış olması benim için sorundu, diğer insanların aksine. Kırılmasını, gücenip tavır almasını istemezdim. O bana sırt çevirince mümkünmüş gibi daha da yalnızlaştığımı hissediyordum. Tüm dünyaya kör, sağır, duyarsız bir kızın tüm dünyası olan adama garip aşkı işte bu da.

Elimi yukarıya kaldırıp gökyüzüne baktım. Hilâli parmaklarımın arasına aldım.

"Gerçekten hamile olabilir misin?" Diye sordu Duman, uzun dakikalar sonrasında. Bu soruyu sormayı uzun süredir beklediğine emindim ama cesaret edememişti.

Hilâli yumruğumun içine alarak, "Sanmam," dedim omuz silkerek. "Bir kere ilişkiye giren herkes hamile kalmıyor."

"Beş kere," diye düzeltti beni.

"Doğru."

Ben bu konuya onun kadar takmıyordum, bu yüzden cevaplarım da umursamaz, geçiştiriciydi. Üzgünüm, bu konuya onun kadar hassas bakamıyordum. Ya da... üzgün falan değildim. Esneyerek elimi indirdim ve karnıma koyarak yanağımı duvara yasladım. Acıkmıştım galiba, karnım gurulduyordu. Duman karnımdan çıkan sesi duymuş olmalı ki benden tarafa döndü ve dudağını kıvırarak bana yaklaştı. Benden biraz uzun olduğu için kafası yukarıda kalıyordu, bu yüzden hafifçe eğilip dudaklarını alnıma koymak için zahmet etti. "Gel, sana bir şey yedireceğim."

Dudağımı yaladım. "Ne yedireceksin?"

"Anladığın gibi bir şey değil Mahşer."

Dudaklarımı büzdüm ve Duman doğrulup elimden tuttuğu gibi beni de kaldırdığında itiraz etmeden peşine düştüm. Balkon kapısından içeriye girip mutfağa geçtiğimizde Duman beni sandalyeye yöneltti. Yanaklarımı şişirip benim için çektiği sandalyeye yerleştim ve onun arkasını dönmesini izledim. Dirseklerimi masaya yaslayıp yüzümü elimin içine alarak önüme döndüm. Ada içeride televizyon izliyordu, kızın en çok yaptığı şey buydu; ufak bir hayatı vardı. Böylesi belki de daha kolaydı. Siyah saçlarımın omzumda yaptığı ağırlığı hissederken Duman'ın ayak seslerine kulak kabarttım. Yavaşça yanıma yürüdü ve önüme bir bardak kahve bırakırken saçlarımdan öpmeyi ihmal etmedi. "Sana pasta aldım."

DÜŞ KEFENİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin