Multimedya;
Britney Spears, Criminal.
*ama anne ben bir suçluya aşığım. ve bu tip aşk mantıksal değil, fiziksel*
Merhaba!
Tez vakitte geldim. Bu hikâyenin büyük kısmında intikam oyunu var ama Mahşer ve Duman'ı doğru frekansa ayarlayamadığım için planlar hep baltalandı. Çünkü anlaşamadılar. Onlar anlaşıp orta yolu bulamadıkça yaptıkları planlara da sadık kalamadılar. Fakat son birkaç bölümdür aralarındaki ilişkiyi düzelttim ki, beraber ilerleyebilsinler. Zaten bu bölüm ve bundan sonrasında böyle olacak^_^
Keyifli okumalar :')
24. Bölüm: "SEÇİM."
Tenimin altına seni sakladığım için, derime attığım dikişler tutmuyor bu yarayı.
Ağrıyı zaman keser derler, beni de sen. Cehennem günahkârlarını, cennet masumları sever. Hayatımın bir anına kadar cennete, o anından sonrasında cehenneme aittim. Önce masum oldum, sonra günahkâr. Benim için yakılan ateş ölmemi beklerken, derimin altındaki bir yer oyuldu ve biri bana aslında kim olduğumu hatırlattı. Cehenneme ait değilim, çünkü bir masuma zeval getirmedim. Cehennem bile dürüst, gerçek bir günahkârı ister, yalan söyleyenlerin en büyüğüyken.
Bu yüzden dudaklarımda onu öpme hakkını görüyordum. Tamamen cehenneme ait olmayan biri değilsem, dudaklarını eritemezdim. Ben olabildiğimin bu kadarıydım. Günahlarım bu kadardı, sevaplarım bu kadardı. Başladığım yer burasıydı, bitirdiğim yerde burası olacaktı. İlk büyük günahım oysa, diğer büyük günahlarımda olabilirdi. Burası, olduğum yer kalp atışlarımın gürültüyle attığı ilk yerdi ve zaman bundan hiçbir şeyi götürmemişti. Duman'ın dudakları cehennemi bile bizden iffetli yapacak kadar aç gözlüydü.
Onu, günahına kenetlenmiş bir günahkârın arzusuyla öptüm.
Elleri hâlâ saçlarımda, dudakları dudaklarımdaydı. Sırtım apartmanın duvarına dayanmış, vücudumsa tamamen ona yaslanmıştı. Onun sıcaklığını vücudumun her yerinde hissedebiliyordum. Islak ellerim sakallı yüzünü çerçevelemiş, dudaklarım anbean hızlanmıştı. Beni benzersiz bir arzuyla öpüyordu ve birbirimize yetişmek için hiç durmuyorduk. Apartmanın ışıkları sönmüştü, dairenin içerisinden sızan azıcık ışıkla birbirimizin yüzünü seçebiliyorduk. Parmaklarım sakal izlerini okşayarak geçti ve elim boynuna sarıldığında, Duman'ın ağzından ilkel bir inilti çıktı. Ateşin gürültüsü sanki bu.
"Bununla yetinemem." Duman dudaklarımız arasında biraz mesafe bırakarak benden ayrıldı ama çok geçmeden beni tekrar öpmeye başladı. "Daha çok öp beni."
Dudaklarımın arasından bir inilti çıktı ve onun ağzının içinde kayboldu. Ensesine sardığım elimden destek alarak parmak uçlarımda biraz daha yükseldim ve dilimi ağzının içine sokarak kendimi ona bastırdım. "Böyle mi? Yoksa daha da mı çok?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞ KEFENİ.
Teen Fiction"Ah, saçları; ölümü üzerine giyinip boğazıma sarılan saçları." Tenlerinde ateşten bir mızrak, ruhlarda yanığın asil dumanı. Alınan her solukta, almaya yemin içilen canlar vâr oldu, canlar ceset oldu. Her ceset, kanlı parmaklarla açılan mezara idam e...