Sonunda söyleyebilmiştim. Kalbim küt küt atarken Ferit'i gözlerindeki geçişi görmüştüm. Ben sanıyordum ki ben bir adım atarsam her şey eskisi gibi olur. Hem de ilk öpücüğü o vermişken. Ferit aninden geriye doğru çekilip yataktan çıkınca kendimi çırılçıplak kalmış gibi hissetmiştim. Onu bu hareketiyle kalbime keskin bir ağrı saplandı.
"Dedi başkasına aşık olan kadın..."
Öylece ağzım aralanırken ne diyeceğimi bilmedim. Ne diyecektim sana mı aşığım seni kendimden korumak için mi bu yola başvurdum. Söyleyecek söz bulamayınca başımı başka yöne çevirdim. Soluma hareketlenme olunca kapının açılıp kapanma sesini duymuştum. Kapıya baktığımda ise artık sol tarafım bomboştu. Ben nerde hata yapıyordum. Canım yanınca gözlerimi kapattım. Bunu hak etmiştim. Belki gerçekten birine aşık olabilirdim ama bunu ona soyadını taşıdığım adama söylememeliydim. Gerçekten aşık olsam da söylemem gerekirdi. Hiçbir erkek gurura yediremezdi.
"Küçücük beynimle bütün işleri batıyorum. Şu hayatta sana değer veren tek bir adam vardı ve sen onu kendi aptallığın yüzünden kaybettin..." Oğlumun genini taşıdığı adama aklıma gelince kanım çekilmişti. "Allah belanı versin... Dilerim ki Allah'tan benim canımdan daha çok yansın canın dilerim ki..." Kapının açılması sesiyle konuşması kesip kapıya baktım.
Ferit göz ucuyla bakıp üstünü değişmek için elbise dolaplarının oraya geçti. Bende yatağa uzanarak arkamı döndüm. Zaten yatmaktan başka ne halt yapıyordum ki ye iç yat derin bir iç çekip gözlerimi kapattım ama sabahı zor etmiştim.
Sabah ise Ferit'in hareketlenmesiyle uyanmıştım. Normalde yataktan kalkarken zorlanmazken artık her hareketimde zorlanır hale gelmiştim. Oğlum yedi aylık olması beni ürkütüyordu. Eğer erken doğum yaparsam onu kaybedebilirdim. Bunca çektiğim acı onun içinken oğlumu kaybetmeye dayanamazdım. Ferit işe gittiğinde bütün gün aynı şeyi düşündüm ve bir karar verdim. Ferit'e her şeyi anlatacaktım. Ona dair korkularımı neden o şekilde konuştuğumu içimde ne varsa her şeyi anlatacaktım.
"Hey gelin..." Cemal Beyin sesiyle önce eşine sonra da ona bakmıştım. "Bak son kez söylüyorum kendine dikkat et torunumun kılına zarar gelirse bu sana pahalıya patlar haberin olsun."
"Sizin torununuzsa benimde canım hiç kimse canın yanmasını istemez değil mi?" Bunları söylerken saki soğuktan titrer gibi titremiştim.
"Bak sen küçük fareye dili pabuç kadar çok konuşacağına kalk da bize kahve yap. Ben ikizlere gebeyken evin işlerini tek başımı evirip çeviriyordum. Seninse bir elin yağda bir elin balda valla senin kadar şanslısınız şu hayatta görmedim."
Ya sabır dileyerek elim karnımda doğrulmaya çalıştım. Artık oğlumun ağırlığına alışsam iyi edecektim. Yeliz Hanım arkamdan söylenirken bende mutfağa geçip vicdan takımlarını çıkardım. "Kızım kahvemi yapacaktın bırak bana ben hallederim."
"Olmaz Hacer Hanım siz zaten çok yoruluyorsunuz bir kahve üstüme yük olmaz ben hemen yaparım..." Hacer Hanım peki diyerek işine devam etmiş. Bende o sırada karnıma giren sancıyla dişlerimi sıkmıştım. Bugün bana ne oluyordu. Derin bir nefes alarak zar zor kahveyi yapmaya başladım. Her geçen saniye sancım artarken derin derin nefes alıyordum. Kahveleri tepsiye koyup götürecektim ki keskin bir ağrı daha girdi.
"Kızım neyin var... Ah güzel kızım nende kendini yoruyorsun. Hadi sen odana git dinlen ben kahveleri götürürüm." Bir şey söyleyecek halim olmadığında başımı olumlu anlamda sallayarak etraftan tutuna tuna yürümeye çalıştım. Mutfaktan çıktığımda Yeliz Hanım bir şeyler söylese de algılamıyordum. Merdivenlere zar zor geldiğimde kan ter içinde kalmıştım. Merdivenlerin korkuluğundan sıkıca tutunurken bir adım iki adım derken üçüncü basamağa çıkmamla zemin ayaklarımın altından kaydı. Zeminle birlikte geriye savrulurken sırt üstü fena şekilde düştüğümü anımsıyorum. Sonrasında ise ölesiye bir ağrı ve boğuk boğuk gelen seslerdi. Birileri sürekli başımda konuşuyor anlasam da tepki veremiyordum. Konuşabilsem oğlum diyecektim ama diyemedim. Hatta en son hatırladığım şey de elimi kaldırıp karnıma koymak olacaktı ama o gücü kendimden bulamayınca bilincimi tamamen kaybetmiştim.
Karanlık... Zifiri karanlık... Uzun süre karalıklar içinde kayboldum. Bana çok kısa gibi gelen ama saatler süren derin bir uyku hatırlayamadığım birbirinden kötü hatıralar... Yine çoğalan arttıkça beyni zonklatan sesler derinden çok derinden gelen boğuk sesler netleşirken uyku uyanıklık arası gibi gözlerimi aralamaya çalışıyor göz kapakları ağır gelince tekrar uykuya dalıp yine aynı şekilde zorla göz kapaklarımı aralamaya çalışıyordum. Bir kez daha araladığımda adımı işitmiş ikincisi de ise tanıdık bir sima görmüştüm. Bir kez daha derin uykuya dalıp uyandığımda bütün uzuvlarımın aradığını hissettim. Önce sağ elimi hareket ettirmeye çalışırken gözlerimi aralamamla yüzüme değen sıcaklığı hissettim.
"Ayçam..." Ferit ne ara akşam olmuştu. Ferit gelmiş... Dudaklarımı yukarıya doğru kıvırmaya çalışırken kasıklarımda derin bir sızı hissettim. Elimi kaldıracak güç bulamayınca kurtarıcım elimi tutarak karnımın üstüne koydum. Artık gözlerim tamamen aralandığında bembeyaz olan odayı fark ettim. Burası bizim odamız değildi. Karnımda da boşluk var gibiydi. Korkuyla titrerken gözlerim kocaman oldu.
"Bebeğim." Oğlum nerdeydi. Karnımdaki boşluk da neyin nesiydi. "Ferit... Ferit bebeğim hareket etmiyor... Oğlum hareket etmiyor..." İnanamıyor gibi yerimden doğrulmaya çalıştım ki hafif doğrulmamla giren derin sancıyla başımı tekrar yastığa attım. Son bir kez daha "Bebeğim..." derken artık gözlerimden sıcaklıkların aktığını fark ediyordum.
"Sakin ol canım sakin ol senin en güçlü olman gereken anda kendini koy verme..." Ferit eliyle saçımı okşarken başını yüzüme doğru eğdi "Ayça'm artık oğlun dünyalı oldu..." Dünyalı mı? Oğlum doğmuş muydu?
"Oğlumuz..."dedim gülmekli ağlamaklı bir ses tonuyla "Oğlumuz doğru mu?"
Ferit eğilip alnımdan öpünce gözlerimi kapattım. Artık oğlum da dünyalı olmuştu. Yaşıyordu. Oğlum nefes alıyordu. "Oğlumuz çok güzel Ayça hayatımda onun kadar güzel bir bebek görmedim. Dünyanın yakışıklı oğlunu armağan ettiğin için sana milyonlarca kez teşekkür ederim."
"Seni... Seni seviyorum. Hep de seveceğiz..."
BU KALP VAR YA BU KALP ŞEKLİ ŞEMALI BELLİ OLMAYAN HİÇ DURMADAN BIKMADAN ATAN KALP, NEFES ALDIĞIM SÜRECE BİR TEK SENİ SEVECEK..