SON

77.9K 3.2K 262
                                    

AŞKA VEDA!

Sevginin gücü değil bu sadece aşkın verdiği güç olamazdı. Bu Ferit'in kalbinin büyüklüğünden ötürüyordu. Ben daha önce onun gibi seven adam değil aynı zamanda yüce gönüllü birini de hiç görmemiştim. Son olaylar bizi yıpratsa da kısa süre de kendimizi toparlayabilmiştik. Artık sorun var mıydı? Bir daha kavga edip birbirimizi incitir miydik bilmiyordum ama bizi ölümden başkası ayıramazdı.

"Bizi ancak ölüm ayırır..."

"Ne!" Son sözümü sesli olarak söylediğimden Ferit'in tepkisi de kaçınılmaz olmuştu. "Ayça az önce sen tam olarak ne saçmaladın?" diye sorduğunda elimdeki işi bırakarak alt dudağımı yolma evreme geçmiştim. Şimdi mantıklı bir açıklama yap yapabilirsen...

"Hayatım aklıma bir film geldi. Hani şu son sahnede birbirlerine olan aşklarını dile getirip ölümsüzlük yemini falan ediyorlar ya işte o sahne aklıma geldi. Sesli söylediğimin farkına dahi varmadım..." Ferit kaşlarını kaldırıp eee, demesi yemediğinin işaretiydi.

"İşim olmasaydı elimden kurtulamazdın ama dua et işim var."Demişti. Evet, iş üst kattan alt kata taşınmak. Bora elindeki boyaya tekrar dönünce bende elim karnımda yanına gittim. Evet, elim karnımda çünkü kızımız beş aylık olmuştu.

"Hayatım ben odamızı çok seviyorum aşağıya taşınma işini bir daha mı düşünsen?"diye sordum. Belki biraz naz niyaz işe yarayabilirdi.

"Karıcım oğlumuz büyüdü. O merdivenlerden tek başına inip çıkma gayreti içindi. Sürekli peşinde ha düştü düşecek diye arkasından koşamam. Sadece bu da değil sana söylediğim gibi ilk doğumda başına gelen şeyin tekrarlanmasını istemiyorum. Bir daha aynı sahneyi yaşarsam kalbim dayanmayabilir."

"Biliyorum bilmesinde yine de çocuk değilim. Ya merak etme bir daha düşmem o zaman gözüm karardı düştüm." Son çırpınışlarımdı da boşaydı işte. Yine de insan ümit etmekten kolayca vazgeçmiyor.

"Bir daha gözün kararıp merdivenlerden düşmeyeceğin garantisini verebilir misin?"Ciddi ciddi sorunca dudak büzüp omuz silktim. "Bende öyle düşünmüştüm. Şimdi izin ver karıcığım boyamam geren bir oda var."demişti.

"En azından boyama işini ustalara bıraksaydın olmaz mı?" Nedense içimden bir ses boyayı elini yüzüne bulaştıracağını söylüyordu.

"Güzel karım yorulmamı istemediğini biliyorum ama inan bana boya yapmaktan mutluluk duyarım..." Yüzümü sahte bir gülümseme kondurdum. "Tabi yorulmaman için söylüyorum. Altı üstü bir pazarın var bırak adamlar yapsın."dedim. Kesin odanın boyası ala bula olacaktı.

"Sorun değil dedim. Hadi ben içeriye gidiyorum adamlar eşyaları çıkardıysa boyayı bir an önce yapmam gerekir..." Ferit yanağıma öpücük kondurup gidince pufladım. Neden söz dinlemiyordu. Kocamın artık tamirat gibi işlerden anlamadığını kabullenmesi gerekiyordu.

"Kızım baban sence de bu işin altından kalkabilir mi?" Diye sordum. O sırada oğlumun elinden tutup gelen Hacer Hanım "Ayça kızım ben çok yoruldum." Demişti. Kadının işi olmadığı halde oğlumla ilgilenmesi beni mutlu etmiyor desem yalan olurdu.

"Sizi de onca işin arasında yorduk çok teşekkür ederim. Oğlum sende Hacer teyzene teşekkür et." Oğlum teşekkür ederim dediğinde Hacer Hanım daha da mutlu olmuştu. "Kızım ben akşam yemeği için hazırlık yapacağım benden istediğin aş erdiğin bir şey var mı?"

KÜÇÜĞÜM  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin