Bende seviyordum. Bizi kayıtsız şartsız sevip kabul eden adamı çok seviyordum. "İşe yaradı mı?" Ferit'in elini yattığım pozisyondan göremezsem de elinin sıcaklığını her zerrem de hissediyordum.
"Benim oğlum fazla hain ben bir satir elim karnımda duruyorum bana mısın demedi. Ama gel gör ki senin elini hissetmesiyle sakinleşti. Belki de uymuştur..." Ben konuşurken yanımda hareketsizliği fark ederek başımı çevirdim. Anlaşılan tek uyuyan oğlum değildi.
"Biliyor musun yüzüstü yatmayı çok özledim." Bunu duymadığını bilerek söylemiştim. Keşke yan dönüp yüzüne bakabilseydim. Ferit eli karnımda uyuyakalmıştı da bu adam uyurken hiç kıpırdanmaz mıydı? Bende uyumak için gözlerimi kapattığımda içimde huzurla uyuya kalmıştım. Uzun zaman sonra ilk kez gözümü kapatır kapatmaz uyuduğumu ancak uyandığımda fark ettim. Başka fark ettiğim şeyse gerçekten Ferit'in hareketsiz uyuduğuydu. Ben normalde yatakta dört dönerdim o ise nasıl yattıysa öylece duruyordu.
Bir süre daha yatakta sessizce kalınca Ferit'in ailesi aklıma gelmişti. Tabi ya evde misafir vardı. Hiç kalmak istemesem de Ferit'in elini karnımın üstünden çekerek yataktan çıktım. Son bir kez daha Ferit bakarak odadan çıktığımda evde sessizlik hakimdi. Bence herkes uyuyor bir süre de uyanmazlardı. Merdivenlerden ağır adımlarla inip mutfağa geçtim. Beni sevmediklerini bilsem de onlara keyifle kahvaltı hazırladım. Tabi ikizler beni sevmiş olabilirdi.
"Kocan uyanmadı mı?" Gelen sesle birlikte arkama baktığımda üvey kaynanamı gördüm. Kesinlikle Yeliz Hanım da ağır basan kaynanalık vardı. Tabi modern görünüşü kesinlikle bunu kapatmaya yetmiyordu.
"Günaydın Ferit birazdan uyanır. Siz bir şey mi istiyordunuz..." Yeliz Hanım kahvaltı masasına yukarıdan bakınca kahvaltıyı hazır etmiş olsam da sanki eksiklik varmış gibi izlenime kapıldım.
"Kahvaltıyı bahçeye hazırlamanı isterdim. Keşke önceden sorsaydın..." Masaya bakarken birde bahçeye baktım. Bunları hazırlarken canım çıkmıştı birde dışarıya mı taşıyacaktım...
"Biz kahvaltılarımızı mutfakta yaparız. Yok, ben yapmam derseniz de kendinize bahçeye hazırlarsınız olur biter Yeliz Hanım..." Bu adam benim kurtarıcımdı. Ferit de minnetle bakarken yanıma gelip hiç beklemediğim anda yanağıma öpücük kondurdu. "Günaydın sevgilim." Düşüyor muyum?
"Benim için fark etmez ben sadece öneri sunmuştum... Neyse ben gidip çocukları uyandırayım..." Yeliz Hanım takındığı değişik bir tavırla mutfaktan çıkınca gözlerim Ferit'i buldu.
"Günaydın, aslında seni de uyandıracaktım ama hep sen kalktığın için rahatsız etmek istemedim."
"Sorun değil. Bu arada kimse yokken son kez söylüyorum. Kesinlikle kendini yorma sen bu evin hizmetçisi değil benim karımsın ona göre kendini bu kadına karşı savun en küçük sorunda da bana söyle bende haddini bildiririm."
Mutfağa Cemal Bey girince sessizce Ferit'e tamam demiştim. En son ikizlerde gelince herkes kendine yer bulup oturmuş bende en son Ferit'in yanında yerimi almıştım. "Bugün seninle şirkete gidelim. Bir bak bakalım işleyiş nasıl ilerliyor ona göre de ayarlamalar yaparız."
"Tamam, hiçbir yere kaçmıyoruz kahvaltıdan sonra hastaneye gitmem gerekiyor oradan da şirkete olur mu?" Babası başını olumlu anlamda sallayınca ben yine gerilmeye başlamıştım.
"Ege sende kendini hazırla hafta sonları abinin yanına gideceksin..."
"Ama baba ya benim yaşım kaç ne işi hem neden sadece ben hani kadın erkek ayrımcılığı yapmazdın o halde neden Ezgi de benimle gelmiyor..."
"Söylenme bu sene sen başla seneye kardeşinde başlar..."
"Cemal kahvaltıda çocukları germesen mi?" Bir süre daha aralarında konuşmuşlar bende sessizce kahvaltısını yapan Ferit'e bakmıştım. Hiç de mutlu görünmüyordu. Kahvaltı bitiminde herkes mutfaktan çıkınca bende hazırladığım gibi kahvaltılıkları kaldırmaya başlamıştım. Aslında Ezgi yardım edeyim demişti fakat annesi giderken onu da yanına çağırınca yalnız kalmıştım. En son bulaşıkları makineye dizmiştim ki makinenin kapağını kapatırken Ferit yanıma geldi.
"Ayça ben çıkıyorum. Telefonunu yanından ayrıma müsait oldukça seni arayacağım ve odaya çıkıp dinlen..."
Ferit yine anlayışlı eşler gibi davranarak evden ayrılmıştı. Bende söylediğini yapmak için mutfaktan çıkmıştım ki Yeliz Hanım kendisine ve kocasına kahve yapmamı söylemişti. Bende nasıl içersiniz diye sorduktan sonra gerisin geriye dönerek kahvelerini yapmıştım. On beş dakikanın sonunda odaya Ferit'in odasına çıktığım odadaki eşyalarımı koltuğun üstünde görememiştim. Eski yerine götürme ihtimali olmadığından dolaplara giderek göz gezdirdim. "Bak ya hepsini yerleştirip öylece gitmiş..."
Ağlama Ayça, altı üstü kıyafetlerini dolabına dizmiş... Kendimi telkin etmeye çalışsam da çokta gözümden yaşlar düşmeye başlamıştı. Tabi bu defa gülmekli ağlamaklıydı. Kapının çalınmasıyla gözyaşlarımı silip girin dedim. İçeriye Yeliz Hanım girince epey gerildim. Neden bu kadın bana itici geliyordu.
"Seslendim duymadın bende buraya kadar gelmek zorunda kaldım. Umarım müsaitsindir..."
"Tabi buyurun."dediğimde odada göz gezdirerek tekrar bana döndü. "Siz tam olarak ne zaman evlendiniz?" Kızarınca dişlerimi sıktım. Biz bu konuya hiç çalışmamıştık şimdi ne cevap verecektim...
"Yeliz hanım duşa girmem gerekiyor sohbetimizi daha sonra yapsak olur mu?" Yeliz Hanım bu çıkışımı hiç beklemediğinden olsa gerek morarmıştı. Dışarıdan biraz saf olabilirim yaşımda küçük olabilir ama aklım eriyordu.
"Peki, sen duşa girdiğinde düğün gününe ait olan fotoğraflarınıza bakabilir miyim? Düğün olamadıysa da nikah gününe ait fotoğrafları görmek isterim."
"Şuan size albüm vermek isterdim ama inanın lavaboya gitmem gerekiyor..." Kaçış bu kaçış diyerek elim karnımda yapay bir gülümseme ile yanından geçerek banyonun önüne kadar yürümüş gittiğinden emin olmak içinde "Çıkarken kapıyı kapatırsanız çok sevinirim."
Bana sahte bir gülümseme gönderince arkasını döndü bende banyoya girerek kapıyı kapattım. Birkaç saniye sonra da odanın kapısı kapanmış. Hemen banyodan çıkarak odaya bakmıştım. Şükür gitmişti. Hemen telefonu elime aldığım gibi Ferit'i aradım. Ferit henüz yolda olduğunu söyledikten sonra bende yaşadıklarımı anlattım. Tabi kahve kısmını anlatmamış olabilirim.
"Korkma Ayça ne zaman evlendiğimizi söyleyebilirsin. Tabi konuya aileni katmamak şartıyla fotoğraf işini ise ben ayarlayacağım sen hiç merak etme. Şimdi kapatmam gerekiyor. Sen kendine ve oğluna dikkat et."
"Ferit ailen geçmişimi öğrendiğinde neler olmasından korkuyorsun?"
KORKMA SÖYLE NEDEN BU KORKU?
PEKİ, SİZCE?