"Keşke o zaman bana değil de ona koşaydın. Madem o kadar sevip güveniyordun onun kollarının altına sığınacaktın Ayça Hanım benim değil."
Benim değil demişti. Ben nasıl ona sığırdım. Ne diyecektim Baran bana... Allah'ım ben buraya kan dökülmesin sevdiklerim zarar görmesin diye kaçmıştım. O bana ne kast ediyordu. Hayretle açık kalan ağzımı kapatarak yanında hızla geçip yürümeye başladım. Ferit arkamdan söylesen de umurumda değildi. Korumaların yanında geçtiğim sırada "Önünüze dönün lan sıra size de gelecek."demişti
Adamlara neden kızdı bilmiyorum ama evin girişinde beni Ezgi ve Ege bekliyordu. Ezgi abisi gibi boynuma atlayarak "Yenge çok korkuttun bizi seni bulamayınca ne yapacağımızı bilemeden abimi aradık. Şükür ki iyisin yoksa asla kendimi affetmezdim..." Ezgi benden gözleri dolu ayrılınca Ege de geçmiş olsun demişti.
" Teşekkür ederim..." dedikten sonra içeriye girdiğimde salonda Yeliz Hanım ve Cemal bey de ayakta beni bekliyordu. "Kızım iyi misin?"
"Tatlım benim seni sağ gördüm ya nasıl içim rahatladı. Sen kaşla göz arası nasıl oldu da kayboldum. Ezgiyle aramadığımız köşe bucak kalmadı. Bulmayınca adını anons bile ettirdik en son Ferit geldi kamera kayıtlarına baktık..." Ne uzun konuştun demek istesem de bunu yerine arkamda duran Ferit'e baktım. Yeliz doğrudan olmasa da o adam kimdi demek istiyordu.
"Sizi bulamayınca kuzenimi arayarak beni eve getirmesini rica ettim. Başka sorunuz yoksa odama çıkıp dinlenmek istiyorum." Bu soru değildi çünkü cevap beklemeden yanlarından geçerek odaya çıktım. Biraz daha ayakta kalsaydım bayılabilirdim. Of ya ben nasıl onların eşyalarını unuturdum. Acaba dönüp unuttum mu desem... Ama yok ya sonra söylerim. Zaten odaya geldiğimde hemen ardımdan Ferit gelmişti.
"Ayça konuşmamız gerekiyor..." Ne konuşacaktık beni biraz daha mı yerecektin?
"Yorgunum Ferit dinlenmek istiyorum."Dolaba yöneldiğimde kendime pijama takımı alarak banyoya geçecektim ki Ferit kolumdan tutarak gitmeme izin vermedi.
"Az önce ki sözlerimden dolayı özür dilerim. Kuzeni her ne kadar sevmesem de düşüncelerimde aynı fikir olsam da son sözü söylemem gerekirdi. Lütfen sende bir daha benden habersiz dışarıya çıkma eğer çıkarsan da haber verip telefonunu yanına al..." Yüzüne baktığımda az önceki öfkesinden eser yoktu.
"Tamam, şimdi kolumu bırakır mısın?" Ferit kolumu bırakınca bende banyoya geçerek üstümü değiştirdim. Neymiş kuzenimin kolunun altına sığınacakmışım zaten bende saftım bu yüzden kaçıp buralara geldim. Ah Ferit sende beni anlamıyorsan şu hayatta başka kim anlar...
Odaya tekrar girdiğimde Ferit odanın ortasında durmuş düşünüyordu. Beni görünce "Saat epey geç oldu Yeliz Hanım yemek yemediğinizi söylemişti aşağıya inelim de Hacer Hanım sana yemek hazırlasın."
"Gerek yok ben yemek yedim aç değilim." Yatağın ucuna oturduğumda Ferit yeniden sinirlenmişti.
"Ne demek yedim. Ben burada başına bir şey mi geldi diye delirirken sen oturup o adamla yemek mi yedin? Şimdi anlıyorum tavırlarının nedeni sen onu görünce kendine olan güvenin arttı. Bu yüzden mi böyle davranıyorsun?"
"Ne oluyor sana Ferit bilmesem seni gerçekten kocam sanacağım sanki beni kıskanıyormuş gibi konuşmaktan vazgeç o benim kuzenim aç olduğumu anlayınca yemek ısmarladı ben de karnımı doyurup eve geldim..."
Ferit karşılık vermeyince yüzüne baktım. O ilk günkü adam gitmiş yerine sinirli agresif bir adam gelmişti. Ferit yüzüme boş gözlerle bakmayı kesince odadan çıkıp gitmişti. Ne oluyordu bize onun ailesi geldiği günden itibaren kavga dövüşümüz eksik olmuyordu. Allah'ım göze mi geldik ben anlamıyorum. Ferit'in neden değiştiğini bilmediğim gibi kendimin de neden ona karşı soğuk davrandığını bilmiyordum. Aşk bu muydu? Aşk neydi?