Merhabalar,
Açıkçası bölüm daha önce gelecekti ama yazmaya başlamadan instagramda gezinirken sevdiğim bir müzisyen olan Avicii'nin ölüm haberini gördüm.
Nedense ünlüler gözümüze ölümsüz gibi geliyor insanlığın doğasında olan bir olay ile onların da bu dünyadan erken gidebileceğini görüyorsunuz ve olay oluyor tüm dünyada. Anton Yelchin öldüğünde de aynı hisse kapıldım. İkisi de çok yetenekliydi ikisi de çok gençti. Sadece Allah günahlarını affetsin demek düşüyor.
Kısacası enerjim düştü ama sonunda tekrar yazmaya döndüm.
Umarım bölümü beğenirsiniz
İyi geceler <3
En sevdiğim şarkısını paylaşmak istedim.
Timuçin, kendinden memnun bir şekilde kapıya yürüyen Nehir'e bakıyordu. Topuklu ayakkabıları ve dizlerinin üstünde biten elbisesiyle oldukça feminen duruyordu ki, bu Timuçin'in çok hoşuna gitmişti. Otomatik kapı açılmadan önce bir an duraksadı Nehir ve Timuçin'e bir bakış attı. Timuçin bu bakışa gülümseyerek cevap verdi. Uzun bir süre de yüzünden silinmedi bu gülümseyiş. Garip hissediyordu açıkçası bu hissi manevra yaparken yaşadığı heyecana benzetti. Bir an nefesinin kesilmesi ve arkasından gelen adrenalinin vermiş olduğu coşku... Aynı böyleydi sadece daha kontrolsüzdü. Nehir çoktan gitmiş olsa da bakışlarının kapıda kalmasına engel değildi. Dalgınlığını cebinde titreyen telefon bozdu. Annesi arıyordu ve Timuçin konuşmanın sonunun nereye varacağını çok iyi biliyordu. Eve gitmeyi çok istiyordu ama bir türlü o cesareti kendinde bulamıyordu.
"Efendim." diyerek açtı telefonu. Az önceki coşkusu, artan korkuya bırakmıştı yerini. Nefes aldı yavaşça ve kendine ayaklarının yere bastığını hatırlattı.
"Ben aramasam hiç arayacağın yok Timuçin." Annesi her zamanki gibi sitem doluydu ki Timuçin haklı olduğunu da düşünüyordu.
"Biliyorum ama anne sen de biliyorsun." Yüzünü buruştururken pencere tarafına döndü. Tam karşısında Tıp Fakültesi binası vardı. Ellerinde notlarla koşuşturan öğrencileri izledi düşüncelerini uzaklaştırmak için.
"Her şeyin üstesinden geldin. Galiba bu son adım ve gelmezsen o adım hiç gerçekleşmeyecek." Timuçin bir şey demedi çünkü düşünmeye başlarsa flashbacklerin onu eline alacağını biliyordu.
"Konuşmak istemiyorsun her zamanki gibi. Neyse geçen isteğimi gerçekleştirdin mi?" Annesi düşüncelerden uzaklaşmak için ona iyi bir neden vermişti. Pededontist olan hocası Elçin ile ilgilenmesini rica etmişti çünkü annesinin bir arkadaşıydı.
"Evet, hatta güzel bir şey oldu." Aradaki bağlantıyı kurmak bile bir an içinin mutlulukla dolmasını sağlamıştı.
"Nasıl güzel bir şey?"
"Biri ile tanışmamı sağladı."
"Seni etkileyen genç bir hanım mı yoksa?" Timuçin ellerini saçlarına götürürken annesinin bu tanımı onu gülümsetti. Aslında güzel bir başa çıkma yöntemi olacağını düşündü. Nehir'i düşünmek kötü anıların yerini çabucak doldurabiliyordu.
"Öyle de denilebilir."
"Peki, buna hazır mısın? Biliyorsun diğerinde biraz yara aldın."
"Anne yara bile kalmamış desem. Abim sayesinde tekrar karşılaşmak zorunda kaldım. Gitmiş ona evimin adresini vermiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)
RomanceHazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her işine karıştığı gibi ona uygun olan bir eş adayı bile belirlemişti. Nehir için bu bardağı taşıran son damla olmuştu ama abisi hala bundan h...