Merhabalar :)
Sözümü tutuyorum. İnşallah böyle bir iki hafta düzenle bölüm atacağım.
Bir önceki bölümde dediğim gibi eğer kurguyu okumayı seviyorsanız bir yorumu ve yıldıza basmayı çok görmeyin.
Bakalım Derya hakkındaki görüşleriniz değişecek mi? :)
Timuçin'in geçmişinde ne yaşandı? Tahminlerinizi buraya yazabilirsiniz.
Keyifli okumalar <3
XOXO
ELİF
instagram:elifkaplan3watty
O andan itibaren huzursuz oldu Nehir. Şu an tabağında lezzetli görünen yemek bile cazibesini yitirmişti. İçindeki kocaman merak düğümü ile baş başa kalmak sinirlerini bozuyordu. Bir an evvel gitmek istiyordu.
"Kızım niye bu kadar yüzün düştü ki senin?"
"Bir yandan abim bir yandan da..."
"Ne?"
"Deniz abim gibi halleri var. Hatta bunu ima ettiğimde aksi bir tepki vermedi. Ya Fırat Bey için onu terk ettiyse."
"Fırat Bey ile bir alakası da olmayabilir o kişinin. Hem bir şey bilmeden bu kadar huzursuz olmak fazla."
"Şu an buradan çıkıp gitmek istiyorum sadece. Pınar, abimin neler yaşadığını biliyorsun. Aynı şeyleri Timuçin'in yaşadığını düşünmek beni üzüyor."
"O kadar merak ediyorsan aç bak abinin dosyasına. Ya da git konuş."
"Konuşmak daha mantıklı." Kararını vermişti. Abisi ile konuşmak çok mantıklı görünüyordu şu anda. Telefonundan saati kontrol etti. Geç değildi. Kısa bir mesaj attı.
'Evde misin? Konuşmak istiyorum abi...'
'Evdeyim gel konuşalım.' Anında gelen mesaj bir nebze olsun sakinleşmesini sağladı ama biliyordu ki, evde gerilim olacaktı.
"Kızmazsın bana değil mi?"
"Valla Nehir ben yemeğimi bitirdim amacına ulaştı yani." Arkadaşının muzip tavrı bir nebze de olsa onu rahatlattı ve küçük bir gülümseme belirdi yüzünde.
"Cidden çok güzel telafi edeceğiz."
"Saçmalama gerildin zaten, şu an gerçekleri öğrenmek istiyorsun." Nehir başını salladı ve ayağa kalktı. Hesabı ödedikten sonra Pınar ile çıkışa yürümeye başladılar. Tek bir çıkış vardı ve o masanın önünden geçmek zorundaydılar. Maalesef gözlerini masadan çekemedi ve Fırat Bey bunu fark etti.
"Nehir Hanım." diye seslenince masanın önünde durdu. Fırat Bey ayağa kalktı ve elini uzattı dostane bir tavırla. Nehir hızlıca uzatılan eli sıktı.
"Merhaba, nasılsınız?" diyerek karşılık verdi. Kızın yüzüne bakmasa da delici şaşkın bakışların odağında olduğunu biliyordu.
"İyiyim siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim." Bir an duraksadı ve kadına baktı.
"Hanımefendi sizinle tanışıyor muyuz? Yüzünüz hiç yabancı gelmiyor," dedi tepkisini merak ederek.
"Hiç sanmıyorum." Sesi oldukça soğuk ve resmiydi. Konuşmak istemediği de her halinden belliydi. Nehir içinde ona karşı olan öfkeye yenildi ve karşısındaki kadını daha da sıkıştırmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)
RomantikHazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her işine karıştığı gibi ona uygun olan bir eş adayı bile belirlemişti. Nehir için bu bardağı taşıran son damla olmuştu ama abisi hala bundan h...