61

6.3K 633 210
                                    

Timuçin hiç bilmediği bir koridorda yürüyordu. Buraya daha önce hiç gelmemişti. Daire numaralarına baktı ama sayılar o kadar büyüktü ki anlam veremedi buna. Elinde bir anahtar vardı. Vücudu bir robotmuşçasına yürürken gireceği daireyi çok iyi biliyordu. Kapının önünde durdu ve anahtarla kapıyı açtı. Sanki bedeni ve bilinci iki ayrı kişilik gibiydi. Çünkü bilinci nerede olduğunu bilmezken bedeni nerede olduğunu biliyor gibiydi. İçeriye girerken merakla etrafa baktı. Burası hiç kendi evine benzemiyordu. Daha sıcak ve samimi bir havası vardı. Gözüne tanıdık gelen tek şey koltuğun köşesinde oturan kedisiydi. Salonun içinde yürüdü ve tavandan yere kadar olan camın önüne geldiğinde tüm şehri görebiliyordu. Daire numaralarının bu kadar yüksek olmasının sebebi buydu anlaşılan. 

Üzerindeki formanın cebine iliştirilmiş olan kartvizitine gözü takıldı. Eline alıp incelediğinde artık bir uzmanlık öğrencisi değil de uzman olduğunu görmüştü. İki sene mi geçmişti yani? Hayatının son iki senesini hatırlamak için kendini zorladı ama kocaman bir boşluk vardı bilincinde. Kanıt aramak istercesine salona baktı ve birkaç fotoğraf çerçevesi gördü. Hemen alıp incelemeye başladı. Fotoğrafta yanında duran kadını tanıyordu. Birbirlerine sevgiyle bakan çifti görünce hem şaşırdı hem de içine dolan mutluluğa engel olamadı. Üzerinde siyah bir smokin varken Nehir'in üstünde oldukça sade bir beyaz elbise vardı. Bu bir gelinlikti. Resmi dakikalarca inceledi. Onunla nasıl tekrar bir araya gelmişti? Nehir onu nasıl affetmişti? Peki ya hayatını altüst eden olayı anlatmış mıydı ona? Anlatmış olmalıydı çünkü Nehir o olayı anlatmadan onunla evlenmezdi. Çerçeveyi dikkatlice yerine koydu. Parmağındaki yüzüğe baktı ve bunun olmuş olduğuna tekrar inanamadı. 

Kapının açılma sesini duyduğunda irkildi ve hemen arkasını döndü. Nehir telefonla konuşuyordu ve onu görünce kocaman gülümseyince Timuçin kalbine dolan sevgiye engel olamadı. Nehir çantasını koltuğa bıraktı ve yanına gelip yanağına bir öpücük kondurdu bir yandan telefonla konuşmaya devam ederken. Ama tuhaf bir şey vardı. Karnına değen karnı hissedince Nehir'e dikkatlice baktı. Gördükleri karşısında gözleri kocaman açıldı. Nehir hamile miydi? Nehir de bu tavrını görmüştü ve ona soru soran gözlerle baktı. Telefonu kapattığında tekrar bakışlarını karşısındaki adama çevirdi.

"Sanırım şu çene kırığı ameliyatı seni çok yormuş." Çene kırığı ameliyatlarına hiç tek başına girmemişti ama artık uzman olduğuna göre tek başına yapabiliyor olmalıydı. Ona birçok soru sormak istiyordu ama ağzından tek bir kelime çıkmadı. 

"Evet evet biliyorum topuklu ayakkabı giymemin özellikle bu dönemde sağlıklı olmadığını düşünüyorsun ama alışkanlık olmuş ben de, ayrılamıyorum. Ayrıca bu Jimmy Choo'ları sen aldığın için benim için çok değerli." Oldukça iyi kazanıyor olmalıydı demek ki. Yoksa bu ayakkabıları ona alamazdı. 

"Nehir ben... Tüm bunlar ne zaman oldu?" Nehir bir kahkaha attı. 

"Evet inanması biraz zor. Çok haklısın zaman hızlı geçiyor. Beş aylık oldu bile inanılmaz." Nehir yanına geldi ve şefkatle yüzünü okşadı. Ona öyle aşkla bakarken o kadar güzel görünüyordu ki... Timuçin onun çenesini yavaşça kavradı ve gözlerinin içine baktı gülümseyerek. Nehir Hazinedar onun eşi olmuştu ve hala buna inanamıyordu. Gözlerini kapattı ve yavaşça onu öpecekken aralarına bir engel girdi. Nehir gülerken Timuçin daha yeni fark ediyordu burnunun üstündeki baskıyı. Nehir yavaşça kemik çerçeveli gözlüğünü çıkardı. Bir an da etrafın bulanıklaşmasına hayretle baktı Timuçin. Annesinin hastalığı onda da vardı demek ki... Abisinin korkulu rüyasıydı astigmat olmak çünkü uçuculuğu elinden alınabilirdi bu yüzden.

"Sen daha alışamadın gözlüğüne ama ben bu kadar çekici olmana kesinlikle alıştım. Seni bu gözlükle gördüğümde üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyorum." Arzuyla söylenen bu sözler onu şaşırtsa da artık evli olduklarına göre bu konu oldukça normaldi. Ayrıca şu an Nehir'in karnındaki bebeği leyleklerin de getirmeyeceği belliydi. Onunla oldukça keyifli vakitler geçirmiş olmalıydı yatakta. Elleri ile Nehir'in karnını okşadı. Gerçeği daha yeni kavrıyordu. Nehir şu an onun çocuğunu büyütüyordu karnında. 

DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin