Herkese merhabalar :)
Çok bekledik diyenler oldu evet süre uzadı ama bu sürenin yüzde doksanını koyduğum sınırın geçmesini beklemekle geçti.
Son 11 gün kitap fuarında çalıştım.
Şu an da ders çalışmam gerek ama o kadar çok mesaj geldi ki zaman ayırmalıyım dedim.
Evet biraz kısa. Levent'i yazarken arkası yarın gibi kısa yazıp her gün bölüm atıyordum. herhalde bu bir iki ay kadar sürdü. O tempoyu sevenler de var sevmeyenlerde.
Eğer o şekilde kısa ama her gün bölüm olsun derseniz ben de kendimi ona göre hazırlayabilirim.
Yeni bölüm sınırı 250 oy ve 60 yorum.
Yorumlarınızı okumayı acayip seviyorum <3
Birkaç tane sor sorayım.
Gidişatı nasıl buluyorsunuz?
Kurguda en sevdiğiniz detay nedir?
Yeni bölümde görüşmek üzere
XOXO ELİF
Sanki şiirin anlamını vurgulamak istercesine gözleri birleşti. Nehir artık bu bakışmalardan oldukça rahatsız olmaya başlamıştı çünkü içindeki bir ses kontrolünü kaybedeceğini söylüyordu. Gözleri bir an gövdesini saran beyaz tişörtte gezindi. Elini uzatıp dokunma isteğini alıp götürmek istiyordu. Hiç bu kadar karşı koyamadığı bir çekimle karşılaşmamıştı. Nefes alışının sıklaştığını kalbinin hızla atmaya başladığını utanarak hissediyordu. Ne var ki bu durumda yalnız değildi. Böyle olmaması gerekiyordu diye düşünmekten kendini alamıyordu Timuçin. Kendini çok fazla kaptırıyordu ve ona göre yapmaması gerekiyordu. Ne olduğunu, ne kadar acı çektiğini kendisi çok iyi biliyordu. Peki yaşayamayacaksa ne kıymeti olacaktı ki!
Şu anki hisleri ile o zamanki hisleri çok farklıydı. En azından bana destek oluyor hiç sıkıştırmıyor diyebiliyordu. Kendi düşüncesini dayatmaya çalışmıyordu. Evet, biraz çabuk reaksiyon veriyordu ama şu an bunların hiçbiri umurunda değildi. Ondan ne kadar hoşlandığını farklı bir yoldan göstermek için tüm vücudu karıncalansa da kendini frenlemeyi bilecekti. Neyse ki Nehir imdadına yetişti ve konuyu bir anda değiştirdi.
"Yoksa sen de mi o kızla olmasını istedin?" Timuçin bir anda gördüğü kızgın bakışlarla afalladı.
"Hayır tabii ki de... Ayşe ile olması gerekiyordu çünkü en başından beri o vardı yanında. Çok sabır gösterdi, çabaladı, elinden ne geliyorsa yaptı ama..."
"Ama ne?"
"Selim Pusat bunları görmedi."
"Evet öyle oldu." Nehir'in yüzü yumuşadı ve garip bir şekilde onu neden bu kadar sıkıştırdığına da anlam veremedi.
"Ama Nehir şunu unutuyorsun. O psikoloji gerçekten çok zor." Anılarını şu an asla düşünmemesi gerekiyordu. Zayıf yönlerini gösterebilirdi ve Nehir asla o yönlerini görmemeliydi. 'Senin artık burada işin yok, bir daha da asla adım atmayı düşünme!" Abisinin onu yere çarparcasına itişini, oturup çocuk gibi ağladığını asla unutamazdı.
"Ama o hiç çabalamadı hep aynıydı. Çocuğuna karısına sarılmayı denemedi bile." Timuçin sessiz kaldı çünkü bu duyguyu anlatmak yeterince zordu. Abisini düşündüğünde onun da öyle olabileceğini biliyordu. Askerlik de abisinin her şeyiydi.
"Yazar bunu başka kitabında da yapıyor. Kitabın sonunda da karakterini cezalandırmayı biliyor. Unutma mektup geri geldi sonuçta."
"Ay evet şu efsunlu Gökçen meselesi..." Nehir'in bu nefret eden hali onu bir parça anılarından uzaklaştırdı. Hatta eğlendiği bile söylenebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)
RomanceHazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her işine karıştığı gibi ona uygun olan bir eş adayı bile belirlemişti. Nehir için bu bardağı taşıran son damla olmuştu ama abisi hala bundan h...