Ertesi gün Timuçin izin aldığı için evde olacaktı. Nehir dün ona olanları telefonda anlatmıştı. Bugün ise onu göreceği için mutluydu.
"Daha iyi görünüyorsun," dedi içeriye girdiğinde Timuçin.
"Dışarıdan öyle olsa da içim öyle değil. Ne yapacağımı bilmiyorum." Nehir dün gece defalarca abisini aramak istemiş ama bir türlü arayacak cesareti kendinde bulamamıştı.
"Konuşma cesaretini kendinde bulacaksın," dedi sarıldığında ama Nehir nasıl bulacağını bilmiyordu.
"Sanırım bir tatile ihtiyacım var. Sen de benimle birlikte gelir misin?" Timuçin bir an düşündü. Nehir için tatil yurtdışı demekti. Bunun için de uçağa binmesi gerekiyordu. O yüzden genç adama imkânsız göründü bu fikir.
"Gelmeyi çok isterim ama izin alabilir miyim uzun süre bilmiyorum."
"Gerçek neden sence bu mu?" Nehir o an Eren'in planını uygulayabileceğini düşündü. Yoksa Nehir de Timuçin gibi erteleyip duracaktı onu kaybetme korkusu yüzünden.
"Evet..."
"Seni yalancı," dedi Nehir ve güldü. Timuçin bu tavırla biraz gerildi. Üstüne gelineceğinin farkına varmıştı. Nehir çantasından biletleri çıkardı ve ona gösterdi.
"İki kişilik... Başka şeyler de düşündüm mesela aileni de ziyaret edebiliriz. Belki yanında ben olunca kolaylaşabilir."
"Nehir..." Timuçin gerçekten sinir olmuştu bu emrivakiye. Ayrıca gidip bir de bilet alması son derece sinir bozucuydu. Eğer yumuşak davranırsa Nehir daha da onu sıkıştıracaktı. İtiraf etmek için kendini hiç hazır hissetmiyordu. Bunu yapamazdı. Başka bir şeyden bahsetmeliydi kaçmak için.
"Sence bir uçak bileti alamayacak kadar param yok mu?" Alaycılıkla söylese de içinde halen o pahalı saatin yankısı vardı.
"Gerçekten böyle mi düşündün? Ben sadece sana jest yapmak istemiştim. Yardım edebilirim diye düşündüm. Hem seninle birlikte vakit geçirmenin de hayalini kurdum. Bana açılırsan tüm o ağırlığın altından kurtulmuş olacaktın. Neden evine gitmiyorsun?" dedi Nehir kararlılıkla yüzüne bakarak. Artık sabrının son sınırına gelmişti.
"Nehir şu an bunu anlatamam."
"Neden?" Nehir karşısına geçti ve kararında oldukça ciddi duruyordu. Başka bir cevap kabul etmeyeceğini onun geri adım atmayacağını genç kadının gözlerinde gördü Timuçin. Hatta Nehir'i hiç bu kadar kararlı görmemişti.
"Kendimi anlatamam."
"Sürekli kaçıyorsun. Yeter artık! Gerçekten yeter! Sen bana hiç güvenmiyorsun!" Sesinin bu denli yükseleceğini Nehir tahmin etmiyordu ama son zamanlarda içinde çok fazla şey birikmişti. Bu konu da onlardan biriydi. Çözüme kavuşturmalıydı artık.
"Nehir bunu yapma!"
"Neyi yapmayayım. Elimde tüm hayatın var ama sen kırılırsın diye ben bakmıyorum bile. Çünkü senden duymak istiyorum ama sen de sürekli kaçıyorsun."
"Çünkü o Timuçin'i tanımanı istemiyorum."
"Eğer seninle birlikte bir hayat sürmek istiyorsam her şeyini bilmeliyim. Seni mahvediyor ve ben sana yardım etmek istiyorum."
"Bana yardım edemezsin."
"Neden?"
"Çünkü bazıları senin gibi hayata üç sıfır önden başlamıyor. Çoğu şeyi yaşayarak öğreniyor."
"Bu ne demek?"
"İlk önce maaşımın beş katı olan bir saat alıyorsun. Şimdi de karşıma geçmiş oldu bittiye getirmek için bilet alıyorsun. Her an istediğin her şeyi elde edemezsin. Beni bu şekilde itiraf ettirmeye zorlayamazsın. Paran ve gücün bende işe yaramaz." Artık Timuçin de sesinin yükselmesine mani olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLİKTE SAKLI (Yeniden Yayımda)
RomanceHazinedarların küçük kardeşi Nehir, abisinin gölgesi altında kalmaktan dolayı oldukça şikayetçiydi. Abisi her işine karıştığı gibi ona uygun olan bir eş adayı bile belirlemişti. Nehir için bu bardağı taşıran son damla olmuştu ama abisi hala bundan h...